RAMAZAN-I ŞERİF NASIL KARŞILANMALI?

Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor: ‘Eğer ümmetim Ramazan ayındaki Füyuzat-ı ilahiyi bilmiş olsalardı mutlaka bütün senenin Ramazan olmasını temenni ederlerdi.’

***

Şu andaki halimiz, Ağustos sonu suya hasret toprakların çatlayıp otların kuruduğu bir haldeyiz. O zaman mübarek Ramazan-ı Şerifi askerden dönen oğlumuzu hasret ve sevinçle karşılar gibi, Almanya’dan tahsilden dönen kızımızı hasretle ve coşku ile karşılar karşılamalıyız. 

***

İnancımız gereği dinimizin kurallarına sarılırsak kalbimiz İslam’a ısınır ve dışa -yani yaşantımıza- akseder ve ibadetlerimizi severek zamanında yaparız. Etrafımıza hoş görü ile bakarız, çocuklarımıza şefkat ve merhametle, eşimize nezaket ve sabırla, anne babamıza koruyucu bir melek gibi, insanca İslam’ca yaşadığımız için toplumda narçiçeği gibi farklı ve sevimli olur, fark ediliriz.

***

Başkalarına verdiği sözde ve akitlerde günü gününe sadık, konuşmalarında güvenli ve hikmetli, bakışlarında güvenli ve ibretli, zamanını su gibi değil ilaç gibi harcayan, kısa ziyaretlerini tahiyyat miktarı tutan, geçmiş hatalarına üzülen ve ağlayan olalım.

***

Son nefeste imanını götürebilir miyim diye uykuları kaçan, kötülük yaparsam kabirde ilk günüm nasıl geçer acep diye ürken, mahşerin dehşetinden kurtulmak için bol bol salavat okuyan örnek insanlardan olalım. 

***

Sırat köprüsünün başına varınca ateşe düşmemek için Allah’tan rahmet, Peygamber efendimizden şefaat, İslam büyüklerinden İmam-ı Rabbani, İmam-ı Azam, Süleyman Hilmi Tunahan Efendi hazretleri gibi mübareklerden himmet bekleyen, müminlerin duasını almak için Ramazan-ı Şerifi değerlendiren Müslümanlara ne mutlu. Son durağınız cennet olsun efendim!

***

1992’den itibaren Bosna Hersek’te Müslümanların bağımsızlığına tahammül edemeyen Sırp çeteleri Müslümanların üzerine en ağır silahlarla saldırdılar. Yüz binlerce Müslümanı katledip birçoklarını yaraladılar, ırza geçmek gibi alçakça hareketlerde bulundular.

***

Son olarak 8 bin Müslümana ‘burası güvenli bölge’ deyip onların ellerindeki silahları aldılar. Sözde BM askeri Polonyalı askerler o 8 bin Müslümanı Sırp askerlere teslim ettiler. Ve makinalı tüfekle tamamını şehit ettiler. Avrupa devletlerinden her zamanki gibi hiç ses çıkmadı.

***

Bu üzücü yaşanmışlıktan anlatmak istediğim mesaj. Bu acılar yaşandıktan sonra Bosnalı bir alim şöyle dedi ‘biz Bosnalılar için bir lütfu ilahidir’. Sordular, efendim binlerce Müslüman öldü. Nasıl olur da bu savaş bizim için Allah’ın lütfu olur?

***

Alimin cevabı ‘Biz İslami yaşantıyı unutmuş, Sırplarla çocuklarımızı evlendirmiştik. Bizim sadece Ahmet, Mehmet, Ayşe gibi isimlerimiz vardı. İslam’la alakamız bitmişti. Fakat şimdi bu sıkıntılarla kendimize geldik, İslam kimliğimizi kazandık’ dedi.  

SON SÖZ

Ramazan-ı Şerif’in bereketi ile uyanalım, Rabbimize teslim olalım. Yüce Rabbimiz İslam ümmetini memleketimizi ve tüm insanlığı zalimlerin şerrinden korusun.