Ramazan’da sağlıklı beslenme tavsiyeleri
Ramazan ayında doğru beslenmek konusunda önemli püf noktaları veren Diyetisyen Ayşe Gürbilek, “Gün içerisinde hem açlık hem susuzluk dengesini sağlayabilmek için sahur beslenmesinde hem proteinden hem karbonhidrattan dengeli olarak beslenmeliyiz” dedi.
Ramazan ayı boyunca doğru beslenmek oldukça önemli.
Uzmanlar, bu dönemde uzak durulması gereken yiyecekleri sıraladı ve sağlıklı
beslenmenin püf noktalarını anlattı. Diyetisyen Ayşe Gürbilek, Ramazan ayında
sağlıklı beslenme konusunda önemli ipuçları verdi. Bu yılın Ramazan ayında
sıcaklara giriş yapılırken, 13-14 saatlik açlık sürecinin dengeli bir şekilde
geçirilmesi gerektiğini vurgulayarak “Gün içerisinde hem açlık hem susuzluk
dengesini sağlayabilmek için sahur beslenmesinde hem proteinden hem
karbonhidrattan dengeli olarak beslenmeliyiz. Kahvaltılık şeklinde yapmalıyız.
Çok yağlı, çok kızartmalı, besinlerden uzak durmalıyız” dedi.
İFTARDA AĞIR
YİYECEKLER TERCİH EDİLMEMELİ
Özellikle iftar ve sahur öğünlerinde ağır yiyeceklerin
tercih edildiğine dikkat çeken Gürbilek, bu durumun sindirim problemlerini
artırabileceğini söyleyerek “Sahurda olsun, iftarda olsun insanlar ağır
yiyecekler tercih ediyorlar. Makarnalar, pilavlar, börekler, sarmalar, dolmalar,
bunlardan uzak durmalıyız. Çünkü çok tuzlu ve çok yağlı gıdalar gün içerisinde
susamaya neden olacaktır. Aynı zamanda sindirim problemleri açısından da
kahvaltılık tarzı ve hafif yiyeceklerden beslenmeliyiz. Özellikle süt, yoğurt
hem elektrolit dengesini sağlaması hem de susuzluğun önüne geçmesi açısından
süt, yoğurt benim vazgeçilmezim. Sahur beslenmesinde süt, yoğurt, peynir,
yumurta olmazsa olmazım. Zerdeçal, zencefil, karabiber, tarçın bizim
bağışıklığımızı yükselten, inflamasyonu düşüren, bağışıklığı artıran
baharatlardan yararlanabiliriz. Bunun yanı sıra yine meyvelerimizde C
vitamininden yüksek meyve tüketmeliyiz” diye anlattı.
İftar öncesinde hafif bir şekilde beslenmenin önemine
değinen Gürbilek; hurma, zeytin ve çorba gibi hafif yiyeceklerle başlanması ve
sindirimin tam olarak başlamasının ardından ana öğüne geçilmesi gerektiğini
belirterek, “İftarda yine aynı şekilde 13-14 saatten sonra bir anda yüklenirsek
vücuttaki sindirim problemlerini daha da kat ve kat arttırmış oluruz.
Hazımsızlık, gaz, konstipasyon gibi şikayetler Ramazan’dan sonra da devam eder.
İftarımızı hafif bir şekilde hurmayla, zeytinle, çorbayla açıp arada 15-20
dakika es vermeli ve vücudun uyanmasını beklemeliyiz. Sindirim sistemini
uyandırdıktan sonra ana öğüne geçilmeli. Hafif olan proteinlerden et, tavuk,
balık bunların pişirme yöntemleri hafifliğini ya da ağırlığını arttırır yada
azaltır. Pişirme yöntemlerinden haşlama, buğulama, ızgara, fırında şeklinde
soteleme olarak hafifletebilirsiniz. Hem de protein dengesini sağlamış
olursunuz” diye konuştu.
RİSK ALTINDAKİ
GRUPLAR DOKTORA DANIŞMALI
Ramazan ayında risk altında olan gruplara da değinen
Gürbilek, gebe, emzikli, hipertansiyon hastaları, kalp-damar rahatsızlığı
olanlar ve kronik rahatsızlıkları bulunan kişilerin oruç tutmadan önce mutlaka
doktorlarına danışmaları gerektiğini vurguladı. Oruç tutarken bağışıklığın
düşmemesi için su tüketiminin önemine de değinen Gürbilek, bol su içmenin
vücudu temizlediğini ve bağışıklık sistemini güçlendirdiğini belirtti.
Gürbilek, “Ben bu dönemde su içmenizi, suyun yanında bol vitamin yani sebze ve
meyvelerden bol vitamin almanızı öneriyorum. Su olmadan vücudumuz arınamıyor,
toksinleri atamıyor. Su, vücudumuzdaki fazla yağ, su, şeker bunların hepsini
böbrekler yoluyla atılımını sağlıyor. Su en güzel detokstur. Günlük en az iki
litre içilmesini öneriyorum” dedi.