PUTIN

Adam kaçırıyorlar, tehditle şantajla milletin mallarına çöküyorlar. Yağmalıyorlar, dolandırıcılık yapıyorlar, cinsel istismarda bulunuyorlar. Tefecilik yapıyorlar, ne ararsan var. Mahkemede “ne iş yapıyorsun” dediklerinde iş adamı olduklarını söylüyorlar. Kim bunlar? Organize suç örgütleri!

Her ülkede bunlardan var.  Adliye muhabirliği yaptığım dönemde bu tür suç örgütlerinin yargılandığı davaların takibini çok yaptım.  Bu tür davalarda sanık ve müşteki sayısı çok olduğu için gece yarılarına kadar devam eden duruşmaları çok izledim.   Kimi onlara mafya diyor. Kimi çete. Bazıları kendini siyaset üstü görüp ülkeyi idare eden iktidarlara bile hükmetmeye çalışıyor.

***

Darbeye bile teşebbüs edebiliyorlar. Örneğin 2016 yılının 15 Temmuz gecesinde gördük. Onlar silahlı terör örgütü kapsamına giriyor. Geçtiğimiz hafta Rusya’da da geçmişte bir suç makinesinin kurduğu özel ordu,  Moskova’ya doğru tanklarla yürüyüşe geçti. Belarus Cumhurbaşkanının devreye girmesiyle kriz aşıldı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e yakınlığı ile bilinen bu şahıs da geçmişte hırsızlık başta olmak üzere birçok suçtan hüküm giymiş bir sabıkalı. O da kendini işadamı olarak takdim ediyor.

***

Sokaklardan çıkıp restoranları ve catering işletmeleri olan bir oligark haline gelmiş. Bu şahıs, müşterileri arasında Putin'in de olması nedeniyle Putin’in şefi olarak da biliniyor. Gazetecilik hayatımda yerli ve yabancı birçok siyasetçiyi takip ettim. Siyasetçiler gittikleri her yerde kendilerine her ikram edileni öyle yiyip içmezler. Kibar bir şekilde geri çevirirler. Bazen diyette olduklarını söylerler. 

Eski bir KGB ajanı olan Putin bu şahısın restoranlarına gidiyorsa, konuklarını orada ağırlıyorsa aralarında güvene dayalı bir ilişki olmalı. Ama bazen en güvendiğiniz dağlara bile kar yağabiliyor. Rusya’da yaşanan da tam da budur. Belki de eski bir KGB ajanı olan Putin, kendisine en yakın olan ismin kurduğu Wagner isimli paralel ordunun silahları kendine doğrultacağını hiç hesap etmemişti.

***

Her ne kadar bu kriz Belarus Cumhurbaşkanının devreye girmesiyle 24 saat bile dolmadan aşılmış olsa da bu defterin kapanacağını pek sanmıyorum. Bunun siyasi etkilerini de zaman içinde hep birlikte göreceğiz. Öte yandan Rusya’daki gelişmeler ve Putin’in islediği politikalar bizleri de etkiliyor. Bugün şayet Rusya’dan her yıl milyonlarca turist Türkiye’ye geliyorsa; en fazla da Antalya tercih ediliyorsa; bunda Putin’in de rolü olduğunu söyleyebiliriz.

***

Çünkü Putin daha siyasete bile atılmadığı;  St. Petersburg’ta vali yardımcılığı yaptığı dönemde Antalya’da tatil yapıp mavi yolculuklara çıkan biridir. Putin’in Antalya tatilinin detaylarını bana onu getirip otelinde misafir eden Türk Rus İş Konseyi Onursal Başkanı Turgut Gür anlatmıştı. Putin’i mavi yolculuğa çıktığı teknenin sahibi Hasan Büyükkurt’tan da gezinin detaylarını dinlemiştim.

***

Özetle çok mutlu ayrılmış Putin Antalya’dan. Bu gezilerin de etkisiyle Putin Rusya’da devlet başkanı olduktan sonra İkinci Dünya savaşında Nazilere karşı savaşan eski Rus askerlerini aileleriyle birlikte Antalya tatiliyle ödüllendirmişti.  Kemer’de tatil yapan eski Rus savaşçılarıyla yaptığım röportajlar o tarihlerde çalıştığım Akşam Gazetesinde yayınlanmıştı.

Antalya’dan güzel anılarla dönem o eski askerlerin anlatımları ve Türk misafirperverliğinin de etkisiyle bugün Rusya Türkiye’ye en fazla turist gönderen ülkelerin başında gelmektedir. Elbette Türkiye’nin izlediği dengeli dış politikanın da bunda büyük etkisi vardır.

***

Öte yandan Kültür ve Turizm Bakanlığı Antalya’da turizmi 12 aya yaymak istiyor. Bu kapsamda aynı zamanda bir Açıkhava müzesi durumundaki Antalya’nın ören yerleri ile arkeolojik değerlerini ön plana çıkarmak için çalışılıyor. Bu konuda atılması gereken adımların atılmasını sabırsızlıkla bekliyoruz.