PROGRAM KİRLİLİĞİ

Uzun zaman sonra bu sabah evdeydim ve her zaman olduğu gibi uyanır uyanmaz, ilk iş sabah haberlerini izlemek için TV’yi açtım. Geceden sabah neler olmuş, şöyle bir baktım, sonra bir fincan kahve yapıp oturdum. Haberler bitince, haber sonrası sabah programları başladı…

Allah’ım ekranlarda neler var inanamadım; Ünlüsü-ünsüzü, bir sürü insan televizyonda program yapıyor. Yapsınlar elbette ama gördüklerime gerçekten inanamadım haber programı desen değil, magazin programı desen değil, müzik programı desen o da değil, içeriği ne olduğu bilinmeyen belki 10 tane programa denk geldim.

Programda haber yorumluyorlar ve aynı haberi 10 dakika konuşuyorlar, hem de aynı tepkilerle… Ardından magazine geçiyorlar bilmem kim, bilmem kimi boşamış aslında adamın bilmem nerede bir kadınla ilişkisi varmış bir de üstüne çocuk yapmış kadın haklıymış boşamakta kadın zaten aslında kadın değilmiş babası ret etmiş 5 yıl sonunda barışmışlar vs. vs. Allah’ım aklımı koru dedim bu ilişkiler zincirini çözebilene zaten devlet övünç madalyası versinler üstün zeka kabiliyetlerinden dolayı.

Biz ne zaman bu kadar sığ ve kültürsüz işlere kafa yorar olduk kimler neden izliyor bu programları? Bir zaman evlilik programları moda olmuştu tüm ünlüler bir çöp çatma işine girmiş büyük operasyonlarla insanların dengini bulup evlendiriyorlardı ne ulvi bir görev. Sonra evlendirilen çiftler birbirini kesip doğrayıp dolandırılma olayları çok olunca RTÜK devreye girdi hepsini kaldırdı…

Şimdi yeni nesil popüler olan yayın anlayışı magazinden başlayıp; kayıp, cinayet dosyalarını araştırıp yıllardır görmediği biyolojik ailesini bulma programları, inanın program formatına bir isim ulamadım… Eski haber spikerleri muhabirler mis gibi işlerini bırakıp hukukçu edasıyla ekranların büyüsüne kapılıp parmaklarını halka sallaya sallaya yargı dağıtıyor…

“Sussss sen kimsin ki benimle böyle konuşuyorsun, alın bunu hattan alın alınnn, tüüü terbiyesiz adam demek karını boşayıp kız kardeşinin bacağının eltisiyle birliktesin” gibi inanılmaz yoz ve kalitesiz programlarda milleti azarlıyorlar.

İşin enteresan tarafı savunma olarak halk bu programları izliyor ne yapalım diyerek özürleri kabahatlerinden büyük gaflara imza atıyor ve adına halk dediğimiz koca bir toplumu bilgisizlik ve kültürsüzlükle suçluyorlar…

Pardon da siz kimsiniz diye sormazlar mı adama?

Siz kimsiniz de çıkıp o ekranlara insanların hayatlarını çarşaf çarşaf ortaya döküp sonra da tüüü kaka sen ne yaptın diye parmak sallaya sallaya kendini bir şey sanıyorsun? Bu nasıl bir yozluk nasıl bir para hırsı nasıl bir ego savaşıdır…

Reyting denen ölçüm sistemine kurban gittiğiniz halde, kanal sahiplerinin RTÜK’ten yediği muazzam cezalara rağmen hala Türk televizyonlarında bu insanlar program yapıyor eve gidip ohhh bugünde insanlık için büyük işler yaptım huzuruyla uykuya geçiyor…

Ne yazık ne acı…

Bizler kamu yayıncılığı yapan insanlarız kamu demek halk demektir…

Halk ne isterse evet biz onu yaparız ama halk bunu istiyor diyerek kalitesiz seviyesiz ve kültürümüzü rezil kepaze eden yayınları ekranlara getirip alın bunu izleyin diyerek aaaa bunu istiyormuş işte diyemeyiz…

Ne siz buna karar verecek kadar kalitelisiniz ne de aşağıladığınız halk bunlara reva görülecek kadar kalitesiz… Sanırım bu ülkede herkes her şeyi çok iyi biliyor bilmediğimiz tek şey haddimiz ve durmamız gereken sınırlarımız…

Zira öyle olmasaydı bu kadar kadın ve adam sunucular! Parmaklarını sallaya sallaya ağızlarından tükürük saça saça bizlere kızmazdı…

Kalın sağlıcakla.