Prof. Dr. Toker sıcaklık artışlarının üretime etkisini anlattı
Akdeniz Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü’nden Prof. Dr. Cengiz Toker, Türkiye’nin ve dünyanın karşı karşıya olduğu kuraklık tehlikesine dikkat çekerek, tarım politikalarında köklü değişiklikler yapılması gerektiğini belirtti. Toker, “İklim değişikliği kuşağında yer alıyoruz ve su stresi yaşayan ülkeler arasındayız. Bu nedenle, Türkiye’deki tarımsal üretimde ciddi değişiklikler yapmak zorundayız” dedi.
Son yıllarda dünya genelinde sıcaklık rekorlarının
kırılması kuraklık tehlikesini tekrardan gündeme getirdi. Dünya Meteoroloji
Örgütü tarafından yayınlanan Küresel İklimin Durumu Raporunda da yerküreyi
tehdit edecek felakete açıkça dikkat çekiliyor. 2023 yılının verilerini
kapsayan son raporda bir yıllık süreçte, okyanus suyu sıcaklıkları ve
Antarktika'da deniz buzu kaybında rekor kırıldığı, aşırı hava olaylarının
sosyo-ekonomik kalkınmayı baltaladığı belirtiliyor. Raporda, son bir yılda
ortalama sıcaklıkların tüm dünyada 1.4 derecenin üzerine çıktığı,
okyanuslarda sıcak hava dalgalarının yaşandığı da aktarılıyor. Kasırgadan en
çok etkilenen ülkelerin Yunanistan, Bulgaristan, Türkiye ve Libya olduğu
belirtilirken, iklim krizine bağlı gıda krizinin ise kaçınılmaz olduğu
vurgulanıyor.
SU TÜKETİMİ AZ OLAN ÜRÜNLERE GEÇİŞ ÖNERİSİ
Akdeniz Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Ziraat
Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü’nden Prof. Dr. Cengiz Toker, son yıllarda
yaşanan sıcaklık artışlarına ve yağış dalgalanmalarına dikkat çekerek,
bitkilerin bu yeni iklim koşullarında yeterli yağış alamadığını ve heat stress
olarak bilinen aşırı sıcaklık stresine maruz kaldığını ifade etti. Bu durumun
verimi olumsuz etkilediğini vurgulayan Toker, “Geleneksel tarım sisteminden
çıkıp kuraklığa daha toleranslı bitkileri tercih etmemiz gerekiyor. Aynı
zamanda çok su tüketen bitkiler yerine daha az su tüketen bitkileri tercih
etmeliyiz” şeklinde konuştu.
Özellikle Antalya gibi sahil bölgelerinde muz ve avokado benzeri
su tüketimi yüksek bitkilerin yaygın olarak yetiştirildiğini belirten Toker, bu
tür ürünler yerine daha az su tüketen bitkilerin tercih edilmesinin daha
sağlıklı olacağını söyledi. Toker, çiftçilerin yetiştirecekleri ürünleri
seçerken hem iç piyasa ihtiyacını hem de ihracat imkanlarını göz önünde
bulundurmaları gerektiğini de belirtti. Aksi takdirde, yapılan yatırımların
hüsranla sonuçlanabileceği uyarısında bulundu.
"GEÇİŞ SÜRECİ HEMEN BAŞLAMALI"
Tarımda alınan kararların etkilerinin hemen görülmediğini
belirten Toker, özellikle çok yıllık bitkilerde alınacak kararların birkaç yıl
sonra sonuç vereceğini söyledi. “Bu nedenle, geçiş sürecinin hemen başlaması
gerekiyor. Tek yıllık ürünlerde ise zaten Anadolu’daki çiftçiler yağışa bağlı
olarak bu tür değişiklikleri uygulayabiliyor” dedi.
TARIMDA YAŞLI NÜFUS SORUNU
Toker, Türkiye’de tarım sektörünün en büyük sorunlarından
birinin çiftçilerin yaş ortalaması olduğunu vurguladı. Çiftçi kayıt sistemine
kayıtlı kişilerin yaş ortalamasının 59 olduğunu belirten Toker, “Bu gerçekten
büyük bir problem. Genç nüfusu tarıma yönlendirecek imkanlar geliştirmemiz
gerekiyor. Aksi halde, yarın çok geç kalabiliriz” dedi.
“GENÇLER TARIMA YÖNLENDİRİLMELİDİR”
Tarımda genç nüfusun teşvik edilmesi gerektiğini belirten
Toker, mevcut devlet desteklerinin yetersiz olduğunu ve daha fazla destek
sağlanması gerektiğini söyledi. Toker, “Birçok kalemde ithalata dönmüş
durumdayız. Eskiden tarımsal üretimde kendi kendine yeten ülkelerden biriydik,
ancak günümüzde temel gıda maddelerinden buğdaya kadar birçok ürünü ithal eder
duruma geldik. Bu nedenle, her kalem için ayrı ayrı tedbirler alınması
zorunludur ve bunları bugün yapmak zorundayız” ifadelerini kullandı. Toker,
sözlerini “Eğer bugün bu tedbirleri almazsak, yarın çok geç olabilir. Bugün
yaparsak yarına bunların meyvelerini toplayabiliriz” diyerek tamamladı.