Prof. Dr. Çetin’den ilaçlamayla ilgili ezber bozan açıklama
İklim değişikliği ile birlikte henüz yaz ayına girmeden popülasyonu artan sivrisinekle mücadele konusunda önemli bilgiler paylaşan Prof. Dr. Hüseyin Çetin, Türkiye’de vatandaşların isteği üzerine sokak ve caddelerde yıllardır devam ettirilen sislemeyle ilaçlamanın, sivrisinek ve haşere mücadelesinde çok fazla etkisinin bulunmadığını söyledi.
“İnsanlar ilaçlamayı genellikle gece gezen arabalar olarak
bilirler” diyen Çetin, “Marketten, manavdan gıda alırken organik olmasına,
zehirsiz ve hormonsuz olmasına özen gösteriyorlar ama aynı kişiler fark etmeden
geceleri zehirleme makinelerinin sokaklarından bir değil birkaç kere geçmesini
ve sokaklara üzerlerine zehir sıkmasını istiyorlar” dedi.
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kendisini gösteren
iklim değişikliği, tüm canlıları etkilerken bunların başında da sivrisinekler
geliyor. Özellikle yaz aylarında yoğun görülen sivrisinek popülasyonu, ilkbahar
aylarında tırmanışa geçti. Sivrisinek popülasyonu ve haşerelerle mücadelede
önemli bilgiler paylaşan Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Çetin, “İklim değişikliğinin etkisini ülkemizde
görüyoruz. Özellikle mart ve nisan aylarına geçmiş 65-70 yıla göre daha sıcak
geçirdik. Kurak bir dönemdi. Ancak son günlerde yağışlar da arttı. Mayıs ayı
itibariyle birçok bölgemizde aşırı yağışlar oldu. Dünyanın birçok bölgesinde
iklim değişikliğinin etkilerini bariz görebiliyoruz. Bunun sebebi bazı yerlerde
aşırı kuraklık, bazı yerlerde ise sel baskınları oluyor. Ülkemizde de zaman
zaman sel baskınlarıyla karşılaşıyoruz. Sivrisinekler iklim değişikliğinden
etkilenen önemli canlı gruplarından bir tanesi” dedi.
“KIŞ UYKUSUNA
YATMADILAR”
Kış aylarında kış uykusuna yatması gereken sivrisineklerin
aktif olduğunu kaydeden Çetin, “Daha kısa sürede geliştiler. Şu anda birçok
ilimizde geçtiğimiz yıllara göre şikayet sayıları belirgin artış gösteriyor.
İnsanlar konutların etrafında yağmur düzensizliği olduğu için su biriktirmeye
başladılar. Sivrisinek üreme alanı olabilecek noktalar artmaya başladı. Yine
barajlar yapıyoruz, kuraklığa karşı su depolamaya çalışıyoruz. Sivrisinekler
durgun suda geliştiği için bu türdeki ortamlar gelişmelerine imkan sağlıyor.
Dere yataklarındaki suyun çekilmesi, göllerin sığlaşması gibi problemler
sivrisineklere daha fazla gelişme ortamı sunacak durumda” ifadelerini kullandı.
“SU BİRİKİNTİLERİNE
ÖZEN GÖSTERİLMELİ”
Çetin, sivrisinekle mücadele konusunda vatandaşların alacağı
tedbirlerin de öneminin altını çizerek, “Vatandaşlarımızın konutların etrafında
durgun su biriktirmemeye özen göstermesi gerekiyor. Eğer durgun su
biriktireceklerse de kapların üzerinin kapalı olması gerekiyor. Konutların
etrafında içinde her türlü su birikebilecek kap sivrisinek üreme alanı
olabiliyor. Yine atıl durumdaki otomobil lastikleri içerisinde, eskimiş
lastikler içerisindeki biriken su da sivrisinekler için ideal bir üreme alanı.
Bu türdeki ortamları imha ederek sivrisinek mücadelesine katkıda bulunabiliriz.”
“İNSANLARIMIZ YANLIŞ
BİR İNANIŞTA”
Haşere ve sivrisinekle mücadelede vatandaşların yanlış bir
inanışı olduğu konusuna da değinen Çetin, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Vatandaşlarımızın çoğu kendi çocuklarına, ailelerine,
annelerine, babalarına marketten, manavdan gıda alırken organik olmasına, zehir
ve hormonsuz olmasına özen gösteriyorlar ama aynı kişiler fark etmeden geceleri
zehirleme makinelerinin sokaklarından bir değil birkaç kere geçmesini
istiyorlar. Belediyelerin akşamları yaptığı ilaçlama faaliyetlerde sokağa zehir
atılmaktadır. İnsanlarımız yanlış bir inanışta. Bu türdeki uygulamalar
yapılırken kapı ve pencerelerini açıyorlar. Aslında kapı ve pencerelerini
kapatmaları gerekiyor. Yine araçların arkasından çocukların koşmaması
gerekiyor. İlaçlama yapılan ortama yaklaşmamaları gerekiyor. Özellikle astımı
olan alerjik reaksiyonları olan kişilerin ilaçlama yapılan sahalardan
uzaklaşması gerekiyor. Belediyeler genellikle haşere mücadelesini larva
evresinde yapmaktadırlar. Bunlar da konutlarımızın etrafındaki fosseptik,
rögar, kanalizasyon sistemi gibi olanlardır. Bu türdeki noktaları düzenli
ilaçlayarak larva mücadelesi yapmaktadırlar. İnsanlar ilaçlamayı genellikle
gece gezen arabalar olarak bilirler sadece. Aslında bunun ilaçlamaya çok büyük
katkısı yoktur. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde bu türdeki uygulamalardan
vazgeçilmiştir. Ancak bizim toplumumuz yıllardır bu uygulamaya alıştığı için
maalesef hala belediyeler, kurumlar bunu sürdürmektedirler. Sivrisinek
mücadelesine sınırlı miktarda katkısı vardır. Diğer haşerelere karşı az bir
miktarda etkisi vardır. Asıl kaynakta, çöplüklerde, rögarlarda, fosseptiklerde
yapılacak uygulamanın sivrisinek mücadelesine etkisi olmaktadır. Bu türdeki
hususlara dikkat edilirse sağlıklı bir yaşamla karşı karşıya kalırız.”
“YAZIN POPÜLASYONDA
ARTIŞ BEKLEMİYORUZ”
Yaz aylarında popülasyonun artışı beklemediklerini kaydeden
Çetin, Türkiye’nin birçok ilinde aktif bir şekilde binlerce görevlinin haşere
konusunda ciddi bir mücadele verdiğini, sadece belediyelerin yaptığı
ilaçlamalarla bu problemin çözülmeyeceğini, aynı zamanda vatandaşların da kendi
üzerine düşen görevleri yerine getirmesi gerektiğini vurguladı.
“TÜRKİYE’DE SITMANIN
KÖKÜ KURUTULDU”
Prof. Dr. Çetin son olarak, 1 ve 2’nci dünya savaşlarından
sonrası, savaşlarda ölen insanlardan daha fazla insanın salgın hastalıklar
nedeniyle hayatını kaybettiğine de dikkati çekerek, Türkiye’deki sıtma
hastalığı istatistiğini paylaştı ve yapılan mücadeleyle sivrisineğe bağlı sıtma
hastalığının kökünün kurutulduğunu söyledi.
İHA