Prof. Dr. Başaran’dan uyarı: “Pandemi sonrası kalça ağrılarında artış oldu”
Prof. Dr. Serdar Hakan Başaran, koronavirüs sonrasında kalça ağrısı şikayetlerinde artış yaşandığını belirtti.
Prof. Dr. Serdar Hakan Başaran, koronavirüs sonrası toplumda
kalça ağrısı yaşayanların sayısı arttığını belirten bir yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, devam eden yorgunluk ve halsizlik, hareket kabiliyetini ve kas
gücünü etkileyerek kalça rahatsızlıklarını tetiklediği aktarıldı.
“HASTALIK KALÇA
KİREÇLENMESİNİ KÖTÜLEŞTİREBİLİYOR”
Koronavirüsün eklem iltihaplanması, eklem ağrısına ve
sertliğine de neden olabildiğini kaydeden Prof. Dr. Serdar Hakan Başaran,
“Hastalık ayrıca olan kalça kireçlenmesini kötüleştirebiliyor veya yeni
kireçlenme formlarını tetikleyerek uzun süreli kalça ağrısına yol açabiliyor.
Hastalığa bağlı pıhtılaşma sorunları veya steroid kullanımı nedeniyle kan
akışındaki bozulma kalçada ‘avasküler nekroza’ yani kemik ölümüne neden
olabiliyor. Koronavirüsle ilişkili potansiyel sinir hasarından kaynaklanan
nöropatik ağrı, kalça bölgesini etkileyebiliyor. Yine hastalıkla ilişkili
stres, kaygı ve depresyon, ağrı da dahil olmak üzere fiziksel semptomlar
olabiliyor” dedi.
“GECE AĞRILARINA
NEDEN OLABİLİYOR”
Koronavirüs sonrası özellikle avasküler nekroz durumunda
kalça ağrılarının en başta hafif olduğuna dikkat çeken Başaran, “Öncelikle
hastalık hafif ağrı ve hareketlerde kısıtlılık şeklinde başlıyor. Daha
ilerleyen dönemlerde zonklayıcı tarzda gece ağrılarına neden olabiliyor.
Ağrılar ihmal edilirse kalçada hareketleri ileri derecede kısıtlanmaya, kasık
bölgesinden özellikle dizin iç tarafına yayılan ağrılara sebep oluyor. Hasta
merdiven inerken çıkarken zorluk yaşayabiliyor” ifadelerini kullandı.
“GÖRÜNTÜLEME
YÖNTEMLERİNE BAŞVURUYORUZ”
Kalçada ağrı olduğunda ve bir süredir geçmiyorsa hekime
başvurmak gerektiğini söyleyen Başaran, “Hasta bize başvurduğunda öncelikle
öyküsünü alıyoruz. Daha sonra görüntüleme yöntemlerine başvuruyoruz.
Görüntüleme yöntemlerinden özellikle MR bize kalça beslenmesindeki bozulmayı,
kalça kemiği içindeki kemik ölümünü gösterebiliyor. Ve tanıyı kolaylıkla
bunlarla erken evrede koyabiliyoruz. Daha ileriki evrelerde artık kalça
röntgeniyle bile görünür hale geliyor” bilgisini verdi.
“HASTALIĞIN EVRESİNE
GÖRE TEDAVİ DÜZENLENİYOR”
Hastalığın evresine göre tedavinin düzenlediğini belirten
Prof. Dr. Serdar Hakan Başaran, “Hafif durumda olan hastalara ilaç ve istirahat
veriyoruz. Gerekirse fizik tedavi yapıyoruz. Daha ilerlemiş vakalarda kalça
topuzuna küçük bir kesiden kanallar veya delikler açılarak buradaki ödeme bağlı
basınç azaltılabiliyor ve yeni damarın oluşumu teşvik edilebiliyor. Bu ameliyat
erken evre avasküler nevrozda ağrıyı azaltmaya ve işlevi iyileştirmeye yardımcı
olabiliyor, ancak etkinliği daha ileri vakalarda azalıyor. Bazı durumlarda,
kalça protezi gibi daha kapsamlı bir ameliyata olan ihtiyacı geciktirebiliyor”
ifadelerini kullandı.
“KALÇA TOPUZUNUN
ŞEKLİ BOZULURSA, KİREÇLENME ORTAYA ÇIKARSA KALÇA PROTEZİ UYGULANIR”
Kalça topuzunun şeklinin bozulduğu, kireçlenmenin ortaya çıktığı durumlarda ise kalça protezi uygulandığını vurgulayan Başaran, “Kalça artroplastisi olarak da bilinir, kalça ekleminin hasarlı veya hastalıklı kısımlarını çıkarmak ve bunları yapay bileşenlerle (protezler) değiştirmek için yapılan bir cerrahi işlemdir. Bu ameliyat genellikle kireçlenme, avasküler nekroz veya ciddi kalça kırıkları olan hastalarda ağrıyı gidermek ve işlevi iyileştirmek için yapılıyor. Kalça protezi ameliyatı ağrıyı önemli ölçüde azaltabilir ve hareketliliği iyileştirebilir, bu da birçok hastanın günlük aktivitelerine dönmesini ve daha iyi bir yaşam kalitesinin tadını çıkarmasını sağlar. Ancak, her ameliyatta olduğu gibi enfeksiyon, kan pıhtıları ve zamanla protez aşınması gibi riskler olabilir” dedi.
İHA