Prof. Dr. Aliosmanoğlu, organ bağışındaki yetersizliğe dikkat çekti
Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Aliosmanoğlu, organ bağışındaki yetersizliğe dikkat çekti. Türkiye’de yılda ortalama bin 700-bin 800 arası karaciğer nakli gerçekleştirildiğini belirten Prof. Dr. Aliosmanoğlu, buna rağmen 2 bin-2 bin 500 civarında hastanın nakil bekleme listelerinde olduğunu söyledi. Prof. Dr. Aliosmanoğlu, “Maalesef, yılda yaklaşık 500 hasta karaciğer nakli beklerken hayatını kaybediyor” diye konuştu.
Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Aliosmanoğlu ve
Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Havva Asuman Yavuz, Türkiye'de organ naklinin
önemine ve organ bağışındaki yetersizliklere dikkat çekti.
BİR YILDA YAKLAŞIK
400 NAKİL GERÇEKLEŞTİRİLİYOR
Nakillerin yüzde 90'ının canlı vericilerden yapıldığını
ifade eden Prof. Dr. Aliosmanoğlu, “Gönlümüz bunun tam tersi olmasını isterdi.
Ancak ülkemizde organ bağışı oranlarının düşük olması nedeniyle ağırlıklı
olarak canlı vericili nakiller yapmak zorundayız” dedi.
“KARACİĞER NAKLİNDE BEKLEYEN HASTA FAZLA,
NAKİL AZ”
Türkiye'de yılda ortalama bin 700-bin 800 arası karaciğer
nakli gerçekleştirildiğini belirten Prof. Dr. Aliosmanoğlu, buna rağmen 2 bin
-2 bin 500 civarında hastanın nakil bekleme listelerinde olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Aliosmanoğlu, “Maalesef, yılda yaklaşık 500 hasta karaciğer nakli
beklerken hayatını kaybediyor” diyerek, bu durumun organ bağışı eksikliğinden
kaynaklandığını dile getirdi.
“BÖBREK NAKLİ
BEKLEYEN HASTA SAYISI 20 BİN İLE 30 BİN ARASINDA”
Türkiye genelinde yılda 3 bin-3 bin 500 arası böbrek nakli
yapıldığını belirten Prof. Dr. Aliosmanoğlu, buna karşılık nakil bekleyen hasta
sayısının 20 bin ile 30 bin arasında olduğunu ve diyalize giren 60 bin hastanın
bulunduğunu açıkladı. Aliosmanoğlu, “Bu kişilerden yılda sadece 3 bin- 3 bin
500'üne böbrek nakli gerçekleştirilebiliyor. Bu da yine organ bağışının önemini
ortaya çıkarıyor” şeklinde konuştu.
“NAKİL YAŞAM
KALİTESİNİ ARTIRIYOR”
Prof. Dr. Aliosmanoğlu, böbrek naklinin, diyaliz tedavisine
kıyasla hastaların yaşam süresini ve yaşam kalitesini artırdığının bilimsel
olarak kanıtlandığına dikkat çekerek şu ifadelere yer verdi:
“Diyaliz süresini uzatıp nakil ameliyatından kaçmak,
hastaların yaşam kalitesini ve ameliyat başarı oranını düşürüyor. Nakil, hayat
kurtarıyor ve sosyal hayata dönüşü sağlıyor.”
ORGAN BAĞIŞI İÇİN
ÇAĞRI
Yılın birçok gününde birden fazla nakil operasyonu
gerçekleştiren Prof. Dr. Aliosmanoğlu, yorgunluğunu ise şu şekilde yendiğini
açıkladı:
“Bir hastayı yoğun bakımda ölmek üzereyken ameliyat edip
yürüyerek taburcu etmek, manevi açıdan en büyük tatmini sağlıyor.”
ORGAN NAKLİNDE
KADAVRA BAĞIŞI SAYISI ALARM VERİYOR
Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Havva Asuman Yavuz ise kadavra
bağışına dair önemli açıklamalarda bulundu. Covid-19 pandemisi sonrası dönemde
kadavra bağış oranlarının ciddi şekilde düştüğünü ifade eden Prof. Dr. Yavuz,
bu durumun hasta sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini vurguladı.
CANLI VERİCİLERLE
NAKİL ORANI YÜZDE 90
Prof. Dr. Yavuz, Amerika ve Avrupa ülkelerinde organ
nakillerinin yaklaşık yarısının kadavra bağışlardan gerçekleştiğini, buna
rağmen Türkiye'de bu oranın çok düşük olduğunu belirtti. Yavuz, “Ülkemizde
böbrek ve karaciğer nakillerinin yüzde 90'ı canlı vericilerden yapılıyor.
Kadavradan bağış oranı çok yetersiz” diye konuştu. Kadavra bağış oranlarının
artırılması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Yavuz, toplumun bu konuda daha
özverili hareket etmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
DİYALİZ VE KADAVRA
LİSTELERİ ARASINDAKİ UÇURUM
Türkiye'de 60 bin civarında diyalize giren hasta bulunduğunu
ifade eden Prof. Dr. Yavuz, bu hastalardan yalnızca 26-27 bininin kadavra
bekleme listesine kayıtlı olduğunu belirtti. Diyaliz merkezlerinin
bilgilendirme yapmasına rağmen hastaların önemli bir kısmının kadavra
listelerine kaydolmadığını söyleyen Yavuz, “Diyaliz hastalarının yeterince
bilgilendirildiğini düşünmüyorum. Kadavra listelerine kayıt olmayan birçok
hasta, yaşam standartlarını ve tedavi süreçlerini zorlaştırıyor. Kadavra bağış
oranlarının artırılması ve diyaliz hastalarının daha iyi bilgilendirilmesi
şart” dedi.
NAKİL İÇİN GEÇ KALMAK
RİSKLİ
Nakil konusunda geç hareket etmenin yanlış bir yaklaşım
olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Yavuz, diyaliz süresinin uzamasının ameliyat
sonrası komplikasyonları artırdığını söyledi. Prof. Dr. Yavuz, “Diyalize
başlamadan veya erken dönemde nakil olmak en doğru seçenektir. Ancak birçok
hasta diyalizle uzun süre vakit geçirmek istiyor ve bu düşünce hastalara zarar
verebiliyor” ifadelerini kullandı.
İHA