PKK TALİMAT VERMİŞTİ

Dört gündür yirmi bir şehrimizde,  yetmişe yakın noktada yangın çıktı. Ben hayatımda bu kadar süre de, bu kadar ayrı noktada, ilk defa bu kadar yangının çıktığına şahit oldum.

Yetkililerimiz, yangınlardan bir kaçının elektrik tellerinin saçtığı kıvılcımlar nedeniyle ortaya çıktığını açıkladı. Bir kaçının da izmarit, mangal gibi ihmal nedeniyle çıktığını düşünsek bile diğer onlarca yangının çıkış sebebi henüz belli değil.

Hal böyle olunca da geçen yıl terör örgütü PKK elebaşı Murat Karayılan'ın,  "İki, üç genç bir araya gelerek eylem yapabilir. Silahımız yoktur diyebilirler. Silahları çakmak ve kibrittir" diyerek militanlarına açıkça ormanları yakın talimatı vermesi ve o tarihlerde yakılan ormanlarımızın PKK tarafından üstlenilmesi aklıma geldi.

Birçok kişi gibi bende mevcut yangınların çoğunun teröristler tarafından çıkarılmış olabileceğini düşünürken, Can Ataklı’nın kışın çekmiş olduğu bir video, haber sitelerinde ve sosyal medyada dolaşmaya başladı.

Can Ataklı videosunda aynen, "Darbe ihtimalini en az görenlerdenim. Darbe hem de bugünün koşullarında darbe yapabilecek kabiliyet yok. Teknik açıdan darbe yapmak bana göre çok zor. Peki neler olabilir? Tayyip Erdoğan'ın gitmesi için çok büyük bir halk öfkesinin olması lazım. Büyük bir doğal afet, büyük bir deprem, büyük bir başka bir doğal felaket! Çok büyük sel, çok büyük yangınlar... Hani yani Avusturalya’yı yakan yangın vardı ya ülkenin her tarafı neredeyse… O kadar büyük yangınlar, deprem, çok büyük can kaybına yol açacak bir sel felaketi gibi… Ama esas en korkutucu olan Türkiye'nin bir askeri başarısızlık elde etmesi" diyor.

Evet, o tarihlerde benim gözümden kaçan ve yeni gördüğüm videosunda Can Ataklı, Tayyip Erdoğan’ın gitmesi için çok büyük yangınlardan, çok büyük can kaybına sebep olacak felaketlerden ve bu felaketler neticesinde de çok büyük bir halk öfkesinin olmasından bahsetmiş.

Ve gelelim günümüze… Çıkan yangınlarla beraber muhalif siyasetçiler, ‘’THK’nın uçakları neden kullanılmıyor, imkânlardan neden yararlanılmıyor, neden daha fazla yangın uçağımız yok,  derhal THK’nın uçaklarını faaliyete geçirin ve işten attığınız pilotları derhal işlerine iade edin’’ şeklinde açıklamalar yaparak halkı öfkelendirmeye çalışıyorlar.

Burada hemen şunu belirteyim; halkımızın büyük bir kısmı THK’yı devlet kurumu zannediyor. THK devletin değil arkadaşlar. Ayrıca kurumdan yapılan açıklamaya göre; Mevcut yangınlarda yirmi adet hava aracının söndürme faaliyetlerinde görev aldığı açıklandı. Muhalefetin bahsettiği uçaklar ise miadını doldurmuş bin dokuz yüz altmışlı yıllardan kalma, çoğunun motoru bile olmayan uçaklarmış.

Muhalif siyasetçiler bunu derken, kendilerine bağlı trol hesaplarda harekete geçerek, ‘’Yandaşlara otel yapılması için ormanları devlet yakıyor, gündem değiştirmek için ormanları devlet yakıyor’’ şeklinde, yine halkı öfkelendirecek paylaşımlarda bulunuyorlar.

Oysa yanan yerlerin hiçbirisi turizm imarına açık değil. Bölge insanları geçimlerini tarım ve hayvancılıkla sağlıyor. Turizm imarına da açılmasını istemiyor. E hadi hadi, Manavgat ta ki yangınlar turizm imarı almak için çıkartıldı diyelim. Akseki ve Gündoğmuş’taki yangınlar nasıl çıktı? Oralara da mı otel yapılacak?

Yaşanan olaylara kronolojik olarak baktığımızda; Murat Karayılan’ın talimatı, Can Ataklı’nın istikamet çizmesi ve muhalefetin tavrı tesadüf mü sizce?