ÖZÜNÜZÜ YAŞAYIN

Yoruldu insanoğlu...

Kendi adına kararlar verilmesinden, hakkının aranmasına fırsat verilmemesinden yoruldu insanoğlu... Yıllardır anlamsız kıyaslanmaların kucağına atıldık. Kapının eşiğinden adımımızı çıkartmaya başladığımız an en yakınlarımız tarafından yapıldı dedikodularımız.

***

Eşek arısı soksun senin zehirli dilini diyeceğim insanlar oldu benim hayatımda. Bir tek benim değil, sizin de hayatınız da oldu. Kimileriniz duymazlıktan gelip içinize dert ettiniz, kimileriniz ise duyduğunuz an tepki verdiniz. Sonra size güzel yakıştırmalar yapıldı.

***

Hakkınızı savunmanın adı; kustahlık, ukalalık, saygısızlık... vs oldu. Pehhh! deyip geçiştirdikleriniz oldu. Öyle insanlar tanıdım ki kıskançlıktan kudurdular, öyle hayatlara şahit oldum ki kendilerinden çok başka hayatları yaşar oldular. Kendini sevmesini beceremediler.

***

Oysaki zehirlerinden arınabilmelerinin tek yolu kendilerini sevmeleriydi ama onu da beceremediler. Eğer ilk adımı atıp kendilerini sevebilselerdi önce ruhlarına dokunacaklardı sonra da insanlığa dokunabileceklerdi. Ama var olan enerjilerini ruhlarını güzelleştirmek dışında her şekilde kullandılar.

***

Gözlerinin ucundaki çıbanı her gün törpülemek için yeri geldi bir yerlerini yırttılar ama başkasında olmayan bir şeyi var etmek için de kendilerine olan saygınlıklarından ödün vermeye başlayarak farkında olmadan küçüldüler. İki dudaklarının arasına gelen kelimeleri yutkundular. Çünkü hazmedemediler, çünkü olan kişiyi olduğu gibi kabullenemediler.

***

İkiyüzlülüğün olduğu bir dünyayı kabul etmediğiniz için sizi sevmeyenleriniz olmuştur mutlaka. Şaşırmıyorum ben artık bu kesime. Öylesine içlerine sindirir olmuşlar ki samimiyetsizliği, başkasının mutluklarını taşlar oluyorlar kıskanan bakışlarıyla.

***

Gelin yeni bir günde kendiniz için hayırlı bir iş yapın. Öncelikle maskelerinizden tek tek sıyrılıp. Sonra bir ayna karşısına geçin ve “ben kimim” diye sorun? Eminim sizin kendinize bu cevabı vermek, biraz zaman alacaktır. Neden mi? Çünkü bir beden de onlarca ruh taşımak kolay olmasa gerek...

***

Başkalarından, onların hayatlarını incelemeyi de çöpe atın. Biliyorum bu da kolay olmayacak sizin için ama lütfen bunu benim için değil kendiniz için yapın. Bu sonradan öğretilen bir şey midir bilemiyorum ama aynada gördüğünüz insanla gülümseyerek ilk kez karşılaşmış gibi tanışın. Ve tabi ki tanışırken size has muhteşem ön yargılarınızdan kurtulun. Gördüğünüz yansımanın derinliğine inin.

***

Kaşını, gözünü, saç rengini, burnunu değil ruhunuzu inceleyin. Özünüze inin. İnanın bana özündeki ruh sizin yasattığınız kadar karmaşık ve sevimsiz biri değil. İçinizdeki ruha güzel kelimeler söyleyin mesela... Ben kendimi seviyorum demekle başlayın. Sonra yüzünüzde ki mimikleri keşfedin.

***

Gülümsemenin size güzellik kattığını fark edin, bakışlarınızın aydınlık olduğunu görün, kaşınızın havaya kalkmasının hazımsızlıktan değil de güzel olaylara verdiğiniz tepkilerden olacağını düşünün. Burnunuzun kalkıklığının sadece yaradılıştan ötürü olduğuna dikkat çekin. Ve sonrasında ben aslında iyi niyetli biriyim diye kendinize seslenin. Korkmayın kimse size kendi kendinizle konuşuyorsunuz diye deli demez. Yani siz kendi dedikodunuzu yapmıyorsanız size deli diyen de olmaz.

***

İnsanın kendini sevmesi sonradan kazanılan bir duygu değildir.  Dilerim, her şeye rağmen yeteneğinizi tüm samimiyetinizle kullanırsınız da yıllardır benliğinize ve insanlığa yaptığınız eziyetten kendinizi severek atacağınız önemli adımla kurtulursunuz.

***

Bugün kendinizi sevin ve ölümlü dünyayı biraz olsun yaşanılır hale getirin. Bu iyiliği başkası için değil kendiniz için yapın lütfen. Çekin ayaklarınızı artık insanlığın üstünden. Başınızı çevirip geçmişte bıraktığınız derin izlere bir bakın.

SON SÖZ

Dersinizi alın, hatalarınızla yüzleşin ve yıkıp yok ettiğiniz köprüleri yeniden inşa etmeyi bir deneyin. Hayat kısa, zaman kaybetmeden kimliğinizi bulun ve özünüzü yaşayın. Özünüzü helaliyle yaşatın...