ÖZEL GEREKSİNİMLİ KARDEŞE SAHİP OLMAK

Aile sisteminde özel gereksinimli bir çocuk olduğunda tüm aile bireyleri alt sitemler olarak bu durumdan etkilenmektedir. Ebeveynlerin soruna yaklaşımı ve algıladığı stres çocuklara da yansımakta, aile iklimi diğer çocukları da etkisi altına almaktadır.

Araştırmalar, özel gereksinimli bireye sahip ebeveynlerin, sağlıklı çocuğa sahip olan ebeveynlere göre daha fazla stres altında olduklarını, depresyon anksiyete gibi ruhsal bozuklukları daha sık yaşadıklarını göstermektedir. Pek çok anne babanın, artan düzeyde kaygı, depresyon, umutsuzluk yaşadığı, evlilik ilişkilerinde bozulmalar olduğu, uyum güçlükleri yaşadıkları görülmektedir.

Florin ve arkadaşları (2001) çalışmalarında, serebral palsili çocuğa sahip annelerde, sağlıklı kontrol grubuna göre öz güven ve evlilik uyumu düzeylerinin daha düşük olduğunu tespit etmişlerdir.

Özel gereksinimli bireye sahip ailelerin sağlıklı çocuğa sahip ebeveynlerden daha çok olumsuzluklar yaşadıkları; kronik üzüntü, stres, güven yetersizliği, depresyon, sosyal izolasyon, çeşitli duygusal stresler, artmış evlilik sorunları, ekonomik sorunlar yaşadıkları gözlenmektedir.

Ebeveynlerinin karşılaştıkları sorunlarla baş etme sürecinde yaşadıkları güçlüklerden kaynaklı ruh sağlığı durumlarının etkilenmesinden ötürü, evlilik memnuniyet düzeylerinin azalmasına, yaşanan sorunların yarattığı stresin, sağlıklı çocuğa sahip olan ebeveynlere göre,  boşanma ya da ayrı yaşama oranlarında artışa neden olabilmektedir.

Bazı ailelerde de tam tersi, yaşanan sorunların ebeveynlerin birbirlerine daha çok kenetlenmelerine, özel gereksinimli çocuğa sahip olmanın getirdiği sorunlarla baş etmek için, birbirlerine daha çok destek olmalarını sağladığı da görülebilmektedir. 

Özel gereksinimli bireyin kardeşleriyle yapılan çalışmalarda, özel gereksinimli kardeşe sahip olan çocuklarda uyum sorunları, yetersizlik hissinde artış, içsel ve dışsal davranış sorunlarını içeren psikopatolojik durumlar olduğu, ev içerisinde gerçekçi olmayan sorumluluklar aldıkları görülmektedir. Çocukların ebeveynleri evde olmadığı zamanlarda, kardeşlerinin bakımından sorumlu tutulmalarını “çok büyük sorumluluk” olarak tanımladıkları belirtilmektedir (Baumann ve ark. 2005)

Tarsuslu ve arkadaşları tarafından (2015), özel gereksinimli çocukları, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezine devam eden 145 aile ile yapılan çalışmalarında, sağlıklı kardeşlerin yaşıtlarına göre daha stresli bir yaşam sürdükleri, uyum sorunları yaşadıkları, anneleri evden uzaklaştığında kardeşlerine baktıkları ve bu nedenle daha erken olgunlaşarak daha fazla sorumluluk aldıkları belirlenmiştir.

Aynı zamanda bu çocukların akranlarına göre, daha duygusal, şefkatli ve yardımsever oldukları saptanmıştır. Çalışmada ailelere başka çocuk yapma ile ilgili görüş ve düşünceleri sorulduğunda,  ailelerin bir kısmı özel gereksinimli çocuğa ayıracakları zamanın kısıtlanacağı düşüncesiyle ve ekonomik gerekçelerden kaynaklı bir diğer çocuğa daha bakamayacaklarını düşündükleri için çocuk sahibi olmayacaklarını ifade etmişlerdir.

Ailelerin bir kısmı da diğer çocuğun, özel gereksinimli bireyin desteklenmesi ve bakımı konusunda yardımcı olmasını düşündükleri için, eğer kardeşi yoksa ikinci çocuğu yapma konusunda olumlu bir düşünceye sahip oldukları görülmüştür. Bu gruptaki ailelerin, sağlıklı çocuğu, özel gereksinimli çocuğun gelecekteki bakım veren güvencesi olarak algıladıkları görülmüştür.