ORTA DOĞU’DA DENGELER DEĞİŞİYOR!

Terör devleti İsrail, tüm dünyanın gözü önünde Gazze Şeridi'nde sistematik bir soykırıma imza atması Orta Doğu’da dengeleri de değiştirmeye başladı. Sömürgeci batı ülkelerinin İsrail’den yana tavır alması Arap ülkelerini kızdırdı.

***

Nitekim Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier Katar’a gittiğinde, kendisini karşılayan bir Katarlı yetkili olmadığı için yarım saat kadar uçağın kapısında bekledi. Buna karşılık Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Arabistan ve Katar ziyaretinden bir gün sonra Rusya Devlet başkanı Vladimir Putin Orta Doğu gezisine çıktı. 


***

Geçtiğimiz mart ayında savaş suçu işlediği gerekçesiyle Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından hakkında yakalama kararı çıkartılan Putin’in uçağına Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) yolculuğu sırasında füzelerle donatılmış 4 Su-35 savaş uçağı eşlik etti.

***

Amerika Birleşik Devletleri’nin en güvendiği Körfez ülkelerinden Birleşik Arap Emirlikleri’nde ve Suudi Arabistan’da muhteşem bir karşılama töreniyle ağırlanan Putin adeta gövde gösterisi yaptı. Putin’in gelişi nedeniyle gösteri uçuşu yapan uçaklar gökyüzünü Rus bayrağı renklerine boyadı. Bütün dünyanın ilgisini çeken bu ziyaret Orta Doğu’da kartların yeniden karılmaya başlandığını gösteriyor.

***

Abu Dabi'de Birleşik Arap Emirlikleri Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan ile görüşen Putin, Suudi Arabistan’da ise Veliaht Prensi ile bir araya geldi. Putin’le Suudi Prensinin görüşmesi sırasında sömürgecilikle ilgili konuşmalar da yapılmış. Görüşmede Arabistan tarihte hiçbir zaman sömürge olmadığını söyleyen Putin’in tercümanına Suudi Prensi, “Evet, Avrupalılar tarafından sömürgeleştirilmedi. Ama 16. yüzyılda Osmanlılar, Kızıldeniz ve Basra Körfezini İmparatorluğa kattı” diye küstahça bir sözle karşılık vermiş.  Putin dersini çalışıp gitmiş. Eski bir istihbaratçı olan Putin tartışmaya girmeden sadece gülmüş. Diplomasiyi biliyor.


***

Öte yandan Arap televizyonuna yaptığı açıklamada, ''Filistin tarihsel olarak Filistinlilerindir. Burası Filistinlilerin yaşadığı topraktır, burası tarihsel olarak onların toprağıdır. Bu bölgede bağımsız bir Filistin devleti olması gerekiyor'' diyerek açıkça tavrını ortaya koymuş.

***

Türkiye de benzer bir politikayı savunuyor. Nitekim Türkiye 15 Kasım 1988’de sürgünde ilan edilen Filistin Devleti’ni ilk gün tanıyan ülkeler arasında yer alıyor. Bölgede sorunun kalıcı bir çözüm getirilmesi için 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan, coğrafi bütünlüğe sahip, bağımsız ve egemen Filistin Devleti’nin kurulmasına yönelik çabaları destekliyor.

***

Ancak 1916’da Şerif Hüseyin liderliğinde Türklere karşı başlatılan Arap isyanını da unutmayalım. Adımlarımızı atarken tarihten de ders almayı unutmayalım