ÖNCE FİŞLEME SONRA SÜRGÜN
CHP’li Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek koltuğa oturur oturmaz, "Siyasi düşünceleri ne olursa olsun işten çıkarma olmayacak" sözü havada kalmaya devam ediyor.
Şimdi geriye dönüp baktığımızda Böcek ve ekibi binin üzerinde çalışanı işten çıkardı. İnsan Kaynakları A.Ş.’den bin 100, EKDAĞ, ANET ve Ulaşım A.Ş.’den ise 400 civarında çalışan sürgün edildi.
Lafın özü söylem farklı eylem farklı! Yazık günah. Geçen sene Antalya Büyükşehir Alanya Hizmet Birimi’nde çalışan 46 kişi CHP tarafından fişlenmiş, görevden alınması istenenlerin yerine getirilecek isimler tek tek belirlenmişti.
CHP Alanya İlçe Başkanlığı’nın fişlemesinde isimlerin karşısına, "Seçimde AK Parti için çalıştı", "AK Parti'den talimat alıyor", "İşe gelmiyor", "İşini yavaşlatıyor", "AK Parti militanı", "Menderes Türel hayranı", "Görev yerinin değiştirilip Alanya'dan uzaklaştırılması gerek", "Adeta AK Parti militanı gibi davranıyor", "Alanya'da … AK Parti yöneticisinin yakın akrabası" gibi ilginç ifadelere yer verilmişti.
Başkan Böcek’e verilen ve poliste bile böyle bir çalışmaya ender rastlanan fişlemenin gereği yavaş yavaş yerine getiriliyor. Çünkü Başkan Böcek’in koronavirüs nedeniyle hastaneye yatması, salgında işten çıkarma yasağı getirilmesi ile mola verilen kıyımda, Alanya Hizmet Birimi'nde fişlenen işçiler tek tek sürgün edilmeye başlandı.
Dün elime ulaşan bilgiye göre, fişlenen içinde yer alan Alanya İlçe Hizmetleri Basın Birimi'nde görevli Mehmet Ali Parmaksız apar topar Elmalı’ya resmen sürgün edilmiş. Çevre Koruma Kontrol Dairesi Başkanlığı'na bağlı Atık Yönetme İşletme Şube Müdürlüğü emrinde Elmalı İlçesine görevlendirilmiş gazeteci dostumuz Parmaksız.
Parmaksız'ın görevlendirme yazısında "Görülen lüzum üzerine" ifadeleri yazsa da işin aslı öyle değil. Fişlemeye göre, kendisi AK Parti militanı! AK Parti ve MHP yayıncısı, işe gitmiyor, Türel hayranı.
Bu söylemler belediyelerde çalışan her işçi için var olabilecek yakıştırmalar. Herkes kendisini işe alan veya aldıranlara hayran olabilir. Mesela ben de eşime hayranım kızlarımın anası olduğu için. Suç mu bu şimdi?
Yahu bu sürgün ettiğiniz arkadaş iki çocuğunun velayetini almış onları bu memlekete faydalı olması için tek başına yetiştirmeye çalışan birisi. Çocuklarına bırakıp nasıl gider Elmalı’ya? Ama “Biz yaptık oldu” mantığı var ya. Yarın öbür gün çıkar, “Biz sürgün etmedik” bile dersiniz.
Benim değinmek istediğim bir nokta daha var. Parmaksız aynı zaman da Alanya Gazeteciler Cemiyeti üyesi. Bu meslek örgütü niye kendi üyesine sahip çıkmaz anlamak mümkün değil.
Meslek örgütleri bugünler için lazım değil mi? Lakin ‘Terzi kendi söküğünü dikemezmiş’ diye bir atasözü var. Tıpkı bu olayda öyle. Lafa geldiğinde gazeteciyiz ama kendi meslektaşımıza bile sahip çıkamıyoruz. Bu ayıpta bize yeter.
Ama ayıpların büyüğü ise Başkan Muhittin Böcek’in. Hem söz vereceksin hem de sözünü tutmayacaksın. Yakışmıyor size.
YÖRÜK FESTİVALİ UNUTULDU
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin binlerce yıllık Yörük kültürünü gelecek nesillere taşımak amacıyla düzenlediği Uluslararası Antalya Yörük Festivali 3 yıldır yapılmıyor. En son ‘4. Uluslararası Antalya Yörük Festivali’ 4-6 Mayıs tarihleri arasında yapılmış. Sonra ise resmen unutuldu veya unutturuldu.
Hadi Böcek yönetimi 2019’da yeni geldi diye seçimlerin hemen ardından yapılamadı diyelim. Sonra pandemi nedeniyle ertelendi. Bakalım 2022 baharında ne olacak bekleyip göreceğiz.
Hani çok özlemiştik o renkli Yörük göçünü. Antalya sokaklarında yaşanan o renkli görüntüleri. Deve kervanlarını falan. Umarım lay lay lom yapıp gargaraya getirmezler.
BEN ANLAMADIM YA SİZ?
Son günlerde muhalefet partilerinin dillendirdiği ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ tartışma konusu oldu. Kafalar karıştı, ortaya yeni yeni söylemler çıktı. Özellikle İYİ Parti genel Başkanı Meral Akşener’in ‘Ben başbakan olacağım” ifadesi benim de aklımı karıştırdı.
Benim anladığım 10 parti bir araya gelip seçim kazanacak. Sonra, anayasayı değiştirip parlamenter sisteme geçecekler. Ve daha sonrada tekrar seçime gidip, yeniden seçim kazanıp 5 partili bir koalisyon kuracaklar.
İlk bakışta eski Türkiye’ye dönüş olacak. Yani bizim bildiğimiz koalisyon hükümetleri devri tekrar başlayacak. Denenmişi denemenin ne faydası olacaksa!
Bir dönem hükümet kurumayan bu nedenle başımıza gelmedik işler kalmayan Türkiye’yi uçuracaklar. Uçar mı, uçururlar mı, yoksa yere mi çakılır bilemem. Ama allak bulak olacağımız kesin.
İki kişinin bir araya gelip bir arpa boyu yol alamadığımız ülkemizde koalisyonlarla bir şey olmayacağını görüp yaşayan biri olarak ben hala yapılmak isteneni anlamadım ama sizi bilmem.
Peki, bu yapılmak istenen harika bir planmış birilerine göre. Bana göre değil. Siz ikna oldunuz mu? Ben olmadım.