OMURGA VE ŞAHSİYET!
Geri sayımın hızla devam ettiği yerel seçim sürecinde belki
de çok sık kullanacağız başlıktaki iki kelimeyi.
Hatta yanlarına ‘kıvırma, adamlık ve karakter’ kelimelerini
ekleyeceğiz.
Çünkü bazı siyasilerin yaptıklarını görünce yeri gelip
hepsini yan yana yazacağız.
Nasıl yazmayalım ki...
***
Güzel Türkçemizde dik duruş anlamına gelen "omurgalı
olma" sözünü belki de toplumda en çok çiğneyen kesim siyasilerimiz.
Elbette hepsini aynı kategoriye dahil edemeyiz. Ancak
bazıları var ki adeta danstaki her figürü becerebilmek için vücudundaki tüm
eklemleri oynatan dansözler gibi kıvırdıkça kıvırıyorlar.
Bir bakıyorsun öyle konuşuyor bir bakıyorsun böyle. Hele
hele her çiçekten bal alan arı misali her partinin kapısında yalananlar var
ya...
***
İşte aslında sözümüzün tam da muhatabı onlar.
Oğlu bir yerde kızı bir yerde kendisi bir yerde.
Veyahut bakıyorsun bir gün bir yerde bir başka gün başka
yerde. Her seçim dönemi kendisine bir siyasi amblem bulup illaki seçim
yarışında öne çıkmanın hesaplarını yapıyorlar.
Bir bakarsın bozkurtlu fotoğrafı, bir bakarsın Rabia’lı
fotoğrafı bir bakarsın zafer işaretli fotoğrafı yok yok yani...
***
Hani siz dava ada mıyız diyordunuz. Hani siz büyük Ülkü devi
oluyordunuz. Hani siz büyük Atatürkçü idiniz. Hepsi hikaye hepsi masal.
Yeter ki bir çanak bulup oradan yalansınlar. Tek dertleri
var adam yerine bir şekilde konulabilmek. Şahsi anlamda itibar göremeyip adam
yerine koyulmayanlar kendini ispat yarışına girmiyorlar mı ah ulen şu makam
hırsı diyesi geliyor insanın. O hırs ki omurgayı da zedeliyor, karakteri de
şahsiyeti de...
***
Aslında bu omurgasızlarda değil suç. Toplum olarak biz
bunların müsebbibiyiz. O türlere prim vermesek, hak ettiği muameleyi yapsak
günlerini görürler de...
‘Adam olmak cinsiyet meselesi değil şahsiyet’ meselesidir
demişler ya Allah bizi şahsiyeti ve omurgası bozuk yamuklardan korusun.