ÖMRÜNE GEÇMİŞ OLSUN

Zamanın önüne neden kimse geçemiyor? Zamanın hoyratça avuçlarımızın arasından geçip gitmesine kimsenin gücü neden yetmiyor? İnsan belli bir yaşa geldikten sonra şapkasını çıkarıp önüne koymasını öğreniyor. Muhtemelen birçok kişi çok geç kalınmış bir yaş olsa da, yaşam çizgisinde o şapkayı illa ki çıkarıp o masaya koyacak. İşte o vakit kişinin kendiyle hesaplaşması başlayacak.

***

Senin kendinle hesaplaşma zamanın ne vakit bilmiyorum ama işte bugün benim hesap günüm.

Ahhh bu ben...

İnsan, en çok tutunduğu dalın azizliğine uğruyor. Tuttuğu daldan kırılıp, inciniyor. Sonra tarifsiz bir acı beliriyor ve ruhunda bir yerlerde boy veriyor. O acı her geçen gün büyüyor, kök salıyor. Kök salan her bir acı zehirli sarmaşık gibi hücrene yayıldıkça doğru yolu bulmak istiyorsun. Geç fark ettiğin için kendine öfkelensen de yine de içine bir huzur doğuyor.

***

Ömrünün en güzel yıllarında kim bilir kimler için kendini yordun, zamanını heba ettin değil mi? Sırtında taşıdığın yükü yorulduğun yerde bırakmak istediğinde azılı bir suçlu muamelesi gördün mü?

Evet, dediğini duyuyorum. Peki ya dostum dediğin, sırdaşım sandığın kişiden yediğin ilk darbeyi hatırlıyor musun? Daha dün gibi hatırlıyorum, dediğini de duyar gibiyim.

***

Hatırla, oysa onun başına bir şey geldiğinde yalın ayak koşan, gece gündüz yanından ayrılmadan onu karanlıktan aydınlığa çıkaran tek kişi sendin.

Peki ya şimdi o nerede? Yok! Koca bir hiçlik değerinde yok!

***

Hayat yolculuğunda hep birileriyle yol aldığımıza inanmak insanoğlunun kendine söylediği en büyük yalanıymış meğer. O yolda senden başka kimse yokmuş. Herkes kendi yolculuğunu tek başına yapıyor ve çıkar bir yol bulduğu an tek başına ilk yol ayrımında seni yalnız bırakıyormuş.

***

Geç olsa da bu gerçeği öğrenmek bana iyi geldi.  Şimdilerde başıma buyruk bir yolcuyum. Önümde düz bir yol var. Kimseye güvenerek yola çıkmamayı öğrendiğim günden beri yolculuklarıma kimseye dahil etmiyorum.

***

Ve bir gün zamanla alış verişi kesmiş kösende otururken bir gün  batımında çok uzaklardan  gelen türkünün sesiyle geçmişe yolculuk yapıyorsun. Cadde cadde, sokak sokak, adım adım o yollardan tekrar geçiyorsun.

***

Seni üzen, seni kıran, seni yok sayan, ansızın kaybettiğin dostlarını anarak yolculuğun sonuna geliyorsun. Hesabı kesmenin verdiği yükleri derinden, ruhundan söküp atarken aldığın senden geriye tek kalanlarla yüzleşiyorsun.

SON SÖZ

Bitkin, yorgun, halsiz ve umutsuz bir sen var artık yolun sonunda...

Duyduğun o türkünün sözleri sisli bir maziden ibaret artık, ömrüne geçmiş olsun!

#EylülAycaKarakus