ÖLÜMÜ GÖSTERİP SITMAYA RAZI ETMEK

Dilimize yerleşen bir söz vardır. Öyle bir hal almış ki bu söz zaman içinde değişime uğramadan günümüze kadar gelmiştir, “Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek.”

Yani, bir kimseye çok büyük bir tehlikeye ya da zarara uğrayacağını sezdirip daha az zararı kabul ettirmek anlamında kullanılan bu söz bugün Antalya’da vukuu bulmak üzere.

Uzun süreden beri Antalya’da kangren olmuş bir toplu ulaşım silsilesi var. Millet ölüp ölüp diriliyor. Daha doğrusu milletin canına ot tıkanıyor birileri tarafından.

Bunun birinci ayağı toplu ulaşımı üstlenen halk otobüsçüleri. Resmi adıyla Antalya Otobüsçüler Esnaf Ve Sanatkârlar Odası. Adında halk var ama umurlarında değil. Hep “Önce can sonra canan” derler.

Son dönemde sürekli ZAM, Büyükşehir’den DESTEK talebi, sistem dışına çekilip çalıştırılmayan otobüsler, klima çalıştırmayan otobüsler ve kontak kapama tehdidi ile gündemdeler.

Bir iki gündür akaryakıta gelen ZAM nedeniyle tekrar ZAM talebi ile gündeme geldiler. İstekleri bitmeyen, yaptıkları pasif eylemleriyle halkı canından bezdiren adında halk olup halktan yana olmayan tavırları ile gına getirdiler “İLLALLAH” dedirttiler.

Dün akşam saatlerine kadar 17 TL olarak istedikleri ZAM talebi görüşüldü. 9,6 TL olan tam biniş ücreti 15 liraya, 4 lira olan öğrenci ücreti ise 6,5 liraya çıkarıldı.

Oda Başkanı Yasin Arslan’ın açıklamasına göre, 17 TL’lik talepleri yerine gelirse Antalyalılar evinden çıkınca ŞIP diye otobüsü binebileceklerdi. İSTEDİKLERİ olmadı. 15’te kaldığına göre yandık. Eski hamam eski tas; eziyet ve çile çekmeye devam edeceğiz.


Buraya kadar olanı işin görünen tarafıydı. Bundan sonrası vahim. ANTALYA ÖZEL HALK OTOBÜSÜ olarak 491 kayıtlı plaka var ve 131 plaka sahibinin otobüsü bile yokmuş? 360’ının yollarda olması gerekirken 150’si hatlardan çekilmiş. Rakamlara iyi bakın iyi hesap yapın.


Bunların derdi halkı taşımak falan değil. Düpedüz bu işi kullanarak RANT elde etmek. Çünkü otobüsü olmadan plaka sahibi olanların hepsi kale duvarında bir açık bekleyip taşı gediğine oturtup, cukkayı cebine indirme derdinde! Halk adıyla halkın üzerinden rant kapısı!

Tabi bu işin rengi bir süre önce gündeme gelen ancak ıskalanan ‘T’ PLAKA pazarlığı ile değişmişti. Şoförler Odası konuya tepki gösterince iş soğutmaya alınmıştı.

Aradan geçen zaman içinde Büyükşehir 60 yeni otobüs aldı. Ardından Başkan Muhittin Böcek, “Bu işi belediye olarak kendimiz yapmalıyız” dedi. Ardından da 150 şoför alımı ilanına çıktı.

Tabi görünüşte otobüsçülerin elinden halk kurtarılacak, yeni yeni otobüsler ile halk taşınacak ve SEÇİM ÖNCESİ çile bitirilecek. Durum bunu gösteriyor. Ama işin perde arkasında unutturulan ‘T’ plaka meseli ısıtılıp gündeme getirilmeye hazırlanıyor.

Yeni kurulacak taksi durukları var. Buralar için yeni taksiler yani ‘T’ plakalar devreye sokulacak. Bu yapılırken adında halk olup zerre kadar halkla ilgisi olmayan otobüsçülerin memnun edilmesi için İKİ OTOBÜSE BİR ‘T’ PLAKA verilecek. Tabi bunlar benim duyumum!

Yaklaşık 200 ‘T’ plaka ile halk otobüsleri devre dışı bırakılarak toplu taşıma belediyeye geçecek. Sözde otobüsçü mağdur edilmeyecek (kazanacak), Antalyalı huzura kavuşacak. Anlayacağınız Antalyalılara aylardır ölümü gösterenler bu kez sıtmaya razı edilip sorun çözülmüş gibi gösterilecek.

Ama şu bir gerçek ki benim bildiğim Antalyalılar yediği sıcağı ve kazığı unutmaz. Ölüm yerine sıtmayı kabul etmiş gibi görünüp sonunda günü gelince hesabını sorar. Sonra kim hangi plakayı malum yerine takar o zaman hep birlikte görürüz.

YAKMAYIVERİN CANIM!

Hava berbat mı berbat, sıcak mı sıcak. Yüksek sıcak kavuruyor düşük nem ormanları yani akciğerlerimizi tehdit ediyor. Antalya Orman Bölge Müdürü Vedat Dikici de böyle bir durumda devreye giriyor.

Orman teşkilatı zaten yaşanan durum nedeniyle teyakkuzda. Dikici, orman yangınları ile ilgili veri tuttuklarını, bunların içinde en çok insan faktörü olduğuna dikkat çekip, orman yangınlarının yüzde 90'nın insan eliyle çıktığını söyledi.

Dikici, “İhmal çok fazla. Tarlada anız yakılıyor. Sera yaparken demir kesiliyor; kıvılcım çıkıyor. Mangal var. 20 gün mangal yakmasak ne olur? Restoranda yiyin” diyerek adeta halktan yardım istedi.

Hakikaten böyle bir havada MANGAL KEYFİ falan olmaz. Bir taraftan hava diğer taraftan mangalın ateşi. Pörtleyeceğimiz yerde biraz sabretmek sanırım en doğru olanı.

Niye mi? Antalya'da yıllık 240 ile 300 arası orman yangını çıkıyor. 225'i insan kaynaklı. Anlayacağınız kendi ciğerimizi kendimiz yakıyoruz. Gelin bu sese kulak verelim.

Elimizle yaktığımız yeri gözyaşımızla söndüremeyeceğimizi bilelim.