Okullara yeni müfredat geliyor!
Milli Eğitim Bakanlığı, yeni müfredatla ilgili taslağı bugün askıya çıkarıyor. Bakan Tekin, yeni müfredatın gelecek eğitim öğretim yılından itibaren kademeli şekilde uygulanacağını söyledi.

Milli Eğitim Bakanlığı, yeni müfredatla ilgili taslağı bugün askıya çıkarıyor. Bakan Tekin, yeni müfredatın gelecek eğitim öğretim yılından itibaren kademeli şekilde uygulanacağını söyledi.
Yeni müfredata ilişkin sorularını yanıtlarken, çocukların 23
Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı bir kez daha kutlayan Tekin,
Bakanlığın bayramla ilgili hazırladığı yoğun etkinliklere değindi.
Birinci Meclis'te çocuklarla birlikte yaptıkları temsili iki
özel oturumun önemine işaret eden Tekin, ilk olarak 23 Nisan 1920'deki oturumu
yeniden canlandıran çocukların heyecanla, atalarına, büyüklerine, devletin
kuruluş felsefesine sahip çıktıklarının gösterildiğini, öğleden sonraki
"23 Nisan 2071" isimli ikinci oturumda ise yaklaşık 50 yıl sonrasında
çocukların hayata bakışının ortaya konduğunu ifade etti.
Çocukların gelecek için seçtikleri konu başlıklarının
beklentilerini ortaya çıkartması açısından önemine dikkati çeken Tekin,
Bakanlık olarak çocukların bu beklentileri veya yönelimlerinin gerisinde
kalmamaları gerektiğini vurguladı.
"Eğer biz onların arkasında kalırsak müfredatın,
eğitimin bir anlamı kalmaz. Biz çocuklarımıza ufuk çizebilmeliyiz, gelecekle
ilgili tahayyüllerini geliştirebilmeliyiz." diyen Tekin, bütün bunlar bir
arada düşünüldüğünde müfredatla ilgili çalışmaların bu yönelimi de
gösterdiğinin altını çizdi.
SİSTEM, BİLGİYE ERİŞMEKTEN
ZİYADE BİLGİYİ ANALİZ EDEBİLMEYE EVRİLİYOR
"Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" adını taşıyan yeni
müfredat çalışmalarının ana odağına ilişkin soru üzerine Bakan Tekin,
müfredatların belli takvimler içerisinde revize edilmesinin gerekliliğine
işaret etti.
Dünyadaki ve ülkedeki gelişmelerin, bilgi edinme kaynakları
üzerinde yaşanan kolaylıkların, bütün dünyada müfredatın tüm bu süreçlere uygun
biçimde yeniden ele alınmasını gerekli kıldığına vurgu yapan Tekin, "Bunu
yapmadığınız takdirde hem dünya skalasında mesafe kat edememiş hem de ülkedeki
çocuklarımızın eğitimi konusunda geri kalmış olursunuz" değerlendirmesinde
bulundu.
Bakan Tekin, müfredat çalışmalarının ana eksenine ilişkin
değerlendirmesinde şu ifadeleri kullandı:
"Çocuklarımızın ileriye daha güvenle bakabilecekleri,
kendilerini daha iyi geliştirebilecekleri ve elde ettikleri bilgileri,
hayallerini geliştirecek, hayata geçirebilecekleri bir ortam oluşturabilmek.
Buradan hareketle birinci felsefemiz, eğitim sistemimizin felsefesini bilgiye
erişmekten ziyade, beceri kazandırarak eriştikleri bilgiyi analiz edebilecek ve
bu hayallerinin gelişmesine katkıda bulunacak hale getirmek. Dolayısıyla
müfredat çalışmalarının ana ekseni bu. Yani özüne, değerlerine bağlı ama
dünyadaki örnekleriyle rekabet edebilen çocuklarımızın kendi hayallerini
geliştirebileceklerini istiyoruz. Önümüzdeki yüzyılı, 'Türkiye Yüzyılı' haline
dönüştürmek için çocuklardan hayal kurabilmelerini arzu ediyoruz. Müfredatımız
dolayısıyla bu iki eksene oturuyor."
Bakan Tekin, yeni müfredatın ismini bu sebeplerle
"Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" olarak tanımladıklarını belirterek,
"Evrensel, uluslararası modellerden yararlanarak kendi değerlerimizi de
sistemin içerisine yerleştirerek özgün bir model üretmeye çaba sarf ettik"
dedi.
"MÜFREDAT ÇALIŞMALARI,
SON 1 YILIN DEĞİL 10 YILLIK ÇALIŞMANIN ÜRÜNÜ"
Müfredat hazırlık aşamalarının sorulması üzerine Bakan
Tekin, bu konudaki çalışmaların başlangıç noktasının uzun yıllar öncesine
dayandığını, 2017 müfredat değişikliğinin de bunun bir ilk adımı olduğunu
anlattı.
"Dolayısıyla 2013'ten itibaren başlayıp, bugün
geldiğimiz noktada ulaştığımız metinlere bizi ulaştıran çok kapsamlı bir
çalışma takvimi var." diyen Tekin, bu süreçte çok uzun görüş
alışverişlerinin ve kamuoyundaki yansımalar üzerinden analizlerin yapıldığını,
toplantılar düzenlendiğini aktardı.
Geçen yıl yaz aylarında bütün bu birikimi bir veri olarak
aldıklarını ve bu verileri sistematik hale getirecek çalışmalar yaptıklarını
dile getiren Tekin, yürütülen hazırlıklara ilişkin şu bilgileri verdi:
"Sadece bu süreçte nasıl bir müfredat değişikliği
olmasına dair 20'nin üzerinde çalıştay düzenlendi. Sonrasında da her bir ders
için oluşturulan ekipler yüzlerce toplantı yaparak ilan edeceğimiz müfredatın
hazırlıklarını tamamladı. Toplam bu süre içerisinde yani önceki kısmı
saymıyorum sadece yaz aylarından itibaren bugüne kadar 1000'den fazla öğretmen
ve akademisyen ile toplantılar yaptık, 260 akademisyen 700'ün üzerinde de
öğretmen arkadaşımız bu toplantılara sürekli olarak katıldı. Bunun dışında
ilave olarak görüşlerine başvurduğumuz akademisyenler ve öğretmenler var.
Bunların hepsini düşündüğümüzde 1000'in üzerinde arkadaşımız ortak çalıştı.
Aynı şekilde Bakanlık merkez teşkilatındaki bütün birimler bu konuda bir
seferberlik ilan etti."
Bakan Tekin, çalışmalara emek veren özellikle Temel Eğitim,
Ortaöğretim, Mesleki Teknik Eğitim, Din Öğretimi genel müdürlüklerine,
hazırlanan programların incelenmesinde yoğun çaba sarf eden Talim ve Terbiye
Kurulu Başkanlığına teşekkür etti.
"YENİ MÜFREDAT YARIN
ASKIYA ÇIKIYOR, HERKESLE ORTAK ÇALIŞMAK İSTİYORUZ"
Tekin, yeni müfredatı kamuoyu değerlendirmesine açacaklarını
belirterek, "İnşallah yarın öğleden sonra kamuoyuyla paylaşmış
olacağız." açıklamasında bulundu.
Milli Eğitim Bakanlığının paydaşları ya da paydaş olmak isteyen
herkese kapılarının açık olduğuna değinen Tekin, şöyle konuştu:
"Herkesle ortak çalışmak istiyoruz. 'Bu ülkenin eğitim
öğretim süreçlerine katkı vermek istiyorum' diyen her kim varsa üniversiteler,
akademisyenler, sivil toplum örgütleri, sendikalar, eğitim alanında çalışan
kuruluşlar, siyasetçiler, bürokratlar ve herkese açık bir çalışmayı yarın
öğleden sonra itibarıyla kamuoyuyla paylaşmış olacağız. Paylaştıktan sonra
biraz önce saydığım kişilerden her kim arzu ediyorsa 'https://gorusoneri.meb.gov.tr/'
adresinden girerek görüş ve önerilerini paylaşabilir."
Bakan Tekin, müfredatın ne kadar süreyle askıda kalacağına
ilişkin soru üzerine, "Planımız bir hafta. Öneri ve görüşler, eğer yoğun
bir şekilde gelmeye devam ederse süreyi uzatabiliriz. Ama uzun zamandır
tartışıldığı için herkesin bence bu konuda birikimi ve hazırlığı olduğunu
varsayıyorum. Bu süre içerisinde bizlerle paylaşırlarsa mutlu oluruz. Eğer
yoğun bir şekilde görüş alışverişi devam ederse süreyi de uzatabilecek
durumdayız. Planımız şu anda bir haftalık bir askı süresi. Bir haftanın sonunda
da modeli Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığımız son eleştiri, görüş, öneri ve
paylaşımlar doğrultusunda revize edip uygulanmak üzere onaylamış olacağız"
diye konuştu.
"KATILIMCI BİR YAKLAŞIMI
BENİMSEDİK"
Bakan Yusuf Tekin, müfredat değişikliğinin 10 yıllık tedrici
bir gelişmenin sonucunda nihai bir metin olduğunu belirterek, "Bunu bugün
yapılanı, çok kapsamlı bir değişiklik olarak algılamamak lazım. Bu, bir sürecin
sonucunda aşamalı olarak gelinen bir nokta. Daha önceki yıllarda yapılan
tedrici değişikliklerin her birisi aslında bu süreci besleyen ve tamamlayan
unsurlar. Tüm bu değişiklikler, onun üzerine inşa edilen kapsamlı ve son
noktanın konulduğu değişiklik olacak" dedi.
Müfredat çalışmalarına ilişkin defalarca toplantı
yaptıklarını, içerik, felsefe ve inşa sürecinde "katılımcı" bir
yaklaşımı benimsediklerini dile getiren Tekin, bu kapsamda geçmişini iyi bilen,
bunu içselleştirmiş, dünyanın değerlerine sahip, dünya ile rekabet edebilecek
özelliklerin bulunduğuna işaret ederek şöyle konuştu:
"Kuşkusuz kamuoyunda bu konuda eleştiriler olacaktır,
öneriler olacaktır. Eğitimle ilgili konu, üzerinde insanların çok rahat
uzlaşabileceği bir konu değil. Ben, bakan olduğum tarihten itibaren, beni
ziyaret eden gruplar içerisinde bile kendi aralarında muhalefet ettikleri,
anlaşamadıkları konular oluyor. Hal böyle olunca bizim hazırladığımız metinde
de itirazlı olanlar olabilir, eleştiriler olabilir. Bunları çok doğal
karşılıyorum. Çünkü eğitim böyle bir alan. Bu da eğitimi aslında
zenginleştiriyor. Bunu bir eleştiri olarak söylemiyorum. Biz bütün bu
düşüncelerden özümseyerek bir toplumsal fayda üretmeye çalışıyoruz. Ürettiğimiz
toplumsal payda, aslında bütün bu görüşlerin üzerinde ittifak edebilecekleri
asgari müşterekler üzerine inşa edilmiş. Öyle baktığımızda ben mutluyum.
İnşallah çocuklarımız için hayırlara vesile olur."
KADEMELİ UYGULANACAK
Bakan Tekin, yeni müfredatın gelecek eğitim öğretim yılından
itibaren kademeli şekilde uygulanacağını aktardı.
Kapsamlı bir revizyon olan yeni müfredatın eğitim ve öğretim
kademelerinin tamamında ve tüm sınıf düzeylerine geçilmesi halinde farklı
mağduriyetlerin ortaya çıkmasını istemediklerini ifade eden Tekin,
"Hazırladığımız program, her kademenin birinci sınıfında uygulanacak. 4
sınıf düzeyi olan okul öncesi, ilkokul birinci sınıf, ortaokul beşinci sınıf ve
lise dokuzuncu sınıflarda önümüzdeki eylül ayından itibaren yeni programımızı
uygulamaya başlamış olacağız" açıklamasını yaptı.
Kademeli geçişin yapılacağı sınıflarla ilgili Talim ve
Terbiye Kurulu Başkanlığının bu yıl ders kitabı başvurusu kabul etmediğini
bildiren Tekin, "Bu sınıfların kitaplarını doğrudan ilgili genel
müdürlükler yazıyor. Yani bu eylül ayından itibaren başlattığımız bir sürecin
doğal geldiği nokta" ifadesini kullandı.
9 OKURYAZARLIK TÜRÜ
BELİRLENDİ
Bakan Tekin, müfredattaki ortak bakış açısının sorulması
üzerine, askıya çıkarılacak müfredatın teknik detaylarını lansman toplantısında
paylaşacaklarını belirtti.
Müfredatta okuryazarlık konusundaki yeniliklerin sorulduğu
Bakan Tekin, bütüncül bir bakış acısıyla hazırlanan müfredattaki konuyu şöyle
anlattı:
"Bilgi okuryazarlığı, dijital okuryazarlık, finansal
okuryazarlık, görsel okuryazarlık, kültür okuryazarlığı, vatandaşlık
okuryazarlığı, veri okuryazarlığı, sürdürülebilirlik okuryazarlığı ve sanat
okuryazarlığı olmak üzere 9 okuryazarlık türü belirledik. Aslında burada
kastettiğimiz şey, bilgiye erişim konusunda çocuklarımız zaten yeterince
kaynağa sahipler ama o edindikleri bilgiyi doğru okuma anlamında çocuklarımıza
biz beceri kazandırmak istiyoruz. Olayın temel felsefesi burada zaten."
"Yeni müfredatla bilgi kazanımı temelinden beceri
kazanımı temelli bir sisteme geçiyorsunuz. Bunu nasıl değerlendirirsiniz?"
şeklindeki soru üzerine Bakan Tekin, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü
(OECD) tarafından uygulanan Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA)
ve Uluslararası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırması (TIMSS) gibi sistemler
ile müfredatın kıyasladığında ortada ciddi bir problemle karşı karşıya kalındığını
anlattı.
Birçok konuda ülke bazlı yaptıkları karşılaştırmalarda,
müfredatın muadillerinden 2 kata yakın bir düzeyde daha ağır olduğunu
gördüklerini dile getiren Tekin, "Bunu doğal karşılıyorum. Çünkü bilgi
erişiminin zor olduğu dönemlerde 'şu bilgiye de erişsin çocuklar' denilerek
bunlar hep müfredatın içerisine yerleştirilmiş. Fakat zamanla bu ülkeler
müfredatlarını revize ederken artık bilgi edinmedeki kolaylıklardan hareketle
onları çıkartarak azaltmışlar, seyreltmişler. En son toplantımızda baktığımızda,
Japonya ve İngiltere ile de kıyasladık ve bizdeki öğrenme çıktıklarının yüzde
50 fazla olduğunu tespit ettik. Bu, bizi çocuklarımıza edindirmek istediğimiz
kazanımları sağlıklı edinememeleri sonucuna eriştiriyor"
değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Tekin, müfredatın yüklü olmasının sonuca ulaşmada
zorluklar yarattığını ifade ederek, kamuoyunda da "çocuklar bu konuyu
öğrenemediler" gibi eleştirilerle karşılaştıklarını söyledi.
DÜNYA ÖLÇEĞİNDE BİR MÜFREDAT
Dünyada ne öğretiliyorsa bunun müfredatta bulunduğunu, bunun
dışındakilerin ise ilerleyen eğitim süreçleri olan ön lisans, lisans,
lisansüstü eğitime aktarılmasının da seyreltme anlamına geldiğini vurgulayan
Tekin, bunun çocukların akademik bilgiyi kazanabilme yeteneklerine de uygun
olmadığını kaydetti.
Aylık rutin öğretmenler odası buluşmalarında, müfredatı
yetiştirebilmek için haftalık ders saatlerinin artırılması gerektiği yönünde
görüşler aldığını belirten Tekin, "Bunları üst üste koyduğumuz zaman da
ortalama 60-70 saat haftalık ders yükü olması gerekiyor. Şimdi bu mümkün
olmadığına göre yapılması gereken şey belli. Biz bu anlamda müfredatımızı,
programlarımızı ciddi bir seyreltme sürecine de tabi tuttuk. Tekrarlanan
bilgilerin çıkartılması, aynı konuları 12 yıllık zorunlu eğitim içerisinde 3-4 defa
veya daha fazla tekrarlamanın çok bir anlamı yok. İkincisi çocuklarımızın
akademik yetkinliklerinin veya akademik pozisyonlarının üstünde almakta
zorlanabilecekleri bilgileri çocuklarımızla paylaşmanın da bir anlamı yok. O da
gereksiz bir hale geliyor. Bütün bunları göz önünde bulundurarak müfredatta
yüzde 35'lik bir seyreltme içerisine girdik." ifadelerini kullandı.
Yeni müfredatla haftalık ders saatlerinde azalma
olmayacağını belirten Tekin, "Şimdilik sadece programlarımızı bilgi
edinmeden çok edindikleri bilgiyi beceriye dönüştürebilecek şekilde revize
etmeye odaklandık" dedi.
ÖĞRETMENLERE HİZMET İÇİ
EĞİTİMLER BAŞLIYOR
Öğretmenlerin yeni programı nasıl uygulayacaklarına ilişkin
soruya Bakan Tekin, "Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Müdürlüğümüz, ilgili
eğitim öğretim daireleri, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığımız, programların
kesin onay sürecini tamamladığımız andan itibaren başlamak üzere öğretmen
arkadaşlarımızın hizmet içi eğitim sürecine tabi tutulmalarına dair bir takvim
oluşturuyor. Programlar onaylandığı an, takvim hayata geçecek ve şu andan
itibaren eylül ayına kadar öğretmen arkadaşlarımızı bu anlamda yeni programın
mantığı, felsefesi ve uygulanmasıyla ilgili olarak çok ciddi bir hizmet içi
eğitim sürecini başlatmış olacağız" cevabını verdi.
Bakan Tekin, okullarda müfredatın uygulama programlarının
hayata geçirilmesi için yeni alanlar ve atölyelerin planlanacağını, yeni okul
planlarında da uygulama alanlarını biraz daha ağırlıklı hale getireceklerini
belirterek, "İnşallah birkaç yıl içerisinde bu süreç tamamlanır ve
çocuklarımız derslerde edindikleri teorik bilgileri uygulayabilecekleri
uygulama atölyeleri, uygulama alanlarına da sahip olurlar" dedi.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Akdeniz Üniversitesi’ni ziyaret ederek üniversite yönetimi ve bölge üniversitelerinin rektörleriyle toplantı gerçekleştirdi.
Manavgat Öğer Ortaokulu tarafından düzenlenen Ramazan şenliği keyifli dakikalara sahne oldu. Okul öğrenci ve öğretmenlerinin hazırladığı gösteriler izleyenlerden tam not aldı.
Akdeniz Üniversitesi ev sahipliğinde Antalya Kent Konseyi tarafından düzenlenen 21. Yüzyılda Antalya Çalıştaylarının açılış töreni gerçekleştirildi.
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi ile Antalya Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü arasında imzalanan protokol kapsamında, devlet korumasındaki çocukların sağlık, eğitim ve gelişim süreçleri desteklenecek.
Sağlık Bakanlığı ile Sahil Güvenlik Komutanlığı arasında imzalanan “Acil Durumlarda Türk Arama Kurtarma Bölgesi İçerisinde Tıbbi Tahliye Faaliyetlerinin Yürütülmesine İlişkin İşbirliği Protokolü” çerçevesinde Manavgat’ta görev yapan 112 Acil Sağlık ve UMKE personeline eğitim verildi.
Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu’nun (TÜSF) düzenlediği, üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Dalgar’ın da katıldığı 2025 Yılı Üniversiteler Planlama ve Koordinasyon Toplantısı, 21-23 Şubat tarihleri arasında Antalya’da gerçekleştirildi.
Giresun’da düzenlenen Okul Sporları Hentbol Genç Kızlar Türkiye Birinciliğinde Türkiye şampiyonu olan Antalya 75. Yıl Cumhuriyet Anadolu Lisesi öğrencileri ve öğretmenleri İl Millî Eğitim Müdürü Salih Kaygusuz’u ziyaret etti.
Akdeniz Üniversitesi, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi (CBİKO) tarafından “Öğrencilerini Kariyer Gelişiminde En Etkin Şekilde Destekleyen Üniversite Ödülü”ne layık görüldü.
Antalya Valisi Hulusi Şahin, Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan’ı ziyaret etti. Ziyarette gelece yönelik projeler ve iş birlikleri üzerinde değerlendirmelerde bulunuldu.
Dünyanın ilk rahim nakli ve Türkiye’nin ilk yüz ile çift kol nakli gibi birçok ulusal ve uluslararası başarıya imza atan Prof. Dr. Ömer Özkan, Akdeniz Üniversitesi’nden Türkiye Bilimler Akademisi’ne (TÜBA) Şeref Üyesi seçilen ilk akademisyen oldu.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz