O TUZAĞA DÜŞMEYELİM

Bu hafta sonu konumuz, AVRUPA BİRLİĞİ..

“Türkiye’yi alırız-almayız” diye bizi onlarca yıldır oyaladıkları bir “yılan hikayesi”..

Bu hikaye geleceğimizi yakından ilgilendiriyor, iyi okuyun..

***

Avrupa Birliği..

Tarih boyunca görülmüş en kapsamlı siyasi (KAPİTALİST) bir bütünleşme projesi..

“Birçok ülkeden BİR ÜLKE.. Birçok milletten BİR MİLLET.. Birçok halktan BİR HALK kurma” planı..

Felsefe soru sormakla başlar..

Sorunun olmadığı yerde CEVAP, cevabın olmadığı yerde de UYGARLIK olmaz..

Avrupa Birliği’ne (AB) girme hayaliyle yanıp-tutuşanların yapmadığı budur işte..

“AB’ye mutlaka girmeliyiz” diye diretirler sadece..

Bunlara dikkat edin..

Hemen hepsi, “AB’nin beslediği” ve kalemşörlüğünü yapan kişiler..

Bu nedenle “AB’nin gerçek yüzü ile ilgili DOĞRU BİLGİ”nin halka ulaşması söz konusu değil..

AB’ye üye olmak..

“AB’nin tarihi geçmişi, mazisi, anayasası ve marşını -kayıtsız şartsız- kabul etmek” demektir..

Bu nedenle, birçok AB üyesi ülke, (İngiltere misali) AB’den çıkmak istiyor..

Buna rağmen içimizdeki önemli bir kesim, bizi oraya sürüklemeye çalışıyor..

***

Avrupa ülkeleri, “Türkiye’nin zengin kaynaklarını” çok iyi biliyor..

Bizi üye yapma konusunda hep nazlı davranıyorlar ya, buna sakın kanmayın..

Bu, “istemem, yan cebime koy” taktiğidir..

Bizi, ŞARTLARINI KABUL ETMEYE zorluyorlar..

Kabul ettiğimiz anda, hemen alacaklar..

Türkiye’nin AB’ye tam üyeliği; “Birliğe ekonomik dinamizm getirecek”miş, öyle diyorlar..

Hatta, “Birliğin enerji güvenliği sorunlarını çözecek ve  BATI ile İSLAM DÜNYASI arasında yakın bağlar kurulacak”mış..

İşte bu bin bir suratlar, her gün ŞARTLARINI değiştiriyorlar..

Ama, en önem verdikleri şart şu;

“Avrupa, Türkiye’nin REFORMLAR yönünde atılımlar yaptığını görmek istiyor..”

Neymiş o reformlar?

- Kaynaklarını özelleştir..

- Milli dilinden vazgeç..

- Eyalet sistemini getir..

- Azınlıklara istediklerini ver..

***

Yani..

“Bölünün, parçalanın ve bize teslim olun” diyorlar..

İyi de, hani DEMOKRATİKLEŞME, İNSAN HAKLARI falan diyorlardı, onlara ne oldu?

Onlar, ASIL ARZULARINI gizlemek için takındıkları bir tür MASKE..

Hala anlamadınız mı?

Türkiye, işte BU TUZAĞA düşmemeli..

 

………………………

GONG

Bugün bir de “haftasonu bilmecesi” soralım..

Yunanistan’ın DHKP-C’si, ABD ve Avrupa’nın PKK’sı, CIA’nın FETÖ’sü..

Topyekün ERDOĞAN’a düşman..

Peki, “neden hepsi CHP’ye dost?”

 

…………………….

MESELENİN ÖZÜ

 

Kendilerine “Batı Medeniyeti” dedirtenler,  hiç bir zaman MEDENİ olmamıştır, olmayacaktır..

Anneler günü, Sevgililer Günü ve Dünya Kadınlar Günü gibi “özel günler” icat ettiklerine bakmayın..

Bu UYDURMA GÜNLERİN hepsi, kendi pisliklerini örtmek için..

***

Tek tek hatırlayalım..

- 1941 yılında, sadece Letonya’da kış günü 3.800 kadını..

- 1995 yılında Bosna’da ise 8.372 kadını..

Çırılçıplak, anadan doğma bir biçimde köpeklere kovalattırıp parçalattılar..

Köpeklerin parçalayıp öldüremediği kadınları da kendileri kurşuna dizdiler..

- Irak'ta ve Suriye’de ise, binlerce kadına tecavüz ettiler ve öldürdüler..

Buna benzer YÜZLERCE OLAY var..

***

Amerika kıtasında durum böyle..

Afrika ve Asya kıtasında da durum aynı..

Ve hepsini organize edenler, SİYONİZM’in uşakları..

Siyonizmin ne olduğunu bilmeyen milletler, ölmeye ya da köle olmaya mahkumdurlar..

Bunu iyice belleyin..

/Şamil Efrahim Züleymanoğlu

……………………….

TRAFİK

Sevgili çocuklar; bisiklete binmek her ne kadar zevkli olsa da sonucunun acı olabileceğini düşünün.. Ve taşıtların gelip geçtiği yerlerde asla bisiklete binmeyin..