O İSİMLER YAŞATILMALI

Birçoğumuz farkında bile değiliz. Ülkemizde organ bulamadığı için her yıl binlerce hasta hayatını kaybediyor. Bu insanların ömürleri organ beklerken sona erebiliyor. Bu nedenle organ bağışını artırmamız gerekiyor. Ancak ülkemizde kadavradan bağışlar da yetersiz durumda olduğu için böbrek gibi nakillerin çoğu ağırlıklı olarak canlı vericilerden yapılıyor. Türkiye’nin ilk böbrek nakli yapılan hastalarından biri olan Mehmet Şahan da canlı vericiden nakledilen böbrekle sağlığına kavuşmuştu. Kendisiyle Akşam Gazetesi’nde çalıştığım yıllarda tanışmıştım.

***

İlginç bir hayat hikayesi vardı; 1970’li yılların sonlarıydı. Ankara’da böbrek yetmezliği sorunu yaşayınca sağlığına kavuşabilmesi için nakil olması gerektiğini söylemişler. Ara ki bulasın. Çobanlık yapan dayısı bu duruma çok üzülmüş. Ondan alınan böbrek 14 Kasım 1979’da, o dönemde Ankara Üniversitesi’nde görev yapan Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu tarafından Mehmet Şahan’a nakil edilmiş.

Nakil yapıldığında Mehmet Şahan 23 yaşında bir genç. Mehmet Şahan’a nakli gerçekleştiren, Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu 1982’de kurulan Akdeniz Üniversitesi’ne kurucu rektör olarak atanınca taşınmıştı. Mehmet Şahan da doktorunun peşinden Antalya’ya gelip yerleşmiş. Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu organ nakillerini Antalya’da da devam ettiriyordu. 

***

Türkiye’nin dört bir yanından nakil olmak için Antalya’ya gelen hastaların karşılaştıkları sıkıntıları fark eden Karpuzoğlu, Mehmet Şahan’a bir dernek kurulmasını önermiş. Karpuzoğlu’nun da desteğiyle Mehmet Şahan 1994 yılında Akdeniz Böbrek Hastaları ve Organ Nakli Sosyal Yardımlaşma Derneğini (AKBÖHONDER) kurmuş.  Mehmet Şahan o günden beri derneğin başkanlığını yapıyordu. Barınma sorunundan kan ihtiyaçlarına kadar birçok konuda hastalara yardımcı olan bu dernekte tanışmıştık kendisiyle. Bazen nakil olan hastalar için geziler düzenliyor, bazen kermesler yapıyordu. Yılbaşı gecelerini organ nakli hastalarıyla dernekte birlikte kutlayıp yeni yılı karşılıyorlardı. Bazen doktorları da onların bu etkinliklerine eşlik ediyorlardı.   

***

Mehmet Şahan, aynı zamanda organ nakli olduktan sonra en uzun yaşayan kişilerin de başında geliyordu. Bu nedenle nakilden sonra hastalar, nelere dikkat etmeleri gerektiğini, kimi zaman ona danışıyorlardı. Organ nakli olan hastalara da umut olan Mehmet Şahan, kendisini sağlığına kavuşturan Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu ile de sık sık bir araya geliyordu. Bir keresinde Çakırlar’daki gözlemecilere gitmişlerdi beraber. Beni de çağırmışlardı. Mehmet Şahan ile birlikte eski günleri yad etmişlerdi. Kahvaltıya başka hastalar da katılmıştı. 

***

Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu, 3 yıl önce kurucu rektörlüğünü yaptığı Akdeniz Üniversitesinde hayatını kaybetmişti. Onu son yolculuğuna uğurlayanların arasında Mehmet Şahan da vardı. Mehmet Şahan Tuncer Hoca için “Çok üzüldüm. 1978 yılından beri hocamı tanırdım. O bizim babamızdı. O bizim her şeyimizdi. Kapısını sonuna kadar açardı. 1979 yılında herkesin, 'ölür' dediği zaman çoban dayımın vermiş olduğu böbrekle bana zor şartlar altında nakil yaptı. Aynı zamanda ben onun memuruydum. Öksüz kaldık biz" demişti.

***

31 Kasım 1991'de Akdeniz Üniversitesindeki Organ Nakli bölümünü kuran Karpuzoğlu aynı zamanda Antalya’da ilk organ naklini gerçekleştiren isim olmuştu Mehmet Şahan ise bundan 2 yıl önce Lider Medya’yı, aralarında yüz nakli yapılan Turan Çolak’ın da olduğu bir grup dernek üyesiyle ziyaret etmişti. Dayısından aldığı böbrekle yaşama tutunan Şahan’ın da 10 Mayıs günü hayata veda ettiğini öğrendik. Akdeniz Üniversitesi bugün sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada adından söz ettiriyorsa şayet; bunda en büyük pay, Akdeniz Üniversitesi’nin kurucu rektörü Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu’nundur.

***

Ömrünü organ nakli hastalarına adayan Mehmet Şahan ise nakil bekleyenlerin en büyük destekçisiydi. Şahan Akdeniz Üniversitesi Camisi’nde kılınan cenaze namazından sonra Duacı Mezarlığı’nda son yolculuğuna uğurlandı. Cenaze törenine Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan’ın da aralarında olduğu çok sayıda kişi katıldı. İnsanlığa hizmet eden böyle güzel insanların isimlerin bu kentte yaşatılması gerektiğini düşünüyorum. Umarım yetkililer dikkate alır.