O ADAM

Sevgili okurlar, 1990’lı yıllarda İstanbul’da üniversite öğrencisi olduğum dönemde sınıf arkadaşım Hakan Ataman ile birlikte Şişli’deki bir radyoda program yapımcısı olarak çalışmaya başlamıştım.  

Sabahları Teşvikiye’den geçerken sürekli olarak aynı saatte yürüyüşe çıkan bir adamla karşılaşırdık. Başında siperlikli bir şapka olan, üzerinde haki ya da gri renkli trençkot olan bir adam, ağır adımlarla karşımızdan gelirdi. Tek başına yürüyüşe çıkan o adam ünlü şair Atila İlhan idi.

Ne zaman Atila İlhan’ın adını duysam, Teşvikiye’de sabahları yolda karşılaştığım ağır adımlarla yürüyen o fit görünümlü ince adam gözümün önüne gelir. Geçtiğimiz 14 Şubat’ta yaşananlar Atila İlhan’ı hatırlattı bana. Nedenini anlatayım…

İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanya 1941’de Yugoslavya’yı işgal ettiğinde Zagreb radyosunda bir şarkı yayınlanır. Bir askerle bir hemşirenin birinci dünya savaşında yaşadığı aşk hikayesinin anlatıldığı bu şarkı radyoda yayınlandığında savaşan her iki tarafın askerleri de etkilenirler. Şarkı yayınlanırken çatışmayı bırakıp şarkıyı dinlerler.  

Bunun üzerine o şarkı her akşam saat 21.55’te Zagreb radyosundan yayınlanmaya başlar. O saat geldiğinde har akşam birkaç dakikalığına da olsa savaşa mola verilir. Hiçbir komutanın emri olmadan silahların susmasına yol açan bu şarkı Lili Marleen türküsüdür.

Radyoda her yayınlandığında hiçbir emir ve talimat olmadan silahların karşılıklı susmasına yol açan o aşk şarkısından ilham alan Atila ilhan da bu olayın hikayesini anlattığı bir şiir yazar. Hatta aşkın savaşa galip geldiğini vurgulayan o şiir, Ahmet Kaya tarafından da seslendirilir.

Peki, dünyada böyle şeyler yaşanırken, biz ne yapıyoruz?  Aşka, sevgiye, hatta geçmişte yaşanan güzelliklere bile saygı göstermiyoruz. Adliyelerimizdeki mahkemelerde bile insanın içini acıtacak kararlar verilebiliyor. Örneğin aile mahkemeleri…

Boşanmak için aile mahkemelerine başvuran çiftlere sanki yılın 365 günü arasında başka gün yokmuş gibi 14 Şubat Sevgililer Günü’ne duruşma tarihi veriyoruz. Bu yıl 14 Şubat tarihi hafta sonuna denk geldi. Ama geçen yıl 14 Şubat hafta içiydi. O gün sanki başka gün bulamamışlar gibi yığınla insan boşandı bu memlekette.  

Boşanmaya karar veren çiftlerin arasında 14 Şubat’a gün verildiğini görünce büyük şok yaşayanların, hatta yaşanmış güzel günlerin hatırına duruşma gününün değiştirilmesi için aile mahkemelerine başvuranların olduğunu biliyorum.  14 Şubat’ı böyle çiftlerin nasıl hatırlayacağını doğrusu çok merak ediyorum. Sadece bu mu? Bu yıl Pazar gününe rastlayan 14 Şubat sabahı yaşananlara bir bakın.

Birinci Dünya Savaşı’nda yaşanan bir aşk hikayesinin anlatıldığı bir türkü, İkinci Dünya Savaşı sırasında radyoda yayınlanırken Nazi askerleri bile silahlarını sustururken bizim kaçırılan askerlerimiz, polislerimiz ve mit mensuplarımız; vatan evlatlarımız bir mağarada başlarından ve kalbinden vurulup şehit ediliyor.

Söylenecek söz bulamıyorum.

Sevgiden, aşktan nasibini almayanları lanetliyorum. Atilla İlhan’ı ve sevginin yüceliğine inananları ise saygıyla anıyorum.