NOTERDEN SATIŞ DÖNEMİ

Geçen yıl ülke genelinde toplam 3 milyon 434 bin 389 gayrimenkul satış işlemi yapılarak, 41 milyar 555 milyon 205 bin 953 lira tapu harcı geliri elde edilmiş. Devlet tapu harcından bile çok ciddi anlamda gelir elde ediyor.

***

Geçmişte tapusuz gayrimenkullerin zilliyetlik devirleri noterden yapılabiliyordu. Artık tapulu taşınmazların da satışı noterlerden de yapılmaya başlandı. Yani artık isteyen noterden, isteyen tapudan işlemini yaptırabilecek. Ancak noterdeki satışlar öyle araç satışları gibi hemen yapılamayacak.

Yapılan düzenlemeyle gayrimenkulünü satmak isteyen kişi, e devlet üzerinden işlem yapmak istediği noterliği seçerek başvuruda bulunacak. Başvuru sırasında Satıcı ve alıcı kişinin kimlik bilgileri de taratılarak sisteme yüklenecek.

***

Noterlik, satış başvurusu yapan kişinin gayrimenkulün sahibi olup olmadığını tespit ettikten sonra işlem başlatılacak. Şayet satış yapmaya engel durum yoksa tapu müdürlüklerindeki işlemler gibi gerekli harç ve tapu döner sermaye hizmet bedelinin ödenmesi için ilgililerin cep telefonlarına mesaj gönderilecek.

Harç ve masrafların ödenmesinin ardından taraflar düzenlenen taşınmaz satış sözleşmesini imzalamak üzere noterliğe davet edilecek. Sözleşmeler noter huzurunda alıcı ve satıcı tarafından imzalanacak. İmzalanan sözleşmeler sisteme kaydedilecek. Bunun ardından da sözleşmelerin Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemine elektronik ortamda gönderilmesiyle taşınmaz, tapu kütüğüne tescil edilecek.

***

Noterler gerçekleştirdikleri satış işleminin karşılığında taşınmazın değerine göre 500 ile 4 bin lira arasında bir ücret tahsil edecek. Bu miktarlar her yıl yeniden değerleme oranında artacak. Böyle bir parayı ödemek istemeyen satış işlemini eskisi gibi tapu müdürlüklerinden yapabilecek. 

Tapu Sicil Müdürlüklerinde yoğunluğu azaltmak amacıyla yapılan bu düzenlemenin tercih edilip edilmeyeceğini zaman içinde göreceğiz.  Öte yandan artan maliyetler, alım gücünün düşmesi, konut kredilerine erişimdeki sıkıntılar, konut kiralarındaki yıllık artışın yüzde 25 ile sınırlandırılması,  kiracılarla ev sahipleri arasındaki, anlaşmazlıkların artması, açılan davaların çok uzun sürmesi, deprem korkusu gibi etkenlerin inşaat sektöründe durgunluğa yol açtığı belirtiliyor.

***

Bazı ev sahiplerinin ise konut kiralarındaki artışın yüzde 25 ile sınırlandırması nedeniyle konutunu kiraya vermektense,  boş tutmayı tercih ettiğini duyuyoruz. Hatta, bazılarının kira geliri elde etmek için aldığı evini, yüzde 25’lik artış nedeniyle satıp, başta Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olmak üzere başka ülkelerden emlak almaya yöneldiğini bile duyuyoruz.

***

Yurtdışında konut almaya yönelenler, “Türkiye’de yüzde 25 kira artışıyla sınırlandırılmak yerine yurt dışında ev alır döviz karşılığında kiraya veririm, çok daha fazla gelir elde ederim” diyorlar.

Hani, fahiş kira atışı yapıyor diye ev sahiplerini aç gözlülükle suçluyoruz ya. Hani “Türkiye’de yabancılar konut alıyor”  diye yakınıyoruz ya.  Olayın bir de böyle bir boyutu var.