NEREDEN NEREYE
1999 yılında önce 17 Ağustos, ardından da
12 Kasım depremiyle sarsılmıştık. 12 Kasım depreminin olduğu akşam, Belek’teki
5 yıldızlı bir otelde bir firmanın bayiler toplantısı vardı. Deprem olmuştu.
Ama eğlence gırla devam ediyordu. Gecenin sunuculuğunu Mehmet Ali Erbil
yapıyordu. Türk Sanat Müziğinin efsanevi sanatçılarından Müzeyyen Senar
ile Nadide Sultan da o gece sahnedeydi. Nadide Sultan “Konyalıdan başkasına bastırmam”
şarkısıyla davetlileri coşturmuştu. Gecenin onur konuğu dönemin Antalya
Cumhuriyet Başsavcısıydı. Sahnenin en ön masasında sayın başsavcı oturuyordu.
Pistin önündeki masaya sürekli buzlu rakılar servis ediliyordu. Garsonun biri
gelip diğeri gidiyordu.
***
O gece bir de kıllı bacak yarışması
yapılmıştı. Sahneye çıkan bayiler pantolonlarının paçalarını sıvayıp
bacaklarını gösteriyorlardı. Kimi “Benimki kaymak gibi” diyor, kimi de “Benimki
seninkinden kıllı” diye konuşuyordu. Deprem gecesi otelde yaşananları o dönemde
çalıştığım Star Gazetesi manşetten yayınlamıştı. Olayı o gecenin fotoğrafları
da tüm çıplaklığı ile anlatıyordu. Konuşma baloncuklarıyla manşetten yayınlanan
o haberden sonra bir daha depremlerde böyle eğlenceler yapılmadı. Programlar
iptal edildi. Depremlerde nereden nereye geldiğimizi düşününce hep aklıma
o gece yaşananlarla ilgili yaptığım bu haber gelir. Ya şimdi? Millet tek
yürek olup yardıma koşuyor. Nitekim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
2023 seçimlerindeki kampanyayı müziksiz yapacaklarını açıkladı. Hani
derler ya nereden nereye…
***
O dönemde Genel Yayın Yönetmenimiz Fatih
Çekirge’ydi. Yazı işlerinde Yılmaz Özdil’in de aralarında olduğu bir kadro
vardı. Uğur Dündar da Star TV’nin başındaydı. Bölge temsilcimiz Tansu Çiller’in
mayolu fotoğraflarını çekerek Magazin Gazetecileri Derneği’nin ödülünü kazanan
Antalya Serikli Hüseyin Demir idi. Hüseyin Demir, Star Gazetesi’nden önce
çalıştığı Hürriyet’te yaptığı haberlerden dolayı silahlı saldırıya
uğramıştı. Ayağını denk alması için bacağından vurmuşlardı Hüseyin
Demir’i. Hatırlayanlar iyi bilir. Silahlı saldırıda bacağından yaralanıp
malulen emekli olan Hüseyin Demir’i vuranların ise hayatı zindan olmuştu. Bunu
şunun için söylüyorum. Kol bacak burun kırdırarak mafyavari yöntemlerle
gazetecileri korkutamazsınız. O yıllarda tanışmıştık Hüseyin Demir ile. Star
Gazetesi’ne temsilci olarak atanınca beni de ekibe dahil etmişti.
***
Hüseyin Demir, polis adliye muhabirliği
yapması için Erdoğan Öztürk’ü Alanya’dan getirtmişti. Halen Sabah Gazetesi
muhabiri olarak mesleğine devam eden bizim Erdoğan, o gün bugündür
Antalya’da. O dönemde Erdoğan da ben de bekar birer gençtik. Birlikte
birçok haber kovaladık. Neredeyse 25 yıl geçmiş Erdoğan Antalya’ya
geleli. Erdoğan bu süreçte Antalya’da Akdeniz Üniversitesinde görev yapan
bir sağlık çalışanıyla evlenip çoluk çocuğa karıştı. Evi olmadığı için hep
kirada kaldı.
***
1999 yılından beri Antalya’da başını
sokabilecek bir sahibi olma hayaliyle yanıp tutuşan bizim Erdoğan, 2 yıl önce Bayındır
Mahallesi’nden bir daire satın aldı. Bu mahalleyi tercih etmesinin nedeni ise
sağlık çalışanı olan eşinin sağlık sorunuydu.
***
Ancak yıllardır özlemini çektikleri
evlerine aradan 2 yıl geçmesine rağmen bizim Erdoğan halen taşınamadı. Çünkü
Erdoğan’ın aldığı evde Antalya Adliyesi’nde görev yapan bir hakim kiracı olarak
kalıyordu. Hadi bakalım çıkar çıkarabilirsen. Geçen yıl mayıs ayında Erdoğan’ın
evine taşınamadığını köşemizden paylaşmıştık. Üzerine bir yıl daha geçti.
Erdoğan iki yıldır Hakim beye evden çıkması için ricada bulunuyor. Ama
hakim bey çıkmayı düşünmediği için bir şey de yapamıyor. Geçenlerde aradı Erdoğan
telefonla. Deprem bölgesi Hatay’daydı. Evi ne yaptın diye sordum. Halen
kiracısı olan hakim beyi çıkartamadığını, konuyu yargıya taşıdığını
söyledi. Erdoğan’a “Senin durumunu en iyi bilen benim. Tanıklık yapmaya
da hazırım” diye söyledim telefonla. Bakalım süreç daha ne kadar devam edecek.