NEREDEN NEREYE

Geçtiğimiz pazartesi günü yapılan kabine toplantısında milyonlarca üniversite öğrencisinin yüreğine su serpen bir karar alınarak üretici fiyatlarındaki artışa endekslenen KYK borçlarının hesaplanmasında  değişiklik yapılmasına karar verildi.

***

Alınan kararla artık öğrenciler çektikleri kredi kadar borç ödeyecekler. Yani kredi geri, ödemelerinde TÜİK’İN açıkladığı ÜFE’ye endeksli fiyat artışı da dahil olmak üzere hiçbir faiz alınmayacak.

***

Peki bu sıfır faizli kredilerin geri ödemesinde aylık taksitler gecikirse ne olacak?  Öğrenciler bu borçların aylık taksitlerini geciktirmiş olsalar da faiz alınmamalı. Çünkü her ne kadar hükümet faize karşı olduğunu açıklasa da gecikmeye uygulanan faizlerin yükseltilmesine karar verildi.

***

Resmi Gazetede yayınlanan Cumhurbaşkanı kararı ile devletin alacaklarına uyguladığı aylık yüzde 1.6 olan gecikme zamları yüzde 2.5’e çıkartıldı.

Öte yandan emeklilikte yaşa takılanlar da hükümetten kendileriyle ilgili acilen adım atılmasını bekliyor. Çünkü yaşa takılanlar bir an önce emekli olmak istiyorlar.  Ama emekli olduktan sonra yan gelip yatmak istedikleri için değil! 

***

2008 yılında 5510 sayılı yasa ile aylık bağlama oranında yapılan değişiklik mağduriyet yarattığı için bunu istiyorlar.  Çünkü bu yasa ile aylık bağlama oranları düşürüldü. Bu  yasa ile  geçen her gün, emekli olmayı bekleyenin aleyhine işliyor.

***

Normal şartlarda pirim gün sayısı arttıkça maaşların da artması gerekirken tam tersi bir durum söz konusu.  Bu nedenle emeklilikte yaşa takılanlar maaşlarını kuşa çeviren bu düzenlemenin kendilerini daha fazla mağdur etmemesi için bir an önce emekli olmak istiyorlar.           

***

Emekliliğine daha uzun süre olanlar ise çalıştıkça emekli maaşlarını aylık bağlama oranlarında yapılan değişiklikle düşüren yasanın iptalini istiyorlar. AK Parti iktidarı döneminde ortaya çıkan bu sorunun yine AK Parti tarafından kaldırılmasını istediklerini söylüyorlar.

***

Mevcut emekliler ise maaş artışlarının TÜFE’ye göre hesaplanması yerine kur garantili mevduat hesapları gibi dövize endekslenmesini istiyorlar. Çünkü emekliler TÜİK’in açıkladığı oranlara göre yapılan zamlar karşısında emekli maaşlarının her geçen gün eridiğini söylüyorlar.Aldıkları maaşla geçinemediklerini belirtiyorlar.

***

 “O halde nasıl yaşıyorsunuz” diye soruyorum. Mevcut birikimlerini satarak ayakta durduklarını anlatıyorlar. Eskiden emekli olurken birikmiş paralarıyla bir daire ya da araba alabilen emekliler eski birikimlerini, ya da atadan miras kalan mallarını satmak durumunda kaldıklarını söylüyorlar. Bazıları çoluk çocuğunun evine sığınıyor.

***

Öte yandan bu sabah işe gelirken Siteler Mahallesindeki yeni Emniyet Müdürlüğü’nün önündeki kavşakta kırmızı ışıkta beklerken önümde son model iki araç vardı. Baktım plakalarına. Ukrayna plakalıydı her ikisi de. Savaştan kaçıp gelmişler muhtemelen.

***

Gözümün önüne 1990’lı yıllarda Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra bağımsızlığını kazanan bu ülkelerin yoksul halkları geldi. 2000’li yıllarda Antalya Valiliğinde karşılaştığım üst düzey Ukraynalılara sohbet sırasında ne kadar maaş aldıklarını sorduğumda ortalama 200 dolar civarında olduğunu söylediklerinde onlar adına çok üzülmüştüm.

***

Bugün Rusya ile savaş halinde olsalar da onların enflasyonu bile bizden çok daha düşük. Dünyanın en büyük yaptırımlarına maruz kalan Rusya’da bile enflasyon oranları bizimkinin çok altında.

Hani diyorlar ya “nereden nereye…”