NEREDEN NEREYE

Yaklaşık 2.5 yıldır hayatımızı değiştiren koronavirüs (Kovid-19) salgını son aylarda etkisini giderek azalttı.

İlk başlarda tüm dünyayı etkisi alan ve adeta dünyayı yaşanmaz bir yer haline getiren bu virüsle uzun zamandır güçlü bir savaş içerisindeyiz.

Yaşadığımız çağın alışık olmadığı bir salgına karşı tamamen hazırlıksız olarak yakalandığımız koronavirüse ilk zamanlarda hayatta kalma savaşında galip gelemesek de son 1 yıldır, bilim insanlarımız yaptığı çalışmalar ile birlikte üstünden gelebileceğimiz kanıtlamış olduk.

***

Koronavirüsün ilk çıktığı zamanlara bakıyorum da adeta bir bilim/kurgu filmi içerisinde gibiydik.

İnsanlar ne yapacağını şaşırmış, maske konusunda bile kullanıp kullanmayacağımıza dair bir dönem tartışmalar yaşamıştık.

Kimisi maskenin virüsü daha da yayacağı görüşündeyken kimisi ise maskenin koruyucu bir unsur olduğunu savunmuştu.

Çok geçmeden maskeyle yaşayacağımız yıllar başlamış oldu.

Çarşıda, pazarda, bankada, toplu taşımada kısacası topluma açık her alanda maskeyle bulunmaya başlamıştık.

Her birimizin cebinde ya bir kolonya ya da dezenfektan vardı.

Bir yere dokunduktan sonra hemen ellerimizi dezenfekte ediyorduk.

***

Koronavirüsün ilk ayları bir sürü insanımızı bu lanet hastalığa kurban vermiştik.

Öyle ki cenazelerimizi bile usulüne uygun şekilde defnedemiyorduk.

Cenaze merasimleri yasaktı.

Defin işlemlerine sadece birinci dere yakınlar katılabiliyordu.

Yakınlarımız sessiz sedasız dünyadan göçüyorlardı.

Daha da kötüsü maneviyat kavramını yitirmiştik.

Bayramlarda evlere hapsolmuştuk.

Bayram gezmelerine gidilemiyor, onu geçtim bayram tatilini bile tam olarak değerlendiremiyorduk.

Adeta kabusu yaşadık…

***

Geçtiğimi yaz ayından itibaren artık aşılama çalışmalarının hızlanması ile birlikte virüse karşı toplum bağışıklığı oluşmaya başladı.

Dozlarını düzenli şekilde olanlar rahat bir nefes aldı.

Günlük yaşantımız, ‘yeni normal’imiz haline dönüştü.

Sonrasında ise yavaş yavaş virüsün bizde yarattığı korku ve kaygıyı üzerimizden atmayı başardık.

İlk zamanlarda tabi ki tedirgin olduk.

Önlemlerin bir anda gevşetilmesi panik havasına sevk etti.

Ama sonrasında yavaş yavaş bu havayı da değiştirdik.

***

2022 yılına girdikten kısa bir süre sonra açık alanlarda maske kullanma zorunluluğu kaldırıldı, kapalı alanlarda ise gevşetildi.

Yani artık maskeleri atmaya başladık.

Sanki üzerimizden büyük bir yük gitmiş gibi oldu.

Aslında bakarsanız insanlarımız halen maske kullanmaya özen gösteriyorlar diyebilirim.

Kötü bir şey mi? Tabi ki değil…

2.5 yıllık alışkanlık Asya ülkelerini birçoğunda olduğu gibi maskeyi hayatımızın normal bir parçası haline getirdi.

Grip olduğumuzda veya bulaşıcı bir hastalığa yakalandığımızda önlem amaçlı artık maskeler hayatımızda yerini alacak.

***

Ramazan ayı geldi çattı.

Allah tüm İslam aleminin tuttuğu oruçları kabul etsin diyerek son cümlelerime geçmek istiyorum.

Eskiden olduğu gibi yaşanan Ramazan heyecanını bu Ramazan ayında pek göremedim.

Hem pandemi olsun hem de ekonomik sıkıntılar olsun insanlarımızın belini büktüğü için artık hiçbir şeyin tadı tuzu yok.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan evvelki gün yaptığı bir açıklamada, "2020 yılından beri Ramazan aylarını koronavirüs salgının gölgesinde biraz da buruk bir şekilde geçirdik. Hamdolsun artık salgın belasını büyük ölçüde başımızdan def ettik. İnşallah birkaç aya kadar bu konuya özellikle uzak durup, gündemimizden çıkarmış olmayı hedefliyoruz" ifadelerini kullanmıştı.

Bu ifade bence şunu gösteriyor;

Pek yakında pandemiye dair bütün kısıtlamalar hayatımızdan çıkartılacak. 2.5 yıl önce nasılsak o şekilde yaşamaya devam edeceğiz.

Alınacak yeni kararları merakla bekliyorum.