Nerede kalmıştık?

Nerede kalmıştık?

Yılbaşından bu yana (sosyal medya hariç) hiçbir gazetede yazmadım..

Kısmet “Lider”eymiş..

Genç, dinamik, geleceğe umutla bakan, pozitif bir kadrosu var..

Böyle olan gazetede siz de kendinizi enerjik hissediyorsunuz..

Meslekteki 52’inci yılımda, işte bu enerji ile yeniden sizlerle olacağım..

“Doğruya doğru, iğriye iğri” olarak..

Sürç-i lisan edersem affola..

………………………

 

Taş’ı mı kınayalım Bayar’ı mı?

 Kurumlar “kişiye bağımlı” çalışmaz..

Hedefleri ve amaçları doğrultusunda bir plan ve program yapar, hiyerarşik bir düzen içinde buna göre de “kamuya hizmet” üretirler..

Biri işten ayrılırsa, işler durmaz..

Biri hastalanırsa işler durmaz..

Biri ölürse yine işler durmaz..

Belirlenen plan ve program, olmayanın yerine biri getirilerek işler devam eder..

Öncelikle 25 yıllık arkadaşım olan Antalya Büyükşehir Başkanı Muhittin Böcek’e acil şifa diliyorum..

Böcek, en çok eleştirdiğim belediye başkanlarından biridir..

Açık veya gizli “ölürse kim başkan olur” hesabı içinde olanlara kimse kızmasın..

Herkes “karakteri” ile doğru orantılı davranışlarda bulunuyor..

Önemli olan, bunu halkın görmesi, buna göre de adam seçmesidir..

Öte yandan, Böcek 17 Ağustos’tan beri tedavi görüyor..

Alanya Belediye Başkanı ve babası da aynı hastanede aynı hastalıktan tedavi gördü, süresi içinde iyileştiler ve döndüler..

“Muhittin Böcek bunca zamandır nasıl iyileşemedi, niye iyileşemedi, niye durumu daha da kötüye gitti” gibi soruları sormadan edemiyorum..

Geçtiğimiz günlerde Ak Parti İl Başkanı İbrahim Ethem Taş Alanya ilçe kongresinde yaptığı konuşmada, “Böcek bu kente tek çivi çakmadı” anlamında sözler söyledi..

Bence haklı..

Böcek’in yerine görev yapan bir vekili var..

Yani, Büyükşehir’de işlerin bir plan ve program dahilinde yürümesi gerek..

Ama, Antalya halkı hizmet beklerken..

Gerçekten de Büyükşehir Belediyesi ne Böcek görevdeyken ne de şu anda 1.5 yıldır, “kenti daha iyi yaşanabilecek bir duruma getirmek için” bir çivi bile çakmadı..

Nafile “ihale iptalleri ve mantar masalları” ile zaman öldürdü..

“Başkan hasta” diye Antalya’ya verilmeyen hizmet eleştirilmesin mi?

Öte yandan, Taş’ın eleştirisine CHP İl Başkanı Nusret Bayar hemen cevabı yapıştırdı:

“Taş, koronavirüs hastalığıyla mücadele eden Büyükşehir Başkanımıza akla, izana ve vicdana sığmayan sözler söylemiştir, kınıyoruz..”

Hastanede korona ile mücadele eden Böcek’in CHP’li bir Başkan olduğu, Bayar’ın  15 gün sonra aklına gelmişti..

Aynı Nusret Bayar, Ak Parti ilçe kongresinden önce Alanya’da katıldığı bir TV programında da, “Sayın Belediye Başkanımız Muhittin Böcek şu anda yaşıyor” demişti..

“Şu anda yaşıyor” derken, bir “maalesef” eklemediği kalmıştı..

Ama, Taş’ı “vicdansız” diye suçluyor..

Sizce, hangisini kınamak lazım?

 

………………………..

 GONG

Japonya Havayolları anonslarında “Nötr-İnsan” anonsu yapacak..

Artık “bayanlar ve baylar” demeyecek..

21. yüzyıl yeni dünya düzenine (yeni bir dil, yeni bir din, yeni tip insan, çipli modern köleler) doludizgin gidiyoruz..

Farkında mısınız?

 

……………………

 

Mesleğim adına üzgünüm..

 Bir meslek kuruluşu..

Öncelikle mesleğin özelliklerini bilmek ve önemini anlamak ve buna göre de üyelerine eşit mesafede durmak zorundadır..

Antalya Gazeteciler Cemiyeti yönetimi maalesef bunu yapamamış, “haksız bir uygulama” ile meslektaşlarından çoğunun tepkisini çekmiştir..

“Yalan ve yanlış haber yapan” gazete ve gazetecileri uyarıp kınamak yerine, “yalan ve yanlış haber yapan gazeteciyi eleştiren, haberin doğrusunu ortaya koyan” gazetecileri cezalandırmayı yeğlemiştir..

Bir gazeteci olarak, ben böyle bir yönetime nasıl güveneceğim?

Bu yazımdan sonra AGC yönetimi belki beni de cezalandırma ya da üyelikten atma yoluna gidecektir, bilemem..

Ama gazetecilik tahsil etmiş, 52 yıldır da fiilen bu mesleği icra eden bir “ağabeyleri” olarak, bu arkadaşlarıma çok dikkat etmeleri gereken bir-iki tavsiyede bulunacağım..

Gazeteci duyduğunu değil, olayı araştırıp “doğru” olduğuna emin olduğu haberi kamuoyuna duyurur..

Yoksa, “yalancı ve iftiracı” olur..

Birileri de çıkar bu yalan haber yazanları eleştirir, yerden yere vurur..

Ama daha önemlisi, meslek kuruluşu AGC bu tür yalan-yanlış haber yaparak “mesleği zedeleyen ve küçük düşüren” gazetecileri ifşa eder, uyarır, eğer üye ise üyeliğine son verir, bunu da kamuoyuna nedenleriyle birlikte duyurur..

Ardından da, bu tür gazetecilerin meslekte bir daha çalışmaması için elinden geleni yapar..

Peki, AGC böyle bir yol izlemiş midir, hayır..

Yalan-yanlış haber yapanları korumuş, onları eleştiren ve haberin doğrusunu ortaya koyanlara ceza vermiştir..

Bu da gösteriyor ki..

AGC yönetimi gazetecilik mesleğinin özelliklerini ve önemini hala anlayamamıştır..

Bence..

Yaptığı bu uygulamadan sonra asıl uyarılması ve kınanması gerekenler, bu Cemiyeti yönetenlerdir..

Haklı olan genç arkadaşlarıma verilen ceza nedeniyle, mesleğim adına çok üzgünüm..

 

…………………………..

 

TRAFİK

 Geç gitmek, hiç gitmemekten iyidir..