NEREDE HATA YAPTIK?
20 Mayıs Perşembe günü, sabah haberlerinde bir vatandaş hanımına şöyle meydan okuyordu; “Seni öldürsem ceza bile yemem” Şimdi hep beraber düşünelim. Bu vatan bizim, bu aziz millet de biziz. Fakat zaman zaman içimizden böyle ulu orta konuşanlar çıkıyor.
Adam böyle pervasızca konuşunca hem mevcut anayasamızı tehdit ediyor, hem de tüm ülke vatandaşlarını tehdit ediyor. Ne demek yani, bir vatandaşı öldüreceksin ceza da yemeyeceksin. Şimdi başımızı önümüze eğip bir düşünmek lazım. Hatayı milletçe nerede yaptık diye.
Mevcut kanunlarımız mı yetersiz, yoksa millete sınırsız bir hürriyet mi verilmiş? Hangi anne ve baba diyebilir ki, “Evlatlarım başkalarının eşyalarını çalıp eve getirebilirsiniz”, Hangi öğretmen diyebilir ki, “Öğrenciler canınız sıkılırsa sınıfın camlarını kırabilirsiniz”, Hangi komutan diyebilir ki, “ Gençler çarşıdan istediğiniz saat gelebilirsiniz” diye…
Bütün bunlar olmayacağına göre adam öldürene, hırsızlık yapana, mala cana ırza dokunana vb. caydırıcı bir ceza verilmeli ki insan önce haddini bilmeli sonra korkulacak bir mekan, makam olduğunu bilmeli.
Eskiden suçu olan korkardı kolluk kuvvetlerinden. Şimdi suçu olan kimseden korkmuyor. Utanma yok, özür yok. Suçsuzlar korkar oldu. Etrafımızdaki olaylardan televizyon, gazete ve sosyal medyadaki haberleri gördükçe kendi kendime utanıyorum, üzülüyorum.
Ne acı ki milletin parası ile yapılan tuvaletlerin demir kapıları, emeklilerin azıcık maaşları, hastaların solunum cihazı, hastaların engelli arabaları çalınıyor.
HATIRA
Sene 1963, Antalya Kumluca Kuzca Köyü’nde ilkokulun akşam paydos zilinden sonra evlerimize gidiyoruz. 5-10 çocuğuz, İncirlik Mahallesine geldik. Karşımıza Kaşıkçı Veli isminde bir amcamız çıktı. Selam vereceğimiz yerde amcamıza güldük, amcamız da bize şöyle dedi: “ Evladım siz hiç mektep medrese görmediniz mi?” Sustuk, çünkü suçluyuz…
Şimdi hep beraber düşünelim. Tek kanatlı kuşun uçamayacağı gibi çocukların sadece okulda okuması yetmiyor. Onlara özel hocalar ile veya yazın en az iki ay din dersi öğretmemiz lazım. Evlatlarımız bu sayede dinini, diyanetini, vatanını sevmeyi, edebi-hayayı, büyüklere saygıyı, küçüklere sevgiyi, Allah korkusunu, Peygamber sevgisini, ecdad muhabbetini öğrenmesi lazım ki, huzurlu bir toplum olalım.
AİLEDE DÜRÜSTLÜK EĞİTİMİ
İslamî kuralları kendimiz yaşamaz isek altından kıymetli yavrularımızı televizyon ve internete teslim ederiz, sokağa teslim ederiz. O zaman onları kötü ruhlu insanlar yönlendirir ve kolonu kesilmiş bir bina gibi etrafa korku salar. Kimin kime ne yapacağı belli olmaz. Sevgili anne babalar, lütfen evlerimizde çocuklarımıza her şeyden önce dürüst olmayı, hak yememeyi, adaletli olmayı ve vatanını sevmeyi öğretelim. Son olarak devletimize, milletimize, evlatlarımıza ve kendimize güzel güzel dua edelim.