NELER OLUYOR YAHU ALLAH AŞKINA BİZE!

Dünya şehri turizm ve tarımın başkenti Antalya. Biz geleceğe dair önemli meseleleri konuşalım, tartışalım derken işler zıvanadan çıkmaya başlamış bir Antalya. Yarın başlayacak olan  I. Uluslararası Food Fest Antalya, ardından da 1-8 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek 59. Antalya Altın Portakal Film Festivali’ni konuşmamız gerekirken.

Vah Antalya’m vah. Biz nereleri konuşuyoruz yarabbi. Bir tarafta Elmalı Belediye Başkan Yardımcısı Hasan Aydın’ın vurulması ve ardından ortaya atılan sarmal aşk skandalı. Diğer yanda Döşemealtı Belediyesi’nde önceki gece patlak veren yolsuzluk ve usulsüzlük haberi. 6 milyon liralık bir zimmet olayından bahsediliyor.

Mali Hizmetler Şube ve İnsan Kaynakları müdürleri görevden uzaklaştırmış. İnsan kaynakları müdürü F.Ç., Gazipaşa ilçesinde gözaltına alınmış. Bunları müfettişler ortaya çıkarmış. Ancak Döşemealtı Belediye Başkanı Turgay Genç, dün görevden almaları kendisinin yaptığını ve olayı hem polise hem de savcılığa kendisinin bildirdiğini resmi olarak açıkladı.

Tabi bu böyle olsa ne olur, müfettişlerin ortaya çıkardığı doğru olsa ne olur. Öyle de böylede ortada nahoş bir hadise var. Zaten para kıtlığı çeken bir belediyede malı götüren götürene!

Bu olaydan kısa bir süre öncede Antalya İcra Dairesi’nde yaşanan zimmet olayı. 1'inci İcra Müdürü H.Ç.'nin, emanet kasası ile banka hesaplarından zimmetine 13 milyon lira geçirdiği belirlenmiş. H.Ç.'nin, Azerbaycan'a kaçtığı iddiası ortaya atılırken icrada ödemeler durmuş.

Vay anam vay. Biz Rusya’daki seferberlik nedeniyle Antalya’ya akın akın gelmeye başlayan “Rusları ne yapacağız” diye düşünürken şu yaşananları bir bakar mısınız?

Neresinden baksan garabet, neresinden baksan rezalet, nereye çevirirsen çevir skandal. “Adımız çıkmış dokuza inmez sekize” misali. Aslından bunlar önceden belliydi.

Belediyelerde yaşananlar tıpkı “Perşembenin gelişi çarşambadan belli” misali kendini gösteriyor ama kimse ya üzerine gitmiyor ya da dillendiremiyordu. Sonunda olanlar oldu.

Gazipaşa Belediyesi’nde yaşanan imar soruşturmasını unuttuğumu zannetmeyin. Orada da çok enteresan işler döndüğünü biliyorum. Çünkü birkaç yıl önce 18 uygulaması altında neler olup bittiğini ulusal medyada gündeme ben taşımıştım.

O öyle bu böyle tartışmasından çok Antalya’mızın ne hale getirildiğini görmezini bilmenizi istedim. Biz neleri konuşmamız gerekirken gündemin nasıl değiştirildiğini konuşuyoruz.

Tabi bunlar niye böyle oluyor diye de şöyle bir bakmak lazım. Uzun sürüden beri benim dillendirdiğim konu vardı. Bürokraside herkesin ÜÇ MAYMUNU OYNAMASI. Asıl neden bu!

BİR TEKLİFİM VAR

Birkaç gündür Ticaret ve Sanayi Odaları ile ilgili yazıp çiziyorum. Kimini eleştiriyor, kiminin de yaptığının yanlış olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Üzerine alınan alıyor! Aslında alınganlık yapılmasına gerek yok. Yapılan her tahlil arızayı ortaya çıkarır. Tıpkı kan tahlillerinde vücuttaki enfeksiyon ve hastalıkların teşhisini sağlar. Yazılarımda ona benzer.

Benim bu ATSO ve MATSO’da yaşanan sıkıntılar nedeniyle aklıma gelen bir iki öneriyi buradan aktarmak istiyorum. Birincisi tıpkı eski parlamenter sisteme benziyor. Oda seçimlerine kısa bir süre kala eskiden olduğu gibi Başbakan ve icracı bakanlıklarda bakanların istifa etmesine benzer bir model. Buralarda da oda başkanlarını aynı yöntem getirilmeli.

İkincisi ise seçime girecek adaylara listeleri ilgili bakanlık veya atama olarak göreve getirilen başkan tarafsız, hilesiz ve hurdasız olarak eşit şekilde vermeli. Yapılabilir mi yapılamaz mı bilmiyorum ama böyle bir sistem uygulanmadığı müddette çe ATSO ve MATSO gibi kurumlarda daha çok kırgınlıkların yaşanacağını görür gibiyim.

YANLIŞI DÜZELTELİM

Dünkü yazımda ‘İŞTE BU YAKIŞMADI’ başlığı ile Gazipaşa ve Alanyalı kadınların Aysultan Plajı’nın açılması isteklerini dile getirmiştim. Ama işin aslı başka imiş.

Yazımın gazetede yer alması ile arayan çok oldu. Onun içinde yanlışı düzeltip doğrusunu yazmak elzem oldu. Çünkü yanlışta ısrar etmem, doğru olanı savunurum.

Efendim birincisi buradaki sorumluluk Antalya Büyükşehir Belediyesi’nde değilmiş. 2020 yılında buranın sorumluluğu Büyükşehir’den alınıp Muğla Çevre ve Eğitim Vakfı’na verilmiş.

Gazipaşa, Alanya, Akseki, Gündoğmuş ve İbradılı kadınlar için pozitif ayrımcılık için 2017’de açılan Aysultan Kadınlar Plajı maalesef MUÇEV’e verilince onlar kapatmış.

Yani burayı kapatan Büyükşehir değil MUÇEV. Tabi bu MUÇEV’e ayrı bir parantez açmak lazım. Nereden çıktılar, kim bunlara oraya verdi? Yahu madem aldınız niye kapattınız?

Kaş yapalım derken göz çıkartmışsınız ama farkında bile değilsiniz sanırım. Çünkü orası tam bir mezbelelik olmuş. Hem de BÜYÜK BİR AYIBIN yaşanmasına yol açmışsınız.

Hadi bunlar bir kenara. Kardeşim o yörenin kadınlarının ne suçu varda onlara ceza veriyorsunuz? AYIP VALLAHİ AYIP. Hadi temizleyin BU AYIBI!