NELER OLUYOR?

Tüm dünya Rusya – Ukrayna ve İsrail – Filistin Savaşları’na kilitlenmişken, Orta Doğu’da geçtiğimiz cumartesiyi pazara bağlayan gece hareketli dakikalar yaşandı.

İsrail – Filistin arasında devam eden çatışmaların yankıları halen devam ederken bu sefer de İran’dan İsrail’e karşı bir misilleme geldi.

Bilindiği üzere İran'ın Suriye'nin başkenti Şam'daki büyükelçilik yerleşkesinde yer alan konsolosluk binasına 1 Nisan'da hava saldırısı düzenlenmişti.


Saldırıda, İran Devrim Muhafızları’ndan ikisi general 7 kişi ölmüştü.

İran saldırıyla ilgili olarak İsrail’i suçlamış, ülkenin dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, saldırının ülkesinin topraklarına yönelik bir saldırı anlamına geldiğini belirterek, "Kötü rejim bir hata yaptı. Cezalandırılmalı ve cezalandırılacak" demişti.

İsrail ise saldırıyla bağlantılı olduğunu ne doğrulamış ne de yalanlamıştı.

***

Yaşanan bu gelişmeler ışığında bir İsrail’e karşı bir misilleme yapacağı beklenen İran, harekete geçti.

İran, geçtiğimiz cumartesiyi pazara bağlayan gece İsrail'e 300'den fazla SİHA ve füzeyle saldırdı.


İsrail kanadından yapılan açıklamada, “İran'ın saldırısında bir askeri üste küçük çaplı hasar oluştu, can kaybı yok” bilgisi verildi.

İran ise misilleme yapması halinde İsrail'e yeniden saldıracağını açıkladı.


ABD Başkanı Joe Biden da devreye girerek konuyla alakalı, “İran ve uzantılarının tehditlerine karşı İsrail'in güvenliğine olan taahhüdümüz sarsılmaz” açıklamasını yaparak İsrail’e desteğini açıkladı.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin de “ABD, İsrail'in savunmasına destek vermekte tereddüt etmeyecek” diyerek İsrail’e olan desteklerini yineledi.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ise tüm taraflara azami itidal çağrısı yaptı.

***

İran’ın İsrail’e yönelik saldırısının altında birçok gelişme yatarken asıl önemli olan kısım ise İran’ın ilk kez doğrudan İsrail topraklarını hedef almasıydı.

İran'ın dini lideri Hamaney, İran-Irak savaşının gölgesinde 1989'da iktidara geldiğinden beri topyekün savaştan kaçınmıştı.

Lakin şimdi durumlar çok farklı…

Ne olursa olsun bu saldırı bir misilleme olsa bile uzun vadede Orda Doğu coğrafyası için kötü sonuçlar doğurabilir.

Açıkçası Orda Doğu’da kazan iyice kaynamaya başladı.

Eskisi gibi artık Orda Doğu devletleri birbirlerine karşı güç gösterisi yapmayı bıraktı. Harekete geçtiler…

Gazze’deki savaşın son bulmaması durumunda İran’ın bu hamlesiyle beraber ilerleyen günlerde yeniden sıcak dakikalar yaşanabilir.

‘Yaşanabilir’ diyoruz ama peki ya bu danışıklı dövüşse?

***

Hatırlıyor olabilirsiniz?

25 Aralık 2023 tarihinde İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun Suriye’deki komutanlarından Razi Musevi, İsrail’in Şam yakınlarına düzenlediği saldırıda öldürülmüştü.

Bu olaydan yaklaşık 2 yıl önce ise İran Devrim Muhafızları Ordusu'na bağlı Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani, 3 Ocak 2020 tarihinde Irak'ın başkenti Bağdat'ta ABD tarafından Bağdat Uluslararası Havaalanı yakınlarında seyahat eden ve birkaç yolcu taşıyan bir konvoya düzenlenen drone saldırısı sonrasında 8 askeri ile birlikte öldürülmüştü.

Bu saldırının sonrasında ise İran tarafından ABD’ye karşı sert bir hamle geleceğine dair açıklama yapılmıştı.

***

İran o günlerden bugüne herhangi bir sıcak çatışma içerisine girmekten, doğrudan müdahaleden kaçınmıştı.

Anlaşılan o ki İran’da durumlar değişiyor.

İsrail’e yönelik yapılan SİHA ve füze saldırısıyla birlikte İran, gelecekte daha sert misillemeler yapacağa benziyor.

Yukarda da dediğim gibi Orta Doğu’da kazan kaynıyor.

Türkiye’nin tutumu ise şu an için net değil.

Sadece cevaplanması gereken birkaç soru var.

Türkiye, Orta Doğu’da bir savaş patlak vermesi halinde nasıl bir yol haritası çizecek.

Bu yaz terör örgütlerine yönelik Irak’ın kuzeyine operasyon yapılması bekleniyor, o operasyon yaşanan gelişmeler ışığında yapılacak mı, askıya mı alınacak?

Türkiye, herhangi bir olumsuz durumunda sınır güvenliğini nasıl sağlayacak, bir ittifak içerisine dahil olacak mı ve havadan gelecek saldırılara karşı hazır mı?

Sorulabilecek daha birçok soru var…

Önemli olan bu sorulara cevap verebiliyor muyuz?

Bu soruların cevabı Türkiye’nin ve bölgenin geleceği açısında oldukça önem arz ediyor.