NEDİME ÇİÇEĞİ

Herkesin hayatında; örnek aldığı, hayata farklı perspektiflerden bakmayı öğrendiği ve ‘’onunla tanışmam benim için bir dönüm noktasıydı’’ demesini sağlayan birisi vardır…

Nerede olursa olsun, her bahsetmemde ‘onunla tanışmam dönüm noktamdı’ dediğim ve bu haftaki köşe yazımda da bahsetmekten onur duyduğum birisi, bir bilim insanı var. Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve aynı zamanda Akdeniz Üniversitesi Botanik Bahçesi Müdürü Doç. Dr. Candan Aykurt, Türkiye'nin doğal bitki örtüsünü tanıtmak ve korumak için 20 yıldır çalışmalarını sürdürmektedir. Bugüne dek birçok başarılı projeye ve araştırma çalışmasına imza atan C. Aykurt, Antalya Toros Dağlarında halen araştırmalarına devam etmekte…

***

Sizlere son yıllarda yaptığı ve beni çok etkilemiş olan bir çalışmasından bahsetmek istiyorum. Bey Dağlarının zirvesi (Kızlar sivrisi)’ne giden yolda keşfettiği bitkiyi, 2 yıl gözlemleyerek toplamasının ardından o türün, yakın akrabaları ile olan morfolojik ve genetik farklılarını ortaya çıkarmış ve türü bilim dünyasına ilk defa tanıtan kişi olmuştur.

***

Omphalodes (Süreyre) cinsi Dünya’da yaklaşık 11 türe sahiptir. Doç. Dr. Candan Aykurt ve ekibinin, Antalya’nın Kumluca ilçe sınırları içerisinde bulunan Bey Dağlarından yayınladıkları yeni endemik tür ile Türkiye’de ki tür sayısı 9’a yükselmiştir. C. Aykurt yayınladığı yeni türe, annesinin adı olan “Nedime” ismini vermiş ve türün bilimsel adı Omphalodes nedimeae (Nedime çiçeği) olarak dünya literatürüne geçmiştir.

***

Hatırlıyorum, bir sohbetimizde C. Aykurt yeni türe annesinin adını vermesinin nedenlerinden biri olarak 2005 yılında başladığı ve tüm Türkiye’de araziler yaptığı doktora tez çalışma sürecinin çoğunda annesinin yanında olması olduğunu söylemiştir. Annesinin arazi çalışmalarında hep yanında olduğunu, zorlandığında pes etmek üzere hissettiğinde ona yaparsın diye telkinde bulunarak güç verdiğini ve her türlü maddi ve manevi desteği gösterdiğini söylemişti…

****

Aralarında geçen bir sohbeti de şu şekilde özetlemişti. Anneme; “Anne, çok istiyorum ama, koca Türkiye! Nasıl gezeriz?” dedim. “Her yerine gideriz” dedi. Ve başladık… Uzun yıllar sürdü tezimin arazileri. Tabi sonrasında başka çalışmalarla devam etti. Türkiye arazilerimizin çoğunu annemle birlikte… Hakkâri’den Edirne’ye; güzel ülkemizin dağlarını, göllerini, vadilerini… Sadece ikimiz yıllarca dolaştık. En büyük güçtü benim için Annem! Yeri geldi, “Burası çok dik, çıkamam!” dedim. “Yaparsın…” dedi. “Korkuyorum Anne, dönelim!” dedim. “Ben varım, korkma” dedi. Bittikten sonra “Uzun yollardan sıkıldın mı?” dedim. “Hayatımın en güzel zamanlarıydı” dedi. Annem, yorulmadan yılmadan, yoluma yoldaş, canıma can oldu. Benim için tek başına, koca bir ekip oldu” diyerek, bu süreci özetlemişti…

SON SÖZ

Antalya’nın en yüksek zirvesine giden yolda bulunan, 2000m’de sadece Batı Toroslar’da yayılış gösteren Omphalodes nedimeae, doğaseverler tarafından gözlemlenmeyi bekliyor. Sizler de bir gün Bey Dağları’nda bulunan Kırkpınar Yaylası’na giderseniz, gözleriniz kayalıklarda olsun…