NE DELİNİN SÖZÜ BİTER NE DE DEDİKODUCUNUN
Seçim atmosferi öyle bir hal aldı ki, sormayın gitsin. Bir
de buna partilerin (AK Parti ve CHP) ilçe adaylarını netleştiremeyince DEDİKODU
aldı başını gitti. Her kafadan bir ses. Bizim DELİLER bile bu kadar konuşmaz
amma iş başka yönlere gitti.
Bu nedenle bugün çok değişik bir yazıda karar kıldım.
Efendim; delinin sözü, halının tozu, artistin pozu, fitnecinin kozu bitmezmiş.
Dedikoducunun da dönemeçli lafı!
Hasedin hasedi, kindarın kini, kıskancın kıskançlığı Arap
sabunuyla yıkansa da geçmezmiş. Hırslının hırsı, arsızın arsızlığı, yüzsüzün
yüzsüzlüğü, gevezenin boş lafı tükenmezmiş.
Boş vermişin boş vermesi, kara kahvenin telvesi, uğursuzun
çelmesi, elveda diyenin geri gelmesi mümkün değilmiş. Kaynananın dili, akmaz
derenin seli, kooperatif temeli, büyük adamların keli anlatılmazmış. Kumarcının
kumarı, esnafın kârı, memurun maaşı, yaşı kırkı geçen kadınların yaşı
sorulmazmış.
Reklamcının yalanı, katırların planı, hırsızın kalp çalanı,
adam olacak çocuğun belli olanı ortalara çıkmazmış. Sporcunun dopinglisi, dalga
dalga saçın kepeklisi, memurların emeklisi, Orhan Baba’nın sesi tartışılmazmış.
Hane sahibinin işine, dişi dökülmüşün dişine, oynayamayanın
yenine, gururlunun senine, benlinin benine karışılmazmış. Her şeye küsüp
gidene, burun kıvırıp şikayet edene, üç kazı güdemeyene, çare bulunmazmış.
Bunları neden mi yazdık? Spor olsun diye değil elbet. Seçim
geldi hoş geldi, MEYDAN bize boş geldi. Size de öyle gelmedi mi? Gerçi renkli
günlere daha var amma inanın böyle heyecansız bir SEÇİM ATMOSFERİNİ hiç
görmedik. İstim arkadan gelecekse, bilemeyiz.
Neredeyse nereden çıktı şu seçim, ne güzel oturup
duruyorduk, diyecekler bile var. Çünkü insanların ruh hali bozulmak üzere. Hele
hele bu açıklanmayan adaylar yüzünden.
Tabi kolay değil. İlçelere, köylere (mahallelere)
gideceksin. Bir yığın ACI SÖZ dinleyeceksin, olmayacak sözler vermek zorunda
kalacaksın. Bir arabayla gitmek olmaz, konvoyla gideceksin. Bir dünya
benzin-mazot parası vereceksin, içilen çayların, kahvelerin parasını
ödeyeceksin. Yine de surat, savat bir karış olacak, moralini bozacaksın, belki
de gittiğin yerden hiç OY alamayacaksın!
Bütün bu şikayetlere karşılık, basının önüne çıktığında en
sevimli halini takınıp, iktidarsan muhalefete, muhalefetsen iktidara
ÇATACAKSIN. Öyle konuşacaksın ki, seni ve ekibini herkes seçime hazır
gece-gündüz harıl, harıl çalışıyor zannedecek!
Pireyi deve yapacaksın, kürsüleri yumruklayacaksın, ağzından
tükürükler saçacak ve alkış alacaksın. Hepsi o kadar! Bizim hatırladığımız
yarım asrı geçen siyaset bu işte.
Hoşgörüsü, cömertliği ve sabrı hiç eksilmeyen, böyle bir
seçmen profilinin tek örneği bizde. Arada bir kızarsa, partileri ters-kepçe
getiriyor. Ama, yine de anlamıyorsunuz.
Muhalefete şöyle bir bakıyorum da bu seçimlere de mecburen,
mecburiyetten gider gibiler. Yönetime niyetlenen muhalefet böyle olur mu?
Oluyormuş demek ki!
Antalya’da dedikodudan öte bir şey yok haberiniz olsun.
Kararınızı verin ne beni ne de seçmeni strese sokmayın. Herkesin işi gücü var.
Ben dahil bir çok kişi kime oy vereceğimizi, bilemedik de. Belki siz bir akıl
aşındırırsınız.
Yazımın başında anlattığım gibi tekerlemeye benzer sözleri
şöyle bir sağınıza bir de solunuza bakıp kendinizce bir uyarlayın, bakalım ne
sonuç çıkacak?
Biz ne demek mi istedik? Sadece hislerinize tercüman olmak
niyetiyle çıktık yola, selam verdik sağa-sola. Sonrası dinlediklerimizden bu
sonuç çıktı. Paylaşalım istedik.
PROVOKASYONA DİKKAT!
Dedim ya seçim yaklaştı sinirler gerildi, tansiyon yükseldi
diye. Dün aynen öyle oldu. İYİ Parti Manavgat İlçe eski Başkanı Hüseyin Ergen
evinin önünde silahlı saldırıya uğradı. Saldırının ardından hastaneye
kaldırılarak tedavi altına alınan Ergen'in sağlık durumunun iyi olduğu
açıklandı.
Saldırıyla ilgili olarak geniş çaplı bir soruşturma
başlatıldığı ve Ergen'in sosyal medya paylaşımlarının inceleme altına alındığı
öğrendim. Ergen’in bir süre önce İYİ Parti Antalya İl Başkanlığı tarafından
görevden alındığı biliniyordu. İyi hoşta bu saldırı durup dururken nereden çıktı
arkadaş?
Hoş hiçbir şekilde saldırı olmasın ama umut ederim ki
siyasetle hiç bir alakası olmasın. Yoksa seçim önü ortalık böyle olaylarla
yanlış yönlere çekilir diye korkarım. Bu nedenle aman provokasyonlara dikkat
edelim.
BİZ Mİ YANILDIK CHP
Mİ?
CHP Genel Merkezi'nin Cem Kotan'ı Konyaaltı Belediye Başkan
Adayı göstermesiyle başlayan tartışmaların ardı arkası kesilmiyor. Ne Cem
Kotan’mış arkadaş. Sanki boncuk var adamda.
Bunun yüzünden CHP darmadağın bir görüntü veriyor. Kotan nedeniyle,
CHP Konyaaltı İlçe eski Başkanı ve Konyaaltı Belediye Başkan Aday Adayı Onur
Duruk, bağımsız aday olmak için kolları sıvamış.
Hem de kendini 'Don Kişot' ilan eden Duruk,
"Konyaaltı'nı üvey evlat olmaktan çıkarmak için aday olacağım" demiş.
Ya arkadaş adama sormazlar mı “Ne oldu senin sosyal demokratlığına ne bu
hazımsızlık” diye.
Hadi bunları geçtik bir patlakta olayların ilçesi Elmalı’dan
geldi. Uzun süre CHP'de siyaset yapan Mustafa Şeker, partisinden istifa edip
Gelecek Partisi'nden Elmalı Belediye Başkan Adayı oldu.
Ankara'ya giderek Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet
Davutoğlu ile görüşen Şeker, "İyi bir gelecek için yola çıktık" dedi.
Vay anam vay. Artık bizim delilerin bile bu olanlara söyleyecek sözü kalmadı
sanırım. Hele benim hiç.
Bakıyorum yaşananlara da CHP’yi biz mi yanlış tanıdık yoksa
yıllaradır CHP’li olduğunu söyleyenler mi yalan söyledi? Ne dersiniz?