NE ÇOK UZAK NE ÇOK YAKIN
İnsan ilişkilerinde doğru mesafeyi bulabilmek; ne çok uzak, ne de çok yakın… Kişilerarası ilişkilerde fazla uzaklık bireyleri yalnızlaştırırken, fazla yakınlık ise bir süre sonra çatışma ve tartışmalara neden olmaktadır.
***
İlişkide herkese iyi gelebilecek miktarda mesafe bırakabilmek, uzaklık ve yakınlığı yeterli oranda ayarlayabilmek, bireylerin kişisel alanlarına saygı duyarak ilişkilerini devam ettirebilmeleri her ne kadar kolay olmasa da, aslında en çok ihtiyacımız olan şeydir.
***
Ne hep tek başına olmak, ne de hep çok olmak… Önemli olan ikisinin ortasını bulmak… Ne hep yalnız olmak mutlu eder insanı, ne de her zaman diğerleri ile iç içe olmak! Bazen tek başına da kalabilmeli insan, bir bütünün parçası olduğunun bilincinde olarak… Bazen de diğeri ile bir bütün de olabilmeli, tek başına da kendini var edebildiğinin farkında olarak…
***
Eğer ilişkilerimizde bunu başarabilirsek, iyi ve güzel duyguların yaşanmasına fırsat vermiş olur, ilişkide var olan sevginin daha da büyüyüp gelişmesine katkı sağlamış oluruz. Peki, bunu nasıl başarabiliriz? Bunu bir hikâye üzerinden anlatmak istiyorum.
***
Soğuk bir kış günü kirpiler ısınmak için birbirlerine yaklaşmışlar. Hava o kadar çok soğukmuş ki, birbirlerine çok fazla yaklaşma ihtiyacı hissetmişler. Ancak bir süre sonra dikenlerinin birbirlerine battığını ve canlarının yandığını fark etmişler. Bu sefer de uzaklaşma ihtiyacı hissetmişler.
***
Birbirlerinden uzaklaşınca canları yanmamış, ancak bu sefer de üşüdüklerini fark etmişler. Soğuktan donmakla, batan dikenlerin acısı arasında gidip gelerek yaşadıkları ikilemi, aralarındaki uzaklık, her iki acıya da tahammül edebilecekleri bir noktaya ulaşıncaya kadar sürmüş… Birbirlerine çok yaklaşınca dikenleri birbirlerine batıyor ve canları yanıyor, uzaklaşınca da üşüyorlarmış.
***
En uygun mesafeyi bulmak için baya çaba harcamışlar. Sonunda hem kendilerini soğuktan koruyacak kadar yakın, hem de dikenleri birbirlerine batarak canlarını acıtmayacak kadar uzak, hem kendilerini ısıtacak hem de canları yanmayacak mesafeyi bulabilmişler. Böylece herkese iyi gelecek uygun mesafeyi bulduklarında, ilişkilerde hem fiziksel hem de ruhsal sıcaklığı yakalayabilmişler.
***
Bizler de diğerleri ile olan ilişkilerimizde bu ikilemi çoğu zaman yaşarız. Ne kadar iyi niyetli olursa olsun, eğer iki kişi birbirine olması gerekenden çok daha fazla bir yakınlık ve aşırı iç içeliğin olduğu bir ilişki içinde bulunursa, bir süre sonra ilişkide çatışmalar ortaya çıkar ve birbirlerine zarar vermeye başlarlar.
***
Bu nedenle insanlar da ilişkilerinde, birbirlerine iyi gelecek kadar yakın, birbirlerine zarar vermeyecek kadar uzak kalabilmenin dengesini iyi tutturmaları gerekmektedir. Güneş olmazsa yaşayamaz ve donarız, ama güneşe aşırı yaklaşırsak da yanarız.
***
İlişkilerdeki mesafe de güneşle olan ilişkimize benzer. Birbirimize aşırı yaklaşır, kişisel sınırlarımızı ihlal eder, her şeye müdahale eder, karşı tarafa kişisel alan bırakmazsak, o güzel başlayan ilişki, bir süre sonra iki kişinin cehennemine dönüşür. İlişkilerde her bir birey, öncelikle kişisel alanına saygı duymasına ihtiyaç duyar. Sürekli kontrol edilmek, eleştirilmek, sorgulanmak, yargılanmak, sürekli sınırların ihlal edilmesi kimseye iyi gelmez.
***
İlişkilerde herkese iyi gelen, doğru mesafeyi korumayı başaramayınca, “İlişkiler çok yorucu ve çok karmaşık” gibi cümleler kurarak karşı tarafı suçlarız. Uzaklaştığımızda yalnız kalır ve her ne kadar karşı tarafın dikenlerinden etkilenmiyor olsak da ilişkideki yakınlık ve sıcaklık hissini özleriz.
***
Tekrar ilişki kurmak, ilişkide olmak ister ve yeniden başlarız… Bu döngüye, dikenlerin acısının sıcaklığa değip değmeyeğeceğine karar verene kadar devam eder; eğer değiyorsa beraberliği sürdürür, değmiyorsa tekrar bir araya gelmemek üzere yolları ayırırız.
***
Kimisi de uygun mesafeyi bularak, ilişkide sınırları koruyarak, hem can yakmadan, hem de çok uzakta kalmadan bir arada mutlu ve huzurlu olmayı başarabiliyorlar.
***
SON SÖZ
Birbirinizle olan ilişkinizin, güneşle olan ilişkimiz gibi olması dileğiyle… Üşümeyeceğiniz kadar yakın, donmayacağınız kadar uzak… Ne çok uzak, ne çok yakın…