Mutlu son

2009 yılında program yaptığım radyo kanalında ağırladığım o dönem Muratpaşa Belediyespor Kadın Hentbol Takımı’nın başantrenörü olan Birol Ünsal’a, yükselişte olan takımıyla ilgili olarak, “Bu takım ne zaman Süper Lig şampiyonu olur?” diye sormuştum.

Verdiği yanıt çok netti: Şu an alt yapımızda olan sporcularımız A Milli Takım formasını giymeye başladığında…

Şampiyonluk, verdiği sürenin çok öncesinde geldi. Ancak bahsettiği sporcuların büyük çoğunluğu da Ay-Yıldızlı formayı sırtına geçirdi, milli takımın omurgası oldu.

Süper Lig’e koyulan ambargonun ardından bu kez hedef Avrupa’da kupaydı.

2011 ve 2012’de inanılmaz bir jenerasyon yakalayan Muratpaşa, Avrupa’nın 3 numaralı turnuvası olan Challenge Cup’ta üst üste final oynadı ama olmadı. Maçın ardından ağlayan sporcular ve mutsuzluğu yüzünden okunan Birol Ünsal’ın o anlarını hiç unutmuyorum.

Ancak tıpkı Süper Lig şampiyonluğundaki inancını Avrupa’da da hiç kaybetmeyen bir Birol Ünsal vardı. Konyaaltı Belediyespor’da ortaya koyulan yapılanmanın başlarında kendisiyle yaptığım röportajda hep Avrupa hedefinden bahsetti ve bu kupanın Türkiye’de geleceği ilk şehrin Antalya olacağını söyleyip durdu.

Guardes karşısında alınan 6 farklı yenilginin ardından yapılan basın toplantısında, “Nasılsın?” diye yönelttiği soruya, “Bilmiyorum hocam, iyi olalım mı?” sözlerini yöneltmem üzerine, “Ol, ol kupayı kazanacağız” dedi. İşin açıkçası çok inanmadım. Takımın en önemli oyuncularından birisi olan Yasemin Şahin’in olmayacağı final serisinde skor dezavantajını da göz önünde bulundurarak Konyaaltı’nın şansını çok görmüyordum ama Birol Ünsal yine haklı çıktı.

Guardes’i sıradan bir galibiyetle değil, eze eze, sindire sindire yenerek kupayı Antalya’da bıraktılar.

Evet, Konyaaltı Belediyespor’u ve sporcularını kutlarım, emekleri çok büyük ama yıllar süren bu inadını sonunda zaferle taçlandıran Birol Ünsal’ı ayrıca kutluyorum.

Zafer sonrasında kendisinin de yaptığı açıklama gibi; bu kez şeytanın bacağını kırdı.