MUSLUK SUYUNDAN UYUŞTURUCUYA

Sevgili okurlar; Türkiye’nin su rezervinin yüzde 9’una sahip olan Antalya’da içme suyunun büyük bir bölümü sondaj kuyularından elektrikle çekiliyor. Haliyle bu da suyun maliyetini etkiliyor. Artan elektrik fiyatları gerekçesiyle su zengini olduğu halde Antalya içme suyu fiyatlarının en pahalı olduğu illerin başında geliyordu. Buna bir de atık su bedeli eklendiğinde tarife neredeyse ikiye katlanıyordu. 

***

Antalya’nın köyleri Bütünşehir Yasası’ndan sonra mahalleye dönüştürülünce Antalya Su ve Atıksu İdaresi Genel Müdürlüğü’nün (ASAT) belirlediği tarifeye göre su faturalarını ödemeye başlayan köylüler de bu konudan çok muzdaripti. Nihayet  kasım ayının son günlerinde  yapılan ASAT genel kurulunda bu sıkıntıya parmak basıldı.

***

Yılbaşından itibaren geçerli olmak kaydıyla su tarifelerinde yüzde 60’ı bulan oranlarda indirim yapılmasına karar verildi. Oy birliği ile alınan karara göre Antalya'da mesken abonelerinde 5 tona kadar ilk kademe tarifede suyun tonu 1 lira olacak, 6 ile 20 ton arasında olan aylık tüketimler için suyun tonu 11 lira olacak.  21 ton ve üzeri ise ton başına18 lira olacak. Kırsal mahallelerde yani köylerde ise aylık 5 tona kadar tüketimde suyun tonu bir lira olacak. 

***

6 ile 20 ton arasındaki tüketimlerde ise tonu 2 lira 75 kuruştan fatura edilecek. Ticarethanelerde ise 10 tona kadar suyun tonu 23 lira 69 kuruştan 11 liraya indirildi. Kırsalda yani köylerde ise hayvan besiciliğiyle uğraşan 5 bin 911 vatandaşın da 50 metreküpe kadar suyu 1 liradan kullanması yönünde karar alındı. Engelli vatandaşların su tarifelerinde yapılan indirim yüzde 40 olurken, belediyeden sosyal yardım alan vatandaşlardan da 10 tona kadar ücret alınmayacak. Ayrıca Antalya’da üniversite öğrencilerinden de beş tona kadar ücret alınmıyor. Yani Antalya’da suyun tüketimi arttıkça, zamlanıyor. Buna kademeli tarife diyorlar.

***

Kanalizasyon şebekesinin olduğu yerlerde bu fiyata bir de atık su bedeli ekleniyor. Kademeli tarifenin gerekçesi aşırı su tüketiminin önüne geçmek. Az kullanana suyun tonunu bir liradan satarken çok tüketenden 18 katını almak da pek adaletli görünmüyor. Öte yandan Antalya’da şöyle de bir sorun var. Evlerin, camilerin işyerlerinin muslukları sürekli çalınıyor. Hatta bu yüzden camilerin çoğunda musluklara kelepçe vuruluyor. Benim de başıma iki kez geldi.

***

Yıllar önce Kızılarık Mahallesindeki müstakil evimin balkondaki musluğu çalınmıştı. Hırsızlar musluğu çalınca tonlarca su akıp gitmiş.  Evde kimde de yoktu.  Bir musluğun çalınması sonucu günlerce akan o su yüzünden o zamanın parasıyla 900 kusur lira ödeme yapmıştım. Şimdi olsa sanırım 20-30 bin lirayı bulur. Çünkü kademeli tarife. Tonu 18 liradan. Buna bir de atık su bedelini eklediğiniz zaman. Çık çıkabilirsen işin içinden.  Birkaç yıl önce de Konyaaltı Altınkum Mahallesindeki kiradaki dükkanımın dışarıdaki musluğu da çalındı. Sadece benimki değil komşu dükkanın musluğunu da götürmüşler.  Apartman sakinlerinin gece yarısı haber vermesi üzerine  olaydan haberdar olup kör tıpa ile suyu kapattık. O gün bugündür kör tıpalı duruyor. Peki muslukları kimler çalıyor?

***

Çoğunlukla uyuşturucu bağımlıları.  Çaldıkları muslukları hurdacılara birkaç liraya satıp gidip parasıyla uyuşturucu alıyorlar.  Sırf bu yüzden Antalya’da belki de günde binlerce ton su boşa akıyor. Antalya’da ise uyuşturucu ticareti ile anılan Zeytinköy semti pandemi döneminde karantinaya alındığında Yeşildere Mahallesi bariyerlerle çevrilince madde bağımlıları kanalizasyon borularının içinden geçerek buraya girip çıkmaya başlamışlardı.

***

Bazıları polissin gözünün önünden bile bariyerlerin üzerinden atlayıp içeriye  girmişlerdi. Uyuşturucu krizine girdiklerinde gözleri hiçbir şeyi  görmeyen madde bağımlıları  pandemi döneminde keşfettikleri yeraltındaki elektrik ve telefon  tellerini de çalmaya başladılar. Bunun en büyük muzdaribi de Zeytinköy’ün yanı başındaki Antalya toptancı sebze ve meyve halindeki tüccarlar.

SON SÖZ

Çalınan hatlar yüzünden sık sık sorun yaşayan hal esnafı belki de milyonlarca lira kayba uğruyor. Uyuşturucu sorunu musluktan akan sudan, elektrik ve internete kadar hayatımızın her alanına darbe vuruyor.