MUHALEFETİN 'DEĞER' SORUNU

HDPKK ve FETÖ’nün desteği ile bazı büyükşehir belediyelerini alan Millet İttifakı bileşenleri son zamanlarda iyice şımardı. Şımarmaktan öte değerlerimize saldıracak kadar küstahlaştılar.

Bir önceki yazımda CHP’li Bolu Belediye Başkanının kendisinden yardım isteyen evli bir bayanın namusuna ahlaksızca çatal dilini uzatmasını ve yine, CHP Erzurum İl Başkanının da yardıma muhtaç başka bir bayanı arsızca taciz etmesini yazarak; muhalefet partilerinin içlerindeki zehri bir bir halkımızın üstüne nasıl kustuğunu aktarmıştım sizlere…

Muhalefetin üzerimize kusma eylemlerine her gün bir yenisi daha ekleniyor. Kuruluşundan itibaren CHP’nin yanaşma partisi olan ve gittiği her yerde protesto ile karşılanan İYİ Parti Genel Başkanı, Akşener de; ecdadımız Fatih’e çatal dilini uzatarak İmamoğlu’nu Fatih’e benzetti.

Akşener’in bu saygısızlığı nereden tutsak elimizde kalıyor. İmamoğlu'nun iki seneyi aşkın zamandır oturduğu koltukta İstanbullunun işine yarar bir hizmetini göremedik.

Hizmetini göremediğimiz gibi sel baskınlarında depremlerde; lüks tatil yapmalarını, İBB kasasından CHP’li belediye başkanlarına lüks restoranlarda yedirdiği yemekleri, içirdiği içkileri ve kişi başı altı bin küsur liralık hesap ödemesini, dünyada bir ilk olan temel atmama töreni düzenleyerek kendisini ağaç yapraklarına alkışlatmasını, eşi ile tenis oynamak için denizin ortasına tenis kortu yaptırmasını, sonrada kortu çürümeye terk etmesi gibi bir sürü skandallarını gördük.

Sözde sağcı ve 51 yaşından sonra sözüm ona ülkücü olan ve de Alparslan Türkeş’in adını dahi ağzına almayan, Türkeş rahmete kavuştuğunda; içişleri bakanı olmasına rağmen, cenaze törenine dahi katılmayan Meral hanım böyle bir adamın neresini Fatih’e benzetti anlayamadım.

Kaldı ki; bence İmamoğlu, Fatih’e benzetilmekten kendisi ve seçmen kitlesi de rahatsız olmuştur. Öyle ya bir kimse sevmediği birisine benzetilmekten rahatsız olmaz mı? Eğer İmamoğlu Fatih’i sevseydi; türbesini elleri arkasında ziyaret eder miydi? Keza; İmamoğlu’nun seçmen kitlesi duvarlara “Zulüm 1453 te başladı” yazar mıydı?

Kadınlarımızın namusuna göz diken, ecdadımıza saldıran bu zihniyet bunlarla da yetinmedi bu seferde laiklik üzerinden dini değerlerimize saldırdı. Neymiş efendim; Yargı döneminin dualarla açılması laikliğe aykırı imiş… Hadi oradan! Atatürk ilk meclisi dualarla açmadı mı?

Ya CHP’li Edremit Belediyesinin düzenlediği organizasyonda tesettürlü bayanların zincire vurulmuş gibi gösterilmesine ne demeli? Sahi; Hayme analar, Şerife bacılar, Nene hatunlar, Elif teyzeler tesettürlü değil miydi? Atatürk’ün annesi, eşi tesettürlü değil miydi?

GERİSİNİ SİZ DÜŞÜNÜN

Yapamadıkları hizmetlerle ve yaptıkları skandallarla gündemden düşmeyen, halkın namusuna göz diken, Peygamberimizin övgüsüne Mazhar olmuş ecdadımızı küçümseyen, dinimiz ile alay eden bu zihniyet iktidara gelirse bizlere daha nasıl zulümler yapar gerisini siz düşünün artık…