MİNİKLERDE AKRAN ZORBALIĞI ARTTI

Her yaş grubunda meydana gelen ve en sık çocukluk yaşlarında görülen akran zorbalığı yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde arttı.

Zehra TEKECİ/Bayram OKUDAN 

Psikolog Hasan Emre Aslıhak yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde özellikle evlerine kapanan ve psikolojik açıdan sorunlar yaşayan çocuklar arasında yaşanan akran zorbalığının arttığını bildirdi.

Kovid-19 salgını sürecinde uzun süren kapanma ve kısıtlama uygulamaları sürecinde kimi çocukların ev ortamına adapte olmaları nedeniyle özgüven düşüklüklerini yeniden ortaya çıkarken, kimi çocuklar ise aile ortamında gördükleri davranışları benimseyerek karakterlerinde yeniden bir şekillenme süreci yaşadı. Eğitim öğretim döneminin yeninden başlaması ile okul ortamına tekrar dönen çocuklar, bu süreçte yaşadıkları psikolojik durumu çevrelerine yansıtmaya başladı. Konuya ilişkin Lider Medya’ya özel açıklamalarda bulunan Psikolog Hasan Emre Aslıhak, akran zorbalığında genellikle çocukların birbirini eleştirdiği, suçladığı, aşağıladığı, küçümsediği ve dalga konusu oluşturduklarını anlattı. Aslıhak akran zorbalığının çocuklarla 15 yaşa kadar görüldüğünü ifade ederek, “Lise boyunca da akran zorbalığını görüyoruz. Bizim için en tehlikeli yaşlar ilkokul ve ortaokul çağlarıdır. Bu süreçte çocuklarda görülen bu tür zorbalıklar ilerleyen yaşlardaki karakter oluşumu ve sosyal hayatta ciddi sorunlara yol açabiliyor” diye konuştu.

“SALGIN SÜRECİNDE ÇATIŞMALAR ARTTI”

Kovid-19 salgını sürecinde kısıtlamaların ve hastalık olgusunun yetişkin bireyler kadar çocuklarda da olumsuz etkiler ortaya çıkardığını ifade eden Aslıhak,  “Salgın süreci her yaş grubunda olduğu gibi çocuklarda da olumsuz etkilere neden oldu. Salgın sürecindeki kısıtlamalar sonrasında normal hayata dönem çocuklar arasında çatışmaların arttığını gözlemliyoruz. Bu süreçte kimi çocuk evde kaldı ihmale uğradı ve o yalnızlık, değersizlik duygusu ile daha çok içine kapandı. Kimi çocuk ise aile içinde gördüğü olumsuz durumlar nedeniyle daha saldırgan ve uyumsuz bir hal aldı” ifadelerini kullandı.

“AİLELERİ VE EĞİTİMCİLER DİKKATLİ OLMALI”

Aslıhak bu sürecin okul ortamında çok daha yakından gözlemlenebildiğini aktararak, “Bu olumsuzluklar okulda kendini gösteriyor. Öğrenciler daha çok birbirini rahatsız ediyor, üstünlük oluşturmaya çalışıyor ya da daha çok özgüven düşüklüğü yaşıyor, içine kapanıyorlar. Böyle bir süreçte hem eğitimcilerimiz hem de ailelerimizi bu konuda daha dikkatli olmaları konusunda uyarıyoruz” dedi.

“AKRAN ZORBALIĞI İÇİN DESTEK ALINMALI”

Akran zorbalığının tespitinde öğretmenlere, okul rehberlik danışmanlarına ve ailelere büyük bir görev düştüğünü ifade eden Aslıhak, “Akran zorbalığını fark ettiğimiz ilk yer okuldur. Akran zorbalığı fark edildiğinde öncelikle okul rehberlik servisi danışmanlarında destek alınması ve eğer durum çözülemiyorsa psikolojik danışmanlarla iletişime geçilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

“AKRAN ZORBALIĞI BİREYLERİN TÜM HAYATINI ETKİLİYOR

Aslıhak akran zorbalığının çocukların ilerideki hayatını derinden etkileyecek bir unsur olması nedeniyle tespitinin önemine değinerek, şunları kaydetti:

“Akran zorbalığı ilerleyen yaşlarda çok daha farklı problemlere yol açıyor. Örneğin bireyler eğitim hayatı boyunca alay konusu edilir ve çeşitli söylemlerle zorbalığa maruz kalırsa, bir zaman sonra bu fikirler zihnine yerleşir. Birey kendisini sürekli kusurlu ve değersiz hisseder bu da aşağılık kompleksine yol açıyor. Birey büyüdüğünde insanların onu dışlayacağını düşündüğü için insanlara yaklaşma sorunu yaşıyor. Kendi içinde yaşadığı kusurluluk duygusu ile kendine öz saygı ve sevgisini düşürüyor. Özetle çocukluk yıllarında başlayan bu zorbalık bireylerin tüm hayatını etkiliyor.”