MİLLİ TAKIM IN SÜPER LİG OUT

Geçtiğimiz günlerde Futbol Federasyonu’nun A Milli Takım’dan sorumlu yöneticisi Selim Soydan, Ay yıldızlı ekibin ortaya koyduğu futbolun Süper Lig’in çok üzerinde olduğunu ifade etmişti. Soydan, milli takımla ilgili şu ifadeleri kullanmıştı: “Bu Milli Takım ligin çok üzerinde bir futbol oynuyor. Süper Lig’i aşan, Avrupa kalitesine ulaşan bu takıma ve hocasına sahip çıktığımız sürece Milli Takım’ın başarıları her geçen gün daha da artacak. Milli Takım’ın oynadığı futbolu korkak ve çekingen vs. gibi terimlerle ifade edilmesi çok yanlış. Avrupa standartlarının üzerinde bir futbolcu kalitesinin yakalandı. Bu kalite desteklendiği sürece Avrupa Şampiyonası’nda yarı final, final gibi hedefler hayal değil. Dünya şampiyonu bir takıma kendi evinde 3 gol atmak ve dünya futbolunda ekol olmuş Rusya gibi bir ekibi deplasmanda elinden kaçırmak Türk Milli Takımı’nın gerçek karakterini yanstıyor. Buna sahip çıkmak zorundayız.”

Bu açıklamalara noktasına virgülüne dokunmadan katılıyorum.

Milli takımımız ile ligimiz arasında uçurum var.

Bunların belli başlı nedenlerini ele alacağız.

SÜPER LİG KALİTESİ

Öncelikle Süper Lig’i ele alalım.

Ligimiz kalitesinin aşağıda olmasının en büyük etkenlerinden biri lobicilik.

Kim ne derse desin, masa başında tezgahlanan oyunlar vatandaşı futboldan uzaklaştırdı.

İnsanlar heyecanını yitirdi.

Futbola olan ilgi gün geçtikçe azalıyor.

Bunun içine ‘para’ kavramını da koyunca eli güçlü olan istediği gibi at koşturabiliyor.

Daha sonra hakem hataları geliyor.

En rahat maçtan en zora maça hakem hatalarını konuşmadığımız bir karşılaşma ne yazık ki yok.

VAR sisteminin gelmesine rağmen gözle görülür hatalar olduğunda insanlar hakem adaletine olan güvenini yitiriyor.

Her maç sonu bütün televizyon kanallarında hakemlerin yaptığı hatalar konuşuluyor.

Ve biz bu hataların nasıl önleneceğini bir türlü çözemedik.

“Şu hakem şunun adamı”, “bu hakemi bizim maça vermeyin” gibi söylemler alıp başını gidiyor.

Sanki futbolun endüstriyelleşmesi sadece bize yaramadı gibi.

Ve bence kalitemizin düşmesini sağlayan ana sebeplerden biri her yıl değişen ve değişmesi kaçınılmaz olan yabancı kuralı.

Her takım yabancı kuralına göre planlama yapar.

Ona göre kontratlar yapılır, imzalar atılır, maddi boyutu hesaplanır.

Bir sonraki sezon kural değiştiği zaman yapılan kontratların yükümlülüklerini yerine getirmek kulüpleri zora sokuyor.

Mesela bu konuya bir örnek verelim.

Türkiye Futbol Federasyonu takımlara “8 yabancı futbolcuyu ilk 11’de oynatabilirsiniz” dediği zaman kulüplerin yapılanması ona göre yapılıyor.

Bir sonraki sezon bu sayı 6’ya indiğinde kontratı olan fazla yabancı oyuncuların parasını verip sözleşmesini feshetmek zorunda kalıyorsunuz.

Bu maddi külfet takımları ekonomik anlamda çok büyük sıkıntılara sokuyor.

Bu kural yüzünden bazen değerinin çok altında olan yerli futbolculara çok büyük paralar ödenebiliyor.

Ya da değerinin çok altında kontratlar yapılabiliyor.

Bir de alt yapı meselesi var.

Kulüplerimiz altyapıya önem vermediği için dünya çapında futbolcu sayımız bir elin parmağını geçmiyor.

Zaten iyi olanlarda Avrupa’ya gidiyor.

Bu temel sorunları baz aldığımızda Türkiye ligindeki yerli futbolcuların kalitesi çok aşağıda kalıyor.

Gelen yabancı futbolcularda her sene değişen yabancı kuralının kazananı oluyor.

Alıyor parasını oturuyor.

MİLLİ TAKIMIN KALİTESİ

Türkiye’nin dünya çapında olan futbolcuları Avrupa’nın iyi takımlarında mücadele ediyor.

Cengiz Ünder, Çağlar Söyüncü, Zeki Çelik, Burak Yılmaz, Cenk Tosun, Hakan Çalhanoğlu, Yusuf Yazıcı bu isimlerin başında geliyor.

Bu futbolcuların Avrupa’daki bireysel başarısı milli takımın başarısıyla paralel ilerliyor.

Milli takımımız son 2 yıldır oynadığı futbolla güven veriyor.

Bu futbol anlayışının istikrarlı bir şekilde devam edebilmesi için Türkiye Futbol Federasyonu’nun ligdeki sıkıntıları çözme yoluna girmesiyle olur.

Aksi halde bu devran bu şekilde giderse güzel futbol anlayışı birkaç sene sonra ortadan yok olur gider.

Biz San Marino, Liechtenstein gibi takımlara üstünlük sağlamak istemiyoruz.

Almanya, Fransa, Rusya, Hollanda, İtalya gibi takımlarla göğüs göğüse mücadele etmek istiyoruz.

O yüzden lobicilik yok olmalı.

Hakem hataları en aza indirgenmeli.

Altyapıya önem verilmeli.

Kalıcı bir yabancı kuralı getirilmeli.