MİLLİ EĞİTİMİN DURUMU
Bir ülkenin bağımsız olarak uzun süre ayakta kalabilmesinin 3 ana faktörü vardır. İyi bir eğitim sistemi, iyi bir tarımsal planlama ve yerli ve yeterli milli savunmadır. Bugün ülkemizdeki milli eğitim sistemine değineceğim.
***
Ülkemizin milli eğitim sistemi maalesef son yıllarda ciddi anlamda gerileme kaydetmektedir. Cumhuriyetin kuruluşu ile birlikte kısıtlı imkanlarla eğitime katkı sağlamaya çalışan Mustafa Kemal Atatürk esas Kurtuluş Savaşı’nın cehaletle olacağına vurgu yaparak eğitime her şeyden daha fazla önem vermiştir.
***
Öğretimin birleştirilmesi, eğitimin örgütlenmesi ve yaygınlaştırılması hızlı bir şekilde başarılarak batıyı yakalama çabası içine girilmiştir. Okuma yazma oranlarının artırılması ile beraber Köy Enstitüleri devreye girmiştir. Ancak 1954 yılında Menderes Hükümeti tarafından ABD’nin isteği doğrultusunda kapatılmamış olsaydı eğitimde şu anda çok farklı bir nokta da olabilirdik. Zaman zaman köy enstitülerindeki dersleri gördükçe insanın içinin acımaması mümkün değil.
***
Sonraki yıllarda öğretmen okulları devreye alınması ile eğitim sistemimiz bir süre daha düzenli gitmeye devam etti. Oralardan çıkan öğretmenler sayesinde 1990’lı yılların ortalarına kadar eğitim sistemimiz bir nebze de olsa kalitesini korumaya çalıştı. Ancak 2000 yılların başından itibaren öğretmen okullarından gelen öğretmenlerin emekli olması neticesinde üniversitelerden mezun öğretmenlerce sistem ayakta tutulmaya çalışıldı.
***
Sonraki yıllarda eğitim politikasının sık sık değişmesi, özel okulların da çoğalmasıyla devlet okullarından kaliteli öğretmenlerin özel sektöre geçmesi nedeni ile eğitim sistemimiz zayıflamıştır. Son dönemde maalesef okula başlayan hiçbir çocuğumuz başladığı sistemde sınava girememiştir. Bütün çocuklarımızı 12 yıllık eğitimde okutmaya çalışmaktayız. Ancak her çocuğun aynı hızda aynı zekada okuyamayacağı aşikardir. Zaten eve verilen dersler bile kopyala yapıştır ile yazıcıda döktürülerek verilmektedir. Böyle bir sistem öğrencilere hiçbir katkı sağlamamaktadır.
***
Sınıfta kalmanın da kaldırılması ile çocuklar arasında fark kalmamıştır. Sınıfta kalmadan liseyi bitiren öğrenci maalesef boş bir şekilde mezun olmaktadır. Halbuki en azından orta okuldan sonra bu gençler teknik okullara gönderilebilirse birçok sektörü sıkıntıdan kurtarabiliriz. Çünkü artık esnaf ve kobi tarzı iş yerlerinde kalfa ve usta sıkıntısı çekilmektedir. Bu yüzden teknik okulların artırılması ve pratik eğitiminde 4 yıllık sisteme entegre edilerek gençlik dönemlerinin verimli geçirilmesi gerekmektedir.
***
Bu sistemi ilimizde en iyi uygulayan Antalya Organize Sanayi Bölgesi Teknik Lisesi’dir. Bu tür liselerin ivedi olarak çoğaltılması gerekmektedir. Tabi bu tür liselerin çoğaltılırken de eğitimcilerinde eğitilmesi gerekmektedir. Onun için o parti bu parti değil gerçek eğitimcilerin eğitimle ilgilenmesi ve eğitimin hükümet politikası değil devlet politikası olması gerekmektedir. Bunun için de Atatürk’ün yaptığı gibi gerçek bir eğitim şurası toplanarak milli eğitimin rotası yeniden belirlenmelidir.