MİLLETİN AKLIYLA DALGA GEÇMEYİN!

Önceki gün Antalya’nın Gazipaşa ilçesinde çöpe dökülen tonlarca salatalık ve domates görüntüleri sosyal medyaya yansıdı. Görüntüler büyük bir infial uyandırdı.  Sadece Türkiye değil dünyanın sürekli gıda krizi ile karşı karşıya kalması nedeniyle bu olay kafalarda soru işareti bıraktı. Ekonomik durum zaten milletin belini bükmüş durumda iken.

Gazipaşa’da bir vatandaşın görüntüleri paylaşması sonucu medyanın konuya ilgi göstermesi ile ortalık bir anda karıştı. Görüntülere ilk tepki Gazipaşa Yaş Sebze ve Meyve Komisyoncuları Derneği Başkanı Hamdi Fidan’dan geldi. Fidan, “Bu ürünler sofraya uygun değil. Sofraya konacak şekilde olsa döker miyiz?” diye bir açıklama yaptı. Tabi açılama bununla da kalmadı.

Hamdi Fidan, açıklamasında ürünlerin çürük olduğunu iddia edip, “Bu paylaşımı yapan kişi 'Bu ürünü ben yerim' diyorsa, gelsin ücretsiz kendisine verebiliriz” diye de kinayede bulundu. Şimdi ilk önce vatandaşın çekip paylaştığı görüntüleri herkes izledi. Adam salatalığı kırdığı zaman ‘Çıt’ diye ses geliyor. Yani bu ses o ürünün taze olduğunu ortaya koyuyor. Hakeza arka plandaki pembe domatesler ise pırıl pırıl parlıyor.

Başkanın açıklama yaptığı ajansların olay yerinden çektiği görüntüleri de izledim. Vatandaşın paylaşımı ile aynı yer ve ürünler değil. Sanırım Fidan buna göre açıklama yapmış gibi. Tam bu görüntüler tartışılırken bir üretici tarafından bir kamyonetteki kabaklar kova kova çöpe dükülerken görüntüler paylaşıldı. Bu görüntülerdeki mide  ‘Çürük’ üründü acaba?

Bakın beyler, bayanlar; “Göz gördüğüne kulak duyduğuna inanır” diye bir söz vardır. Tıpkı bu olaydaki görüntüler insanda bu hissi uyandırıyor ve bu sözü akıllara getiriyor, Bu ülkede son dönemde insanların alım gücü düştüğü için bu görüntüleri görenlerin zoruna gitmesi gayet doğal değil mi? İnsanlar artık domates ve salatalık bile almakta zorlanıyor artık.

Bakın arkadaşlar, fakir fukara ya da diğer bir deyişle yoksul olmak belki kader değildir; ama utanılacak bir şey de değildir. Bu ülke halkının büyük bir bölümü bu süreçten geçmiştir. Yoksulluğu yaşamıştır. Maalesef Türkiye’nin en yakıcı acı gerçeğidir fakirliktir. Aşağılanası, alay edilesi bir zümre değildir fakir fukara. Ancak insanın aklıyla oynamak ayıp ve aymazlıktır.

Çöpe dökülmüş bir ürün varken çıkıp gerçeği açıklamak yerine insanla dalga geçmeyin bari. “Çürük” diyeceğinize başka akıllıca gerekçeler sunabilirdiniz. Bunun örnekleri var.

Sera altı üretim ile tarla üretiminde ki sebze aynı dönemde her zaman çakışır. Fazla üretilen mal alıcı bulamaz. Garibanlara dağıtılmak yerine mal ya hal de veya sera da çürür.

Peki bu işin çözümü nedir diye soracak olursanız bir tüketici olarak size cevabım, ya yeni pazarlar bulacaksınız ya da planlı üretim sürecine geçeceksiniz.

Veya, Toptancı Hallerinin yanında satılmayan ürünleri çiftçilerin veya esnafın teslim edebileceği depolar açılıp, buradan toplanan ürünlerden fakir fukaraya yararlanabilir. Aksi halde bu görüntüler ne ilk ne de son olacaktır. Yeter ki siz bu milletin aklı ile dalga geçer gibi açıklama yapmayın. Yoksa, ‘Çürük’ kelimesi sizin zihniyetinizi yansıtmaktan öte gitmeyecektir.

ÜÇ KUŞAK BİRADADA OLACAK

Antalya Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, gençlik merkezleri aracılığı ile yine önemli bir faaliyete imza attı. Üç kaşağı bir araya getiren kamplar organize edildi. Kepez Duacı’da yer alan Alaaddin Keykubat Kampı’nda geçen hafta ‘Nene-Anne-Kız Kampı’ düzenlendi. Ailelerin buluşması için ilk adım bu kampla atıldı.

Tatil, eğlence ve sohbetlerin oldukça renkli geçtiği kamp bu kez ‘Dede-Baba-Oğul’ kampı ile devam edecek. 10-12 Haziran’daki kamp için başvuru sona erdi. Yer var mi bilemiyorum.

Antalya Gençlik ve Spor İl Müdürü Yavuz Gürhan’ın enfes projelerinden biri olan bu kamplarda 7'den 70'e herkese el uzatılmış oluyor. Hem de aile için bağlar güçlendiriliyor.

İnanın bu kamp tekrarlanır mı bilemem ama talep olursa tekrarlanmasında fayda var. Çünkü bu kuşaklar arası çatışmayı da önleyecek bir proje olarak görüyorum.

DEMLİK TAŞIYIN BENCE

Antalya’da kahvehane ve çay ocaklarında satılan bir bardak çaya da zam geldi. Simidin 5 liraya yükseltildiği memlekette bir bardak çay kahvehanede 4, çay ocağında 3 lira oldu. Bu zamlı tarife, Antalya Kahveciler Odası Başkanı Murat Ağaoğlu’nun üyelerine attığı SMS duyuruldu. Kamuoyuna açıklama yok anlayacağınız. Haberiniz yoksa ağzınız yanabilir!

Neyse bu işin latifesi. Artık bundan sonra ailecek gezmek için sokağa çıkarsanız yanınızda termos veya demlik türü bir şeyler mutlaka olsun. Aksi halde eve cep delik cepken delik dönersiniz.

KLİMA YOK ZAM VAR

Antalya’da Halk Otobüsçüleri akaryakıt fiyatlarını gerekçe gösterip klimaları açmayarak halkta eziyet ediyor. Kendilerine göre böyle bir çıkış yolu bulmuşlar. Lakin bu kez de zam talebi ile Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’i ziyaret ederek zam talebinde bulunmaları inanın kafamı karıştırdı.

Çünkü hem klimayı açmayacaksın hem de zam isteyeceksin! Peki talep ettiğiniz yüzde 20 oranındaki zammı alınca klimaları açacak mısınız? İşte bunun garantisi yok.

İnanın kimin, kimin sırtına bindiği belli değil.