MHP Lideri Bahçeli, bir "Kudüs Paktı" kurulması çağrısında bulundu
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını kınayarak, Ortadoğu'da barış ve istikrarı sağlamak amacıyla bir
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet
Bahçeli, "Kudüs Paktı" hakkında yazılı açıklamada yaptı.
"Kudüs demek tarih demektir" vurgusu yapan Bahçeli
şu ifadeleri kullandı:
Kudüs aynı zamanda dinlerin, kültürlerin, farklı kökenlerden
gelen insanların asırlarca iç içe, yan yana, huzur ve sükûnetle yaşadığı barış
ve kardeşlik kentidir. Hz. Adem’den, Hz.Muhammed’e nice peygamberlerin ayak
bastığı, büyük medeniyetlerin barındığı, melikler, sultanlar, komutanlar,
alimler ve gönül insanlarının isimlerini toprağının her köşesine kazıdığı
tarihsel mirasın medar-ı iftiharıdır Kudüs.
"KUDÜS İLK
KIBLEMİZ VE ORTAK KADERİMİZDİR"
Kudüs’ün kalbi Mescid-i Aksa, Mescid-i Aksa’nın kalbi ise
Muallak Kayasıdır. Altın kubbeli Kubbetü’s Sahra ise Kudüs’ün sembolüdür.
Efendimizin Recep ayının 27. gecesi Cenab-ı Allah’ın lütfu üzerine yücelerin
yücesi ilahi makamlara mucizevi yükselişinin ilk adım ve anısıdır Kudüs.
Kudüs inancımızın namusu, İslam’ın nigehbanı, dinlerin,
kültürlerin ve medeniyetlerin buluşma ve kucaklaşma nirengidir. Kudüs
mukaddesatımızın kemer taşı, inanç haklarımızın ebedi yadigarıdır.
Kudüs ilk kıblemiz ve ortak kaderimizdir. Mescid-i Aksa
Miraç Mucizesinin kutlu yadigarıdır. Kudüs zalimlerin tasallutu altında inim
inlemekte, manen feryat etmektedir. Yeryüzünün en faziletli mekanları camiler,
camilerin en faziletlileri Mescid-i Haram, Mescid-i Nebevi ve kuşatılmış, hüzne
boğulmuş, için için yanmış Mescid-i Aksa’dır.
7 Ekim 2023 tarihinde başlayan İsrail’in Gazze’ye yönelik
katliam ve saldırıları hız kesmeden sürmektedir. ABD destekli İsrail, bir
soykırıma, insanlık dramına dönüşen saldırılarına devam etmektedir.
"İSRAİL TERÖRÜ,
TAŞINMASI, KALDIRILMASI, HAZMEDİLMESİ İMKANSIZ BİR SINIRDADIR"
Binlerce bebek, çocuk, kadın yaşlı hunharca şehit edilirken
ne dünya ne de İslam ülkeleri soykırımın önüne geçen sonuç alıcı bir girişimde
bulunamamaktadır. İsrail terörü, taşınması, kaldırılması, hazmedilmesi imkansız
bir sınırdadır.
Eğer böyle giderse, vahşet durmazsa, inanç ve insan
haklarına kategorik saldırılar ısrarla devam ederse ya küresel ya da bölgesel
bir savaş son tercih olarak karşımıza çıkacaktır. Geldiğimiz noktada öncelikle
katliamı durduracak bir ateşkes rejiminin süratle hayata geçirilmesi
gerekmektedir. Ardından Ortadoğu’da barış ve huzuru sürdürebilir kılacak
adımların süratle atılması gerekmektedir.
Bu amaçla Türkiye, Suriye, Irak, Mısır başta olmak üzere
bölge ülkelerinin girişimiyle bir “Kudüs Paktı” oluşturulmalıdır.
Milliyetçi Hareket Partisi, Türk milletinin vicdanının sesi,
ileriyi gören gözüdür. Bu itibarla, bugün Gazze’yi yerle bir eden, Kudüs’te
Mescid’i Aksa’yı her gün taciz eden, Batı Şeria’daki Filistinlilere huzur yüzü
göstermeyen İsrail’in durdurulması hem Türk milletinin arzusu, hem de bölgenin
ve dünyanın huzuru için asgari bir zarurettir.
Bütün bunlar güçlü bir bölgesel dayanışma olmadan
sağlanamayacaktır. Türkiye’nin çağrıları ve çabalarına bölge devletlerinin de
samimi ve olumlu cevap vermeleri gerekmektedir.
Bu kapsamda, bugüne kadar farklı şekillerde var olan
Filistin veya Kudüs temelli bölgesel diyalog ve işbirliği zeminlerinin hepsini
kapsayacak biçimde daha sıkı ve güçlü bir bölgesel ittifaka ihtiyaç vardır.
İslam toplumlarının bir ve beraber olması gereken, tek ses, tek nefes halinde
bulunması mecburiyet arz eden bugünkü insanlık döneminde, hakkımıza sahip
çıkamazsak şerefimizi kaybedeceğimiz herkes tarafından iyi bilinmelidir.
"KUDÜS, KÜRESEL
BARIŞ VE HUZURUN ANAHTARIDIR"
Kudüs konusu, sadece Filistinlilerin sorunu olmayıp bütün
Müslümanların, aynı şekilde adalet ve hakkaniyet kaygısı taşıyan herkesin
sorunudur. Kudüs, küresel barış ve huzurun anahtarıdır. Bu anahtar doğru
kullanılmazsa tetiklenen kaos Ortadoğu’yu vurmakla kalmayacak, tüm dünyayı
kasıp kavuracaktır.
Milliyetçi Hareket Partisi inancımızın haysiyet ve davasını,
mazlumların varlık ve yaşam haklarını sonuna kadar müdafaaya devam edecek, bu
uğurda da taviz vermeyecektir. Zalimlere karşı safımız masumların yanıdır.
Canilere ve insanlık dramına karşı tarafımız hakkın, hakikatin ve adaletin
çizgisidir.
Türkiye, 1967 şartlarında başkenti doğu kudüs olan bağımsız
bir Filistin devletinin derhal kurulmasının Ortadoğu’da kalıcı barış ve çözüm
için tek seçenek olduğunu başından beri ileri sürmektedir. Türkiye Filistin
davasının samimi savunucusudur. İktidarıyla muhalefetiyle aziz Türk milleti bu
mücadeleyi sürdürmektedir.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak, ülkemizdeki huzur, refah
ve istikrar ortamının devam ettirilmesinin bölgesel gelişmelerle yakından
ilişkili olduğuna inanıyoruz. Türkiye’nin güvenlik halkasında yer aldığı Orta
Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinin siyasi ve ekonomik bakımdan istikrara
kavuşmasına millîi güvenliğimiz açısından büyük önem atfediyoruz. Bu çerçevede,
Türkiye ile birlikte diğer İslam ülkelerinin katılımıyla oluşturulacak bir
“Kudüs Paktı”nın ülkemizin güvenliği bakımından da gerekli görüyoruz.
Geldiğimiz noktada bölgenin; kendi ayakları üstünde durmak, emperyalist ülkelerin
çizdiği politikalara göre değil, kendi imkân ve kaynaklarını halkının geleceği
için kullanma becerisini göstermek, aynı zamanda da bölge ülkelerini bir
insanlık suçu olan terörün menşei ve merkezi konumu olmaktan kurtarmak, tüm
bölge ülkeleri için ertelenemez bir ihtiyaç haline gelmiştir.
Suriye’nin kaos üreten yapısına toprak bütünlüğü ve
egemenliği çerçevesinde çözüm üretilmesi bölgenin istikrarı bakımından
öncelikli bir zorunluluktur. Bununla birlikte, bölgede yaşayan tüm halkların
huzur ve güvenliğini sağlamak, insanca yaşamanın erdeminden nasiplerini
almalarını temin etmek gibi bir insani yükümlülük de vardır. Demokrasi, hukukun
üstünlüğü ve insan hakları gibi evrensel değerlerin hiçe sayıldığı ve her gün
biraz daha anlamını yitirdiği Gazze’de, İsrail’in mazlum Filistinlilere
uyguladığı soykırım politikasının derhal son bulması gerekmektedir.
Tüm Dünyayı karşısına alarak katliama devam eden Netenyahu
yargılanıp tutuklanmalıdır.
Gazze’de gelinen nokta, 1967 şart ve sınırlarını esas alan
iki devletli bir çözümün zorunlu olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.
"Bölgenin bir 'huzur kuşağı' olmasını mümkün kılacak
'Kudüs Paktı'nın kurulmasına Türkiye öncülük edebilecektir"
O sebeple bu sorunlu coğrafyada huzur ve barışı, istikrarı
ve ekonomik kalkınmayı, paylaşma ve dayanışmayı mümkün kılacak bir adıma
ihtiyaç bulunmaktadır. Bölgenin bir “huzur kuşağı” olmasını mümkün kılacak
“Kudüs Paktı”nın kurulmasına Türkiye öncülük edebilecektir.
Zira, bölge ülkelerinin tüm inisiyatifi eline alarak,
dayanışma ve işbirliği içerisinde bölgesel sorunları çözebiliyor olması,
bölgenin geleceği açısından hayati derecede önemlidir.
Bu bölgenin kaos üreten yapısının derhal sona erdirilerek
dünyaya refah ve istikrar ihraç eden bir yapıya kavuşturulması acil bir
ihtiyaçtır.
İnanıyoruz ki bu girişim, ilgili ülkelerde de karşılık
bulacak, Gazze’nin, Kudüs’ün ve bölgenin makûs talihini değiştiren tarihî bir
adım olacaktır.
Kaynak: TRT Haber