Mevsim geçişleri depresyona sebep olabilir
Uzman Psikolog Arzu Hamurcu, yaz mevsiminden kış mevsimine geçişlerde insanlarda psikolojik belirtiler görülebileceğini söyleyerek, “Gün ışığının azalması hormonlarda düşüşe sebep olarak depresyona sebep olabilir” dedi.
Belirtilerin en önemli sebebinin gün ışığının azalması
olduğunu söyleyen Uzman Psikolog Arzu Hamurcu, “Yazın, aslında sıcak havaların
yerini kışa ve soğuk havalara bırakması ile beraber mevsimsel bir geçiş
yaşanmaktadır. Bu mevsimsel geçişin belirtileri olarak bizim de en fazla
psikolojik gördüğümüz düşük enerji, halsizlik, odaklanmada zorluk, günlük
aktivitelerde yavaşlama, ilgisizlik, iştah artışı ya da kapanması, uyku
azalması ya da artması gibi birçok belirti görüyoruz. Bunun en büyük
sebeplerinden bir tanesi aslında gün ışığının azalması ile alakalı. Yani
melatonin ve serotonin hormonunun daha az salgılanmasından dolayı bizim
hormonlarımız bundan etkilenir ve biz daha fazla uyku haline bürünebiliriz.
Daha isteksiz ve ilgi odağımızın daha fazla kaybolduğu rutinlerimizi
geliştirebiliriz. Bu noktada da diyoruz ki; mevsimsel depresyon birçok insanda
görülebilir ama bunun geçici olduğunun altını çizebiliriz. Bu mümkün olduğunca
2-3 hafta sürecek bir depresyon belirtisi olabilir. Eğer bunun daha uzun hali
görülüyorsa da uzmana ya da doktora gidilerek tedavisinin alınması ihmal
edilmemeli" dedi.
Hamurcu, depresyon durumunda duygu günlüğü tutulabileceğini
ve hissedilen duyguların not alınabileceğini söyleyerek, “Bunu kendi kendimize
aşabilmek için evde neler yapabiliriz ya da dışarıda neler yapabiliriz diye de
baktığımızda; en önemli noktalardan bir tanesi kendimizi sosyal ve aktif
tutabilmek yani rutinlerimize mümkün olduğunca geri dönebiliyor olmak ve en
önemlisi gün ışığından faydalanmak. Mümkün olduğunca güneşli alanlarda daha
fazla durmak, gün ışığından daha fazla faydalanmak, düzenli egzersiz yapmak ve
düzenli beslenmek, uyku saatimizi düzenli bir aralıkta tutabilmek aslında bizi
daha da mutlu edecek ve o depresyona daha da az yakalanmamıza sebep olabilecek.
Aynı şekilde duygu günlüğü tutulabilir. Bu çok önerdiğimiz ve işe yarayan
tekniklerden bir tanesidir. Duygu günlüğü dediğimiz şey aslında gün içerisinde
hangi duyguda olduğumuzu bir deftere not etmektir. Bu gün sonunda da
yapılabilecek bir şey olabilir. O anda küçük bir defter bulundurup, o deftere o
anda da yazılabilir. Önemli olan hangi duyguda olunduğunu ve bu duyguyu neyin
tetiklediğini yazıp daha sonra diğer duyguya geçmektir. Bunda fark edilecek şey
de şu olacaktır; bu duygular geçici. Bizler birer gökyüzüyüz, duygularımız ise
hava durumudur. Bu noktada biz aslında hava durumuna teslim olmamayı
önemsiyoruz” ifadelerini kullandı.
İHA