MESCİD-İ AKSA VE KONYA OLAYLARI
İsrail’in, Mescid-i Aksa'ya baskın düzenleyip Filistinlilere yönelik sistematik saldırısı bardağı taşırdı. Harem-i Şerif'in hoparlörlerinden İslam dünyasına yardım çağrısı yapıldı. Ama hala İslam dünyası gerekli adımları atmadı. BM Güvenlik Konseyi ise kerhen toplantı yapacak. Umarım BM ciddi bir karar alır!
Yine ve her zaman olduğu gibi yaşananlara en büyük tepkiyi veren Türkiye oldu. Hem hükümet hem de tüm siyasiler (HDP hariç) zulme karşı tepkilerini dile getirdi. İsrail'in uzun zamandır Filistin topraklarını ve Mescid-i Aksa'yı 'Filistinsizleştirme' projesi için uğraş veriyor.
Ama son günlerdeki saldırıların asıl palanı ise İsrail’de 23 Mart’ta yapılan seçimden sonra hükümet kurulamaması. Netanyahu'yu destekleyen sağ kanat, kendisinin kuramadığı bir hükümeti 'ben kuramıyorsam diğerleri de kurmasın' diyerek kaotik bir ortam yaratmaya çalışıyor.
Bu ortamı da Mescid-i Aksa’ya ve Filistinlilere saldırarak gerçekleştiriyor. Filistin’de ortalık her karıştığında Türkiye’de ‘Kudüs Mitingi’ çağrıları hep aklıma 1980 yılındaki Konya olaylarını aklıma getirir. Neydi bu olayların sebebi?
İsrail, bütün dünyanın ve Müslüman ülkelerin tepkisine rağmen 23 Temmuz 1980’de Kudüs'ü İsrail'in ebedi başkenti olarak ilan etti. Türkiye tepki olarak Kudüs'teki Başkonsolosluğu kapatıp İsrail’le ilişkilerini maslahatgüzarlık seviyesine indirdi.
Milli Selamet Partisi ise halkın bu tepkisini dile getirebilmesine imkân tanımak için 6 Eylül 1980’de Konya’da bir Kudüs mitingi düzenledi. Mitinge 100 bin kişi katıldı. Ben o zaman mesleğe yeni adım atmış bir muhabirdim.
İstiklal Marşı okunurken 50 kişilik bir grubun yere oturması, daha sonra tüm uyarılara rağmen yürüyüşe geçilmek istenmesi bardağı taşıran son damla olmuş ve akabinde 12 Eylül darbesi gelmişti.
İşte bu yüzden Kudüs’te bir kıpırdanma olduğu zaman içim hep ürperir ve kalbimi bir korku sarar. Umarım bir gün Kudüs’ü tamamen özgürleştiririz de bütün korkularımız boşa çıkar.
BAŞKA PROJELERİ ANLATTI
Dünkü yazımda Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin ‘Güneş Doğudan Yükseliyor’ adını verdiği Doğu Garajı Nekropol Alanı tam bir yılan hikayesinin 4 bilinmeyenli bir denkleme dönüştüğünü kronolojik olarak anlatmıştım. Sağır sultanlardan bile cevap gelirken CHP’li Büyükşehir Başkanı Muhittin Böcek’ten ‘Tınnnnn’ diye bir ses bile gelmedi.
Ama Sayın Böcek milletle dalga geçmeye devam edercesine başka projeleri gündeme getirdi. Elinin altında söz vere vere bitiremediği Doğu Garajı Projesi durukken. Neymiş efendim, vatandaşın yararına tüm projeleri tamamlıyorlarmış. İhtiyacı karşılayamayan Kaş Kınık, Ova ve Yeşilköy hallerinin yerini alacak modern Kaş Kınık Toptancı Hali’nin inşaatı devam ediyormuş! Yahu sen önce şu cazibe merkezi işini bir hallet nasılsa o inşaatlar bitecektir.
ASAT DALGA GEÇİYOR
Bir yılı aşkın bir süredir insanlar koronavirüs belası ile uğraşıyor. Devlet bir taraftan önlem alıyor kapatmalar yaşanıyor. Hal böyle olunca esnaf devletin aldığı karara uyup işyerini geçicide olsa kapatıyor. Pandemi süresince esnafa kira indirimi uygulamayan tek belediye konumundaki Antalya Büyükşehir Belediyesi ‘PES’ dedirten bir çalışmaya imza atıyor.
ASAT, işyerleri kapalı olan esnafın su sayaçlarını okuyamayınca ertelemek yerine uyarı yazısı bırakıp 3 gün içinde kesmekle tehdit ediyor. Bunu ben değil Kubilay Gürkan adında bir vatandaş sosyal medya hesabından bırakılan yazıyı paylaşarak söylüyor. Yuh artık. El insaf. Resmen vatandaşa psikolojik baskı. Bunu böyle yapıp suçu kapama kararı alan hükümete atarlarsa da hiç şaşırmam. Çünkü bu tür algı işlerini iyi beceriyorlar.
ÖLMEYE GİDİYORUZ!
18 Mayıs'ta İzmir'de oynanacak Beşiktaş- Antalyaspor Ziraat Türkiye Kupası final maçına yüzde 30 oranında seyirci alınacak. Bu da 7-8 bin seyirci yapıyor. Bunu kararın ardında ince hesaplar yatıyor!
Antalyaspor taraftarı için önemli ve sevinçli bir karar ama hem uzmanlara hem de bana göre çok riskli bir karar bu. Çünkü seyircilerin stada giriş kriterleri netleşmedi, test mi yapılacak veya aşı olanlar mı maça girebilecek belli değil.
Hani meşhur bir slogan var, ‘Ölmeye, ölmeye geldik’ diye! Umarım maçtan sonra vaka sayısı patlamaz ve birçoğumuz yoğun bakımlık olmayız da sloganda gerçek olmaz.
Umarım korkularımız boşadır. Yorum sizin.