Mersin Balığı’na hayat veren proje

Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) çatısı altındaki Akdeniz Su Ürünleri Araştırma, Üretme ve Eğitim Enstitüsü Müdürü Serkan Erkan dinozor çağından beri formunu koruyabilmiş, nesli tehlike altındaki nadir türlerden biri olan Mersin Balığı çalışmaları hakkında bilgi vererek “Bir lezzet kaynağı olan bu ürün, aynı zamanda havyarı ile ihracat potansiyeli yüksek bir değer” dedi.

Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) çatısı altındaki Akdeniz Su Ürünleri Araştırma, Üretme ve Eğitim Enstitüsü, nesli tehlike altındaki türleri kurtarma çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Enstitü Müdürü Serkan Erkan, Lider Gazete’ye yaptıkları projeleri ve hedeflerini anlattı.


HEDEF: NESLİ TEHLİKE ALTINDAKİ TÜRLERİ KURTARMAK

Türkiye’nin denizel kaynaklarını koruma ve sürdürülebilir balıkçılığı geliştirme konusundaki çalışmalara öncülük ettiklerini belirten Erkan, “Çanakkale’den Hatay’a kadar olan Akdeniz ve Ege kıyılarındaki balık popülasyonlarının devamlılığı için çalışmalar yürütüyoruz. En büyük önceliğimiz nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalan türleri korumak” dedi.

FUARIN GÖZDESİ: MERSİN BALIĞI

Enstitünün son dönemdeki en dikkat çekici çalışması ise Mersin balığı. Hazar ve Karadeniz’de yaşayan bu türün korunması için büyük çaba harcadıklarını dile getiren Erkan, balığın ekonomik ve ekolojik önemine dikkat çekti. Erkan, “Mersin balığı, dinozor çağından beri formunu koruyabilmiş, nesli tehlike altındaki nadir türlerden biri. Bu balık 50-60 yıl yaşayabiliyor ve 200 kilograma kadar büyüyebiliyor. Havyarı ise kilogramı bin dolardan 10 bin dolara kadar alıcı bulabiliyor. Özellikle Ruslar için bir lezzet kaynağı olan bu ürün, aynı zamanda ihracat potansiyeli yüksek bir değer” diye kaydetti.


ÜRETİMDE BÜYÜK BAŞARI

Enstitü, Mersin balığının üretimini başarılı bir şekilde gerçekleştirmiş durumda olduğunu anaç balıklardan yavru alma sürecine geçtiklerini ifade eden Erkan, bu başarıyı özel sektöre de yaymak istediklerini belirterek, “Elimizde 15 yaşında anaç balıklarımız var ve artık yavru üretimini sağlayabiliyoruz. Bu yavruları özel sektöre ücretli olarak temin ediyoruz. Amacımız sadece üretim yapmak değil, özel sektörün bu türün yetiştiriciliğini yaparak ihracat potansiyelini değerlendirmesi” dedi.


EĞİTİM VE DESTEK SUNULUYOR

Balık üretim sürecinde sadece yavru teminiyle sınırlı kalmadıklarını vurgulayan Erkan, üreticilere teknik destek ve eğitim verdiklerini de söyledi. Erkan, “Üreticilerimizi burada topluyor, kapsamlı eğitimler sunuyoruz. Teknik altyapı desteği sağlıyoruz. Esas hedefimiz, bu türün yetiştiriciliğini yaygınlaştırarak ekonomiye kazandırmak” diye konuştu.


ANTALYA’DAN DÜNYAYA

Erkan, Mersin balığının üretimi, Antalya’daki Akdeniz Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü’nde yürütüldüğünü, bu çalışmalarla hem doğal kaynakların korunması hem de ülke ekonomisine katkı hedeflendiğini söyledi. Son olarak Erkan, vatandaşlara da çağrıda bulunarak enstitünün kapılarının herkese açık olduğunu vurguladı. Erkan, “Su ürünleri sektöründe bilgi almak isteyen herkese destek veriyoruz. Burada yaptığımız çalışmalar, sadece Türkiye için değil, dünya çapında bir öneme sahip.” Erkan konuşmasında, Antalya’dan başlayarak Türkiye’nin dört bir yanına yayılan bu projeyle , Mersin balığının yeniden hayat bulması ve havyar üretimiyle ekonomiye katkı sağlaması hedeflendiğini kaydetti.