MERHAMETİN FAZİLETİ

“Şükür ki insandan insana fark var. Sevgide dirilmektir, ruhun kurtuluşu.” Ne güzel söylemiş Sezai Karakoç, bir düşünsenize tek tip insan modeli olsaydık, robotlar makinalar gibi, duygusuz, programlı hep aynı… Ötekinin ne anlamı, ne farkı olurdu.

Bazen hayat çok monoton gelir, ilişkiler zorluklar zayıflıklar, aldanmalar aldatmalar dayatmalar hep aynı deriz. Ama insanların bunları karşılama biçimleri duygu durumları farklıdır.

Bize iyi görünen başkasına kötü, bize güzel gelen başkasına çirkin görünebilir. Bakış açımızdır aslında farklılık yaratan ve bizim onlara yüklediğimiz anlamlardır. Hayatta bu olaylar, insanlar ile birlikte görüntülediğimiz tepkimeler karşısındaki tutumumuz…

Hayat herkesi sınar ve durmadan tekrarlar. Sevgiyi de nefreti de kendi üretir insan. Algılarımızdır bize yön veren, görmek istediklerimiz ile yapmak istediklerimizin arasındaki seçimlerdir, sevgidir en büyük etken! Severse her zorluğa katlanabilir, severse her şeyi başarabilir!

Bazı insanlar diyorum, çok güzel seviyorlar öyle değil mi? İncitmeden, yormadan bir gül sever gibi ama varlıkları aynı bir gölge misali hep peşimizde. İhtiyaçlarımıza özen göstererek ama bunu yaparken de gözümüze sokmazlar!

Seslerinin ince tonuyla, mimikleriyle destekler, elleriyle, yürekleriyle sarıp sarmalarlar. İlmek ilmek bir dantel misali sevgiyi, merhameti örerek, işlerler. Böyle insanlar tarafından sevilmek, hepimize iyi gelir değil mi? Çok mu zor bunları yapmak, yaşatmak?

İnsanların iyiliğe inanmadığı, kötülüklerin kol gezdiği bir dünyada; zaaflarımızı hırslarımızı bir yana bırakıp, saatlerimizi inadına iyiliğe insanlığa ayarlayalım. Ne güzel olur değil mi görmek istediklerimizi, başkalarına yapmak…

Merhamet diyorum ne büyük bir lütuf; zenginlik… Kuşa kediye köpeğe, börtüye böceğe, çiçeğe ağaca ve en çok da insana… Yaradan’ın Rahman esmasının en büyük ayinesi olan insan ve insana yakışan en güzel fazilettir merhamet!

Yarattığı her canlıya O’nun rahmet nazarıyla bakmak sevmek, hasbihal olmak sormak, kucak açmak ne güzel! Din, dil, ırk, renk, ayırmadan, kayırmadan sahiplenmek! Bize de yakışan bu değil midir?

İnsan insana sığınaktır, yurttur! Hayat ise, en güzel öğretmendir, yüreğini açabilene! Ne mutlu o insanlara ki, yüreği bir misafirhane misali geniştir! Selam olsun o yüce gönüllü güzel insanlara!

İmamı Gazali der ki; Her ne olursa olsun, Allah’ın hükmünün sizin için en uygun ve en yararlı olduğu hususunda, kalbinizi ikna etmelisiniz! Allah’ a güven, Allah’a dayan, dolar boşlukların O’nun eliyle inan! Yeter ki sen sevgiyi, iyi niyeti merhameti yüreğinden eksik etme. İlk önce bütün işlerinin başında, O’na yönel! Ona yöneldiğinde O zaten senin diğer işlerini, senin için düzenler!

Hepimiz kendimizi her anlamda daha çok beğeniriz. Konuşmalarımızda hep benden daha iyisi deriz! O zaman yüreğinden merhameti eksik olmayanlara, iyiliği ilke edinenlere gelsin, bu güzel dua…

SON SÖZ

Göçtüğüm yerlere daha iyileri gelsin! Kalktığım koltuğa benden iyileri otursun! Sustuğum da benden iyileri konuşsun! Benden sonra daha hayırlı misafirleriniz gelsin! Yetişemediğim yerlere benden daha iyileri yetişsin! Benden sonra daha merhametli ve cömert dostlarınız olsun! Buda size duam olsun, benden daha iyilere” rast gelesiniz”(Amin). Hayırlı cumalar Türkiye’m! Muhsine bir kul…