MEB’E AÇIK MEKTUP

Küçük hatalar ve yanlışlar bazen vahim sonuçlar doğurabiliyor. Gözden kaçan ya da "bundan bir şey çıkmaz" diye değerlendirilen kimi göz yummalar, neticesi itibarıyla pişmanlık yaratabiliyor. Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nde yapılan küçük bir değişiklikten söz edeceğim. Sinek bir şey değil ama mide bulandırır cinsinden… Cismi küçük ama etkisi büyük…

***

Yapılan değişikliğin farkına vardığımız o yıllarda Bakanlık yetkililerini bizzat uyarmıştık. Ancak ya sineğin mide bulandıracağından gaflet ya da “siz işinize bakın, biz ne yaptığımızı biliyoruz” tavrından dolayı uyarımız kulak ardı edilmişti.

***

Ülkemizdeki “Yabancı Okullar Sorunu” başlıklı yazımı okuyan bakanlık yetkilisi bir arkadaşım bu soruna dikkat çekmek için beni aradı ve şunları söyledi:

“... Azınlık okullarının kültür dersleri öğretmenlerini atarken kılı kırk yarar, Türk tarih ve medeniyetini bu okullardaki öğrencilere bihakkın anlatacak öğretmenler arasından seçim yapardık. Ancak bizden sonra bu okullarda, maalesef okulların kendi misyonları doğrultusunda kültür dersleri öğretmenleri görev yapmaya başladı. Yönetmelikte bilerek ya da bilmeyerek yapılan bir küçük değişiklik, bu okulların kültür dersleri öğretmenlerinin atamasında inisiyatifi bakanlıktan alarak ilgili okulların yöneticilerine verdi.”

***

Ne zaman yapıldı bu değişiklik? Bundan on iki yıl önce… Nasıl bir değişiklik?

Aşağıya alıyorum. Küçük bir değişiklik… Önceki hâli:

“Madde 32- (2) Azınlık okullarında yönetici ve öğretmen görevlendirilmesi aşağıdaki esaslara göre yapılır:

a) Türkçe ve Türkçe kültür dersi öğretmenleri, 20/5/1955 tarihli ve 6581 sayılı Kanun hükümlerine göre il millî eğitim müdürlüğünün teklifi, valiliğin onayı ile en fazla 5 yıl süre ile Bakanlığın görüşü alınarak görevlendirilirler.”

20 Mart 2012 tarih ve 28239 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan değişik hâli:

“Madde 28- (2) Azınlık okullarında yönetici ve öğretmen görevlendirilmesi aşağıdaki esaslara göre yapılır:

a) Türkçe ve Türkçe kültür dersi öğretmenleri, 20/5/1955 tarihli ve 6581 sayılı Azınlık Okulları Türkçe ve Türkçe Kültür Dersleri Öğretmenleri Hakkında Kanun hükümlerine göre okul müdürlüğünün teklifi, valiliğin onayı ile en fazla 5 yıl süre ile görevlendirilirler.”

Satır arasına sıkıştırılmış küçük bir değişiklik… Teklifi yapan hangi kurumsa inisiyatifin de onda olduğu açık. Okulların kurucu ve müdürlerinin misyoner olduğunu ise söylemeye gerek yok.

***

Değişikliğin yapıldığı tarihte Millî Eğitim Bakanı, göreve geldiği tarihten hemen sonra tüm il millî eğitim müdürlerini ve Bakanlık bürokratlarını bir Kanun Hükmünde Kararname çıkararak aktif görevlerinden uzaklaştıran, benzeri görülmemiş bir kıyım yapan Ömer Dinçer.

***

Bir önceki yazımda bu okulların fesat yuvası, Odysseus’un Truvası olduğunu belirttiğimi hatırlatarak, şimdi Osmanlı’nın son dönemlerinde bu okullarda okuyan ve ihaneti tescillenince idam edilen Hristiyan Arap ve şair Refik Rızık Sellum’un Osmanlı Divan-ı Harbi’nde verdiği ifadesine gidelim:

“...Ben Fransız mekteplerinde okudum. Bugün Suriye, Irak ve Lübnan’da eşraf ve ağaların evlatları Cizvit mekteplerinde okur. Öteki Arap diyarlarında ise İngilizce hâkimdir. Onlar ya İngiliz mekteplerinde ya da Amerikan kolejlerinde okurlar. Hepsinin gayesi, Türkler hakkında benim Arapları malum hatta gayr-i malum gayelere sevk etmek emelinde. Onların ele alacakları yegâne mevzuu Türk düşmanlığıdır...”

***

Malumun ilanı...

Dün de böyleydi, bugün de...

İç cephe vurgusu yapan devletimizin yöneticileri, alt kademelere liyakatten yoksun yöneticilerin atanmasına göz yumarsa ne olur? Atanan yöneticilerin ya gözü kör, kulağı sağır ya kibirleri cahilliğinden ağır… Daha ilerisine, yani hıyanete, dilim varmıyor.

Peki, o günden sonra neden bu cismi küçük ama sonuçları büyük bu yanlıştan dönülmedi?

Haberimiz yoktu, farkında değildik diyenlere işte şimdi bir kez daha hatırlatıyoruz...