15 MAYIS SABAHI

Aç tavuk kendini darı ambarında sanırmış. Cumhurbaşkanı adaylarını tenzih edeyim; hadi onlar ilk aşamayı aşıp aday adaylığından adaylığa yükseldiler. Peki milletvekili aday adaylarına ne demeli. Dün Ankara’daydım. Meclis aday adaylarının istilasına uğramış. Zannedersiniz ki hepsi vekil.

***

Durun arkadaş daha vekil adayı bile değilsiniz. Vekil adayı adayısınız. Önce bugün YSK’ya verilecek olan kesin aday listesine girmek zorundasınız. Ardından seçim süreci çalışacaksınız, seçmenin teveccühünü kazanacaksınız sonra vekil olmaya hak kazanacaksınız. Gidip mazbatanızı alacaksınız. Bu bile yetmiyor. Gerçek anlamda vekil sayılabilmeniz için genel kurulun önünde yemin edeceksiniz.

***

Yemin metnini “Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakattan ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine and çerim.” Tam ve hatasız okumayı başarırsanız belki olacaksınız. Yani daha yolunuz uzun. Öyle vekil pozlarına bürünmeyin.

Arkadaş vallahi Ankara’da vekil adayı neredeyse normal nüfusu geçmiş durumda herkes kendini çok önemli bir insan zannediyor.

***

ALGI OLGUYU GEÇERSE

İnsanların birbirlerini ikna etme çabaları neredeyse ilk insanlık dönemine kadar gider. İletişim, ikna sürecinin temelinin oluştururken, iletişim süreçlerinde de en sık kullanılan olgulardandır “ikna”. Sürekli ikna etmeye çalışırız, arkadaşımızı, eşimizi, çocuklarımızı… Ve politikacıysak seçmen kitlelerimizi. Yerleşik kanaatleri değiştirmek bir savaş kazanmak kadar zordur siyasette. Süreç ister, emek ister, tabiri yerindeyse kan, ter, gözyaşı ister. Siyasi tercihlerinde toplumsal bir aidiyet üzerinden hareket eden seçmenin kanaat ve algıları akşamdan sabaha değişmez.

***

O yüzden Türk siyasetinde liderler, yeni denizlere açılmak yerine kemik kitlelerini konsolide etmeyi tercih eder. Parti yönetimlerinde yaşanan değişiklikler sonrası sözde açılımlara yönelinse de, uzun iletişim, ikna ve algı süreçlerini göze alamayan liderler huzuru çekirdek kitlelerinde bulur, onlara yönelir ve onlar için siyaset üretmeye devam eder.

Unutulmamalıdır ki, 'algı' yönetilebilen bir olgudur. 

“Siyasal iletişim de temelde bir ikna ve algı yönetimi sürecidir”

***

Psikolojik operasyon tanımı, günlük yaşamda yumuşatılarak halkla ilişkiler, kamu diplomasisi ve hatta pazarlama faaliyetleri gibi farklı isimler altında uygulanır olmuştur. Günümüzde algı yönetimi siyasette de sıklıkla kullanılmaya çalışılmaktadır. 

SON SÖZ

Özetle söylemem gerekirse; algı yönetimi, hele ki siyasal algı yönetimi bir süreç, uzun bir süreçtir. Bugüne kadar ortaya koyduklarınız ve içeriğiniz, siyasal reklam dilinizle, algı yönetiminizle ne kadar örtüşürse o kadar doğru çıktılar alırsınız.