MARKO PAŞA’YA MI ANLATACAĞIZ ACABA?

Antalya’nın son dönemde sahipsizliği nedeniyle sorunları epeyce birikti. Birikmekle kalmadı yığınlar oluşturdu. Bunun bariz örneği bürokraside yaşanan vurdumduymazlıklar. Kafanızı hangi kuruma çevirirseniz çevirin bir çok resmi kurumun müdür ve amirleri günü kurtarma derdinde! “Salla başı al maaşı” mantığı ile seçime kadar durumu idare etme mantığı güdüyorlar.

Hal böyle olunca şehrin bir derdi veya kronikleşmiş bir sorunu varsa yazsanız da çizseniz de derdinizi anlatacak kimse bulamıyorsunuz. Buna Lara falezlerdeki işgaller konusunu örnek gösterebiliriz. Ama ne mümkün. Bu işe el atması gereken kurumun başındaki zat-ı muhterem iklime göre hareket ediyor. Rüzgar hangi yöne eserse şehri oraya kuruyor. Çevresine de baka baka geziniyor!

Sanırım ne demek istediğimi sağdan sola, soldan sağa bulmaca gibi anlattım. Benim anlamadığım biz derdimizi kime anlatacağız arkadaş? Marko Paşa’ya mı anlatacağız? Çünkü bu kadar sorun yumağını ancak Marko Paşa dinler. Dinlerde çözüm bulur mu, yol gösterir mi bilemem. Gerçek Marko Paşa’yı anlatayım kısaca.

Asıl adı Marko Apostolidis. 1814-1888 yılları arasında yaşamış Rum asıllı bir Osmanlı hekimi. Sultan Abdülaziz’in hekimbaşılığını yapmış. 2. Abdülhamit tarafından Meclis-i Ayan Üyeliği’ne getirilen Marko Paşa, Hilal-i Ahmer Cemiyeti’nin yani bugünkü Kızılay’ın kurulmasına önemli katkıda bulunmuş bir isim.

‘Anlat derdini Marko Paşa’ya’ deyimiyle de adı ölümsüzleşmiş. Kimilerine göre, sabırlı bir hekim olduğu için hastalarını uzun uzun dinleyip onlara manevi huzur ve rahatlık veriyor. Kimseyi başından savmaz, herkesin derdini uzun uzadıya dinlermiş Marko Paşa. Ama gel gör ki halk çözemeyeceği dertleri de kendisine getirir olmuş. Hastalık dışındaki sıkıntıları da paşaya taşımaya başlamışlar.

Kısa zamanda Marko Paşa hekimliğiyle değil de hiçbir şeye çözüm bulmamasıyla anılır olmuş. İnsanlar o günden beri çözülemeyecek bir işle karşılaştıkları durumlarda “Derdini Marko Paşa’ya anlat” diyerek konuyu kapatmaya başlamışlar. Bir gerçek var ki; yüzyılı aşkın bir zamandır dillerde pelesenk olan ‘Anlat derdini Marko Paşa’ya’ deyimi nesilden nesile sürüp gidecek gibi görünüyor.

Antalya’daki durumda buna benziyor. Bir dönem meslek büyüğümüz Antalya’nın ‘Marko Paşa’sı Ahmet Dökdök’ abimiz vardı. Eskiden şehrin bütün sorunlarını o yazar çizerdi. Birçoğu da onun sayesinde çözüme kavuşurdu. Bu sıralar ara sıra yazıyor. Şimdi onun yerini sanırım ben mi almaya başladım diyeceğim ama daha kırk fırın ekmek yemem gerektiğinin farkındayım.

Onun için “Biz derdimizi tarihteki Marko Paşa’ya mı anlatsak” bilemedim vallahi.

GÖZÜNÜZ KÖR MÜ OLDU?

Antalya’da meslek odaları ve çevrecilerin sanırım gözleri sadece Konyaaltı Sahili’ni görüyor. Ya da Konyaaltı ayakaltı olduğu için “Geçerken uğradık” misali hep burayla ilgili açıklama yapıyor. Ne yazık ki tüm şehrin yani Gazipaşa’dan Kaş’a kadar 650 kilometrelik sahil bandındaki olumsuzlukları görmesi gerekenler ne hikmetse Konyaaltı’na takılıp kalıyorlar.

Acaba akaryakıta gelen zamlar nedeniyle diğer sahillere gezemiyor veya gidemiyorlar mı acaba? Hadi Gazipaşa’dan Kaş’a kadar gitmek zorda Lara Örnekköy sahiline bari gitseydiniz!

Yahu arkadaşlar, sevgili İSTEMEZÜKÇÜLER kafanızı Patara veya Lara kumullarından çıkarın artık. Şöyle etrafınıza bir bakın. Mesela Örnekköy sahili nasıl keşmekeş haline getirilmiş bir görün.

Ama yok. Sizin derdiniz başka. Sizin amacımız üzüm yemek değil siyasi rant uğruna bağcıyı dövmek. Böyle olmasaydı Örnekköy’de kumsalların nasıl restorana dönüştüğünün görür itiraz ederdiniz.

Neyse vakit çok geçmiş değil. Eğer arabanızda akaryakıt yoksa arayın beni, Lara Örnekköy’e gideceğiniz kadar yakıt için sponsor bulurum size. En azından oradaki içler acısı durumu görürsünüz de Konyaaltı takıntınızdan vazgeçersiniz!

HAKKINI TESLİM ETMELİ!

İmam Hatip Liselerinin varlığı ve sayılarını artırma çalışmaları her dönem tartışma konusu olmuştur. Birçok siyasetçi ve eğitim uzmanı, “Ne gerek var” demiş hatta kapatılmalarını istemiştir. AK Parti hükümeti ise ısrarla İmam Hatip Liseleri’nin sayılarını artırmış hatta çoğunu da Anadolu İmam Hatip Lisesi’ne çevirerek nitelik ve nicelik kazandırmıştır.

Israrla üzerine gidildiği için bu okullarda başarı grafiği söylenenlerin aksine giderek artmaya başlamıştır. Antalya’da son dönemde bu okullarda başarı kendini her sınav evresinde kanıtlamış durumda. YGS’de Anadolu İmam Hatip Liseleri’nin orta bölümleri, YKS’de ise Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencilerinin elde ettikleri başarı küçümsenmeyecek kadar önemli hale gelmiştir.

Önceki gün açıklanan 2022 YKS sonuçlarına göre Antalya’daki Anadolu İmam Hatip Liselerinden ilk 100’e 2, ilk 1000’e 16, ilk 5 bine 39, ilk 10 bine 81 ve ilk 20 bine 142 öğrenci girmeyi başardı.

Bu sadece ilk 20 bine kadar olan başarı sıralaması. Tabi daha fazla başarı var ama ilk 20 bin baz alınmış. Bu tabloya bakıp İmam Hatip Liseleri’nin hakkını teslim etmek lazım.

Haklarını teslim eder miyiz etmez miyiz bilemem ama tüm öğrencileri, ailelerini, öğretmenlerini ve emeği geçen herkesi tebrik etmek gerekli diye düşünüyorum.