MANEVİ ARINMA

Allah, insanın son ve gerçek sığınağıdır. Yalnızca O, insanı iyi amelleri dolayısıyla mükâfatlandırabilir veya kötü amelleri nedeniyle cezalandırabilir. Yalnızca O, Rahman’dır ve Rahim’dir; pişmanlığa afla karşılık verir ve içten tövbe edip doğru tavırlar takınılarak düzenildiği takdirde, geçmiş hatalardan dolayı kişiyi cezalandırmaz.

Rabbimiz bize sayısız nimet vermiş sürekli olarak bizi sınamakta ve gözetmektedir. Bundan dolayı her halükârda, her zaman ve her yerde “hemen Rabbini hamd ile tesbih et ve O’ndan mağfiret dile. Çünkü O, tövbeleri çok kabul edendir.”  Allah, kulunun gühahları ne kadar olursa olsun, onun tövbe ederek doğru yolda karar kılması için tüm kolaylıkları sağlamakta ve kulun Rabbine yaklaşması için vesileler aramasını istemektedir.

Melekleri de müminlerin bağışlanması için dua etmektedirler. “Arş’ı yüklenen ve bir de onun çevresinde bulunanlar (melekler), Rablerini hamd ile tesbih ederler, O’na iman ederler. Müminlerin de bağışlanmasını isterler: ‘Ey Rabbimiz! Senin rahmet ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. O halde tövbe eden ve senin yoluna gidenleri bağışla, onları cehennem azabından koru!’ (derler).

Ayette, arşı taşıyanlar ‘Hamele-i Arş’ denilen meleklerdir. Rivayete göre sayıları dörttür. Ancak, Hakka suresinde kıyamette bunların sayısının sekiz olacağı bildirilmiştir. Arşın korunma ve tedbirine memur oldukları için, bu isim kendilerine mecazen verilmiştir. Arşın çevresindeki melekler, arşı tavaf eden meleklerdir.

İnsan zayıf olarak yaratılmıştır. Her insan günah işleyebilir, “Ancak (günahlardan sonra) tövbe eden, iman eden ve salih amellerde bulunup davranan başka; işte onların günahlarını, Allah iyiliklere çevirir. Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.  “İman edip iyi işler yapanların (geçmiş) kötülüklerini elbette örteriz ve onlara, yaptıklarının daha güzeli ile karşılık veririz.  Bu ayetler, tövbe edip kendilerini düzeltenler için şahane birer müjdedir.

Çünkü günahkârlar, ayetin belirttiği ‘genel af’ tan yararlanacaklardır. Bu müjde gerçek tövbekâr kullar tarafından büyük bir nimet olarak karşılanmıştır. “Sonra şüphesiz Rabbin, cahillik sebebiyle kötülük yapan, sanra da bunun ardından tövbe edip durumunu düzeltenleri (bağışlayacaktır). Çünkü onlar tövbe ettikten sonra Rabbin elbette çok bağışlayan, pek esirgeyendir.

İçten gelen samimi bir tövbe ile yollarını düzelten kişilerin durumları hadis kitaplarında da geçmektedir. Sözgelimi, İbni Cerir ve Taberani, Ebu Hureyre’den şunu rivayet ederler:

“Bir gün Mecid-i Nebevi’de yatsı namazını kılıp eve döndüğümde kapıda duran bir kadın gördüm. Kendisine selam verip odama girdim ve kapıyı kapatarak nafile ibadetime koyuldum. Bir süre sonra kadın kapıyı çaldı, açtım ve kendisine ne istediğini sordum. Bir sorunu olduğunu söyledi. Zina etmiş, gebe kalmış, doğan çocuğunu da öldürmüştü. Günahının bağışlanma şansının olup olmadığını öğrenmek istiyordu. Olumsuz cevap verdim. Üzüntüyle geri döndü ve feryat ediyordu:

“Ah! Bu güzel vücut ateş için yaratılmış!” Ertesi sabah namazdan sonra, geceki olayı Hz. Peygamber (s.a) huzurunda naklettim. Şöyle buyurdular: ‘Çok yanlış bir cevap vermişsin Ebu Hureyre. ‘Allah’ın yanı sıra bir başka ilah çağırmayanlar… Ancak tövbe eden, iman eden ve salih amel işleyen hariç’ ayetini okumadın mı? Hz. Peygamber’den (s.a) bunu duyunca kadını aramaya çıktım ve yatsı vaktinde kendisine rastladım. Kendisine müjdeyi verdim ve sorusuna Hz. Peygamber’in (s.a) vermiş olduğu cevabı anlattım. Hemen secdeye kapandı ve kendisine bağışlanma yolu açan Allah’a şükretti. Sonra tövbe etti ve bir cariyesini oğlu ile birlikte azat etti.