MAHŞERDE DEĞİL MECLİSTE!
Bazı hesaplaşmalar mahşere kalır, bazıları da kirli çamaşır
gibi ortaya dökülüp alenen konuşulup hesaplaşılır. Bu kimi zaman siyasette kimi
zaman da aile içinde olur.
Hani “Kol kırılır yen içinde kalır” diye bir atasözü vardır
ya, bazen kol kırıldığı zaman bile yen içinde kalmayıveriyor. Önünde arkasında,
sağında ve solunda ne varsa ortalık yerde saç saça baş başa misali olmasa da
laflarla kavgası yapılıyor.
Bunun en canlı örneğine 60. Antalya Altın Portakal Film
Festivali’nde yaşanan FETÖ sızma girişimi olan belgesel ve sonrasındaki
kavgalarda tanık olduk. Herkes içinde ve eteğinde ne varsa ortalık yere saçtı.
Sonuçta festival iptal edildi amma kavgası MAHŞERE KALACAK
beklentisi içinde olanlar yanıldı. Dün Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin Ekim
Ayı Meclisi toplantısı yapıldı; şehrin sorunlarından çok festivalin konuşulduğu
bir meclis oldu.
Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in yokluğundaki mecliste hem muhalefet hem de CHP’liler eteklerindeki taşları döktü. Peş peşe sıralanan laflar hançer gibi saplandı.
Gelin kısaca kimin ne dediğine bir bakalım. MAHŞERE KALMAYAN
HESAPLAŞMADA neler söylenmiş neler? Fitili kim ateşlemiş, kim bu tuzağa düşmüş?
MHP Grup Sözcüsü Selçuk Senirli, Altın Portakal Film
Festivali ile ilgili tarihi krizin yaşandığı bir dönemde Büyükşehir Belediyesi
bürokratlarının “Bu ışıltılı hayatı biz seçmedik” paylaşımını gündeme getirdi.
Senirli, “Başkan Böcek, istifa etmeyen bürokratları
eleştirip, ‘Işıltılı hayat yaşayan danışman ve bürokratlara gereğini
yapacaktır. Bu iş bir an önce yapılmalıdır’ dedi.
Neydi bu konu? Büyükşehir Belediyesi Başkan Başdanışmanı Cem Oğuz, Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı Lokman Atasoy ve Dış İlişkiler Daire Başkanı Zeynep Tuğçe Çiftçibaşı’nın VIP araç içinde birlikte poz verip altına ‘Bu ışıltılı hayatı biz seçmedik’ yazılı bir paylaşım yapmıştı.
Tabi konunun muhatabı salonda olmadığı için talep şimdilik
sonuçsuz kaldı. Sonrasında Böcek’i zora sokanlar istifa mı eder yoksa görevden
mi alınırlar bilemem!
Laf lafı açtı, laf da festivalin kapısını açtı mecliste. Bu
kez CHP'li meclis üyeleri arasında polemik başladı. Konu iptal edilen Altın
Portakal ve Başkan Vekili Oktay Başaran’ın açıklaması.
CHP’li Şafak Otuzaltı, “Oktay Başaran festivalde yanlışa
yanlış dediği için disipline sevk edildi. Bu iş bu kadar ucuz olamaz. Kepez CHP
Örgütü kararlarını adam gibi gözden geçirsinler. Bu arkadaşımız kıymetlidir”
diyerek Başaran’ı savundu.
Bu cümleler üzerine söz alan Başaran, “Bakanlık neden
festivalden çekildi düşünmek lazım. Ben bir yanlışı paylaştım diye ihraç
edilmek isteniyorum” diyerek serzenişte bulundu.
Ve ekledi, “Doğruları söylemekten, aktarmaktan hiç
çekinmeyen, doğruya doğru, yanlışa yanlış diyebilen bir adamım. Beni tanıyan
iyi tanır. Ben çok iyi bir vatanseverim" dedi.
Başaran, Antalya Altın Portakal Film Festivali yönetimine de
“Festival yönetimi ve sanat yönetmeni neden işten çıkarıldı? Madem hiç alakanız
yok; Kültür ve Turizm Bakanlığı festivalden niçin elini ayağını çekmiştir? Jüri
Başkanı Demet Akbağ, ‘Ben böyle bir organizasyonun içinde olmam’ diye neden
çekildi hiç düşündünüz mü? Çok üzülerek söylüyorum bazen doğruya doğru
diyebilmektir siyaset.”
Sonra söze Meclis Başkanvekili Mesut Kocagöz girdi. Kocagöz,
“Bu aile içi meseledir, burada konuşulmaz. Başkan Böcek festivali yıl bitmeden
en iyi şekilde yapacaktır” diyerek kavgayı sonlandırmaya çalıştı. Yani “Kol
kırılır yen içinde kalır” dedi.
Fakat hesaplaşma sokağa taştı. Bu açıklamalardan sonra CHP
Kepez İlçe Başkanı Gökhan Ölmez, Şafak Otuzaltı'ya sert cevap verdi. Ölmez, bu
kez ADAMLIK kavgası başlattı.
Ölmez, “Şafak Otuzaltı’nın Kepez İlçe Yönetim Kurulumuzun
aldığı kararı kamuoyu önünde ‘Kepez İlçe Örgütü adam gibi karar alsın’ diyerek
dile getirmiş olmasını üzülerek takip ettik. CHP yönetimi ve üyelerini ADAM
olmamakla suçlamanın ne kadar talihsiz bir açıklama olduğunu ayrıca ADAM
olmanın bir duruşa sahip olmak gerektiğinin bilinci ile bu yersiz açıklamayı
partimizin ve kamuoyunun vicdanına sunuyoruz” diye tepkisini dile getirdi.
Vallahi bu CHP ve CHP’liler bir alem. Ne tartışmayı ne de
kavga etmeyi inanın bilmiyorlar. Aile içinde konuşacaklarını veya
konuştuklarını sokağa çıkıp ulu orta bağırarak ANONS ediyorlar.
Yani ne HELVA ne de HALVA demesini bilmiyorlar. Küçük bir
fitil ateşlendi mi birbirlerini alıp yerden yere vuruyorlar. Kirlik
çamaşırlarını ortalık yere döküveriyorlar!
Ama bir nebze yaşananlara ve söylenenlere bakınca HESAPLAŞMALARIN MAHŞERE BIRAKILMAMASI iyi oluyor. Çünkü herkes her şeyi net görüp anlıyor!
------------------
FAİZE ZORLUYORLAR!
Bir vatandaş elektrik faturasını internet üzerinden ödemek
için epey uğraşmış. Elektrik faturalarını tahsil eden CK ELEKTRİK garip bir
uygulama başlatmış! Ödeme şansınız yok.
Durum şöyle; Sizin faturanız var ve oturduğunuz yerden ödeme
yapacaksınız. Sisteme giriyorsunuz ve TEK ÇEKİMDE yani PEŞİN ödeme yapmak
istiyorsunuz.
Sağa bakıyorsunuz, sola bakıyorsunuz böyle bir seçenek
hakkınız yok. Ya ne? Sistem sizi en az 2 TAKSİT ve daha fazla seçeneğe
yönlendiriyor. Öyle bedava falan değil, FAİZİYLE!
Paranız var ama PEŞİN ödeme yerine FAİZLİ ödemek
zorundasınız. Vatandaşın iletisine göre, İş Bankası kartı ile 1027 TL’lik
fatura 2 taksit olunca 1432, 3 taksit olunca 2294 TL oluveriyor!
Garanti Bankası ile 2 taksit 2254, 3 taksit 3281 TL;
Vakıfbank ile 2 taksit 2558, 3 taksit ise 3149 TL’ye kadar ulaşıyor. Maazallah
9 taksiti seçtiyseniz FAİZ ana parayı 2 kat geçiyor.
Yahu bu ülkenin Cumhurbaşkanı FAİZE karşı iken siz neyin
peşindesiniz? Bu yaptığınız resmen insanları FAİZE zorlamak değil de nedir?
Neden PEŞİN ödeme seçeneğiniz yok?
Hangi çağdayız arkadaş. Bir aklıselim çıkıp bunu önce
vatandaşa sonra da bana izah ederse kamuoyunu bilgilendireyim ki FAİZ TUZAĞINA
düşmesinler.