Mahallelinin taş ocağı isyanı

Antalya’nın Gazipaşa ilçesinde faaliyet gösteren taş ocağı, bölge halkına korku ve endişe veriyor. Patlatmalar sırasında ocaktan fırlayan taş parçaları yerleşim yerindeki evlerin, arsaların üzerine düşüyor. Mahalleli 2016’dan bu yana faaliyet gösteren taş ocağı için tedbir alınmasını istiyor.

Gazipaşa ilçesinde faaliyet gösteren taş ocağı, kurulduğu günden bu yana dinamit patlatılması, ocaktan fırlayan taş parçalarının ise yerleşim yerindeki evlerin ve arsaların üzerine düşmesi nedeniyle ilçe halkı tedirgin. Her gün evlerin ve ekili arazilerin üzerine taşların düşmesinden dolayı vatandaşlar yıllardır korku içinde yaşıyor. Şikayetçi olan mahalle sakinleri, taş ocağı ile ilgili çözüm bekliyor.



"KİMSE EVLERİNİN BALKONUNDA OTURAMIYOR"

Bölgede oturan ve patlamalara birebir şahit olduğunu belirten Kerim Uğur “Bu bölgede insanların geçim kaynağı tarım. Atalarımız bizleri bahçelerinde olan keçi boynuzu (harnup), zeytin gibi tarım ürünleri satarak okuttu. Maalesef ki yıllar önce mahalle yaşam alanı içine kurulan bu taş ocağı yüzünden artık mahallede kimse evlerinin balkonunda oturamıyor. Dışarıda hiçbir eşyanı koyamıyorsun" açıklamasını yaptı.



"TAŞLARI KEPÇE İLE DÖKÜYORLAR"

Taş ocağında genel anlamda hiçbir güvenlik önlemi alınmadığını dile getiren Uğur, “Taş ocağında yapılan kırma, dökme ve öğütme işlemleri sulama ile yapılması gerekirken gelişi güzel yapılıyor. Herhangi bir güvenlik önlemi alınmadan yaklaşık 200 metre yukarıdan aşağıya taşları kepçe ile döküyorlar. Hem tehlike arz ediyor hem de toz çevreye zarar veriyor dedi.


“MAHALLENİN YÜZDE 80’İ AKCİĞER HASTASI”

 Uğur, babasının da astım hastası olduğunu belirterek, “Taş Ocağından çıkan toz nedeniyle çocuklar ve mahalle halkının yüzde 80’i nefes darlığı problemi yaşıyor. Babam astım hastası. Artık nefes alamaz hale geldik" ifadelerini kullandı.


“ACİL ÇÖZÜM BEKLİYORUZ”

Taş ocağında yapılan dinamit patlamalarından dolayı evlerde derin çatlaklar oluştuğuna dikkat çeken Uğur, “Bahçelerimizdeki meyve ağaçları da meyve vermez oldu. Seralarının havalandırmasını yapamadığımız için ürünlerimizin verimi de düştü. Ben kendim 17 Eylül Pazar günü canlı olarak şahit oldum. Ocakta yapılan dökme işleminden dolayı toz bulutları mahalleyi kapladı. Artık bu taş ocağı ile ilgili acil yetkililerin yaptırım uygulamasını ve acil çözüm üretmesini bekliyoruz” şeklinde konuştu.


HER SABAH TOZ SİLİYORUM

Bölgede oturan Ümmü Uğur, eşinin de astım hastası olduğunu belirterek, taş ocağının evlerine yaydığı tozdan ve patlamalardan dolayı çok korktuğunu, eşinin sağlığından dolayı da endişe ettiğini dile getirdi. Uğur, “Kime şikayet etmemiz gerekiyor bilmiyoruz. Okuryazarlığım yok. Evimizin balkonuna tozdan çıkamıyoruz. Tadımızla evimizde ekmek yiyemiyoruz. Toz ocaktan direk buraya geliyor hemen karşısı olduğu için yüksek burası hiç toz kesilmiyor bu yüzden. Her sabah toz siliyorum. Eşim astım hastası dün gece yine rahatsızlandı, hastaneye götürdük. Yıllardır hasta yatıyor. Dışarı çıkarıp eşime bir hava bile aldıramıyorum. Devlet ise millet ise baksın derdimize. İyice canımıza doyduk . Dayanamaz hala geldik patlamanın gecesi gündüzü belirsiz. Kaymakamlığa da şikayet ettik ama hiçbir faydası olmadı. Biz burada kırılıp duruyoruz. Başka bir yere mi göçelim? Böyle giderse burada ne adam kalacak ne de bir ağaç. Hep millet astım hastası oldu. Köyün hepsi hasta bu tozdan dolayı. Patlama olduğunda evin her yeri yarıldı. Sürekli patlamalar oluyor zaten, patlama olduğunda göğe iner çıkarım, çok korkuyorum. Çok vakit bayılıyorum korkudan. Direk doktora götürüler beni. Eşim zaten hasta, komşularımda hasta, hep ihtiyarız, burada gençler de kalmadı. Yazık mı değil bize. O kadar canımıza bıktık ki. Bize artık yardımcı olsunlar.” İfadelerini kullandı.


"TARIM YAPAMIYORUZ"

Dursun Akgün ise “Yıllardır taş ocağının tozundan köy olarak hastalıklarla boğuşuyoruz. Astım ve bronşit var bende. Tozla gece gündüz sürekli mücadele ediyoruz. Gece gündüz fark etmiyor saati toz ve patlamalar sürekli oluyor zaten. O patlamalardan evlerimiz çatladı hep. Evi kalmadı kimsenin .Şöyle etrafa bakın hep yarık. Camekanlarımızın duvarları hep çöktü. Zeytin ağaçlarımız hep kurudu. Tarım yapamıyoruz artık” diyerek yetkililerden yardım istedi.

İHA