LİSTE SORUNUNA ÇÖZÜM BULUNMALI

Her dönem dernek, oda ya da borsa seçimlerinde karşımıza liste krizi çıkıyor. Ya isimler listelerde olmuyor, ya meslek grupları farkı alanlara kayıyor veya iki grubu karşı karşıya getiriyor.

Son dönemde bu mesele yine gündeme geldi. Bazı oda seçimlerinde yangından mal kaçırır gibi listeler kaçırılıyor, rakiplere eksik ve bölük pürçük veriliyor. Maç başlamadan skor ilan ediliyor.

Bunlar yapılırken Kişisel Verilerin Korunması (KVK) Kanunu gerekçe olarak gösteriliyor. Hani dedim ya, “Maç başlamadan skor ilan ediliyor” diye. İşte kilit nokta bu.

Ama bu kanun ne hikmetse mevcut yönetimde olanları bağlamıyor. Onların elinde tam teşekküllü listeler var. Her biri fellik fellik üyeleri dolaşıp oy istiyorlar.

İşte bu noktada benim anlamadığım bu KVK sadece muhalifler için mi geçerli? Yoksa taraf tutulan adayı seçime 4-0 başlatma gibi bir niyetleri mi var? Bu sorulara ilgilileri mutlaka bir cevap verecektir.

Lakin bu işler ve kısır çekişmeler yerine adil bir seçim çalışması yapılması sanırım en doğru olanı. Bunu sağlamak ise mevcut dernek, oda ve borsa başkanlarına düşüyor.

Fakat bu adaleti saydığım kişilerin sağlaması mümkün görünmüyor. Ancak ve ancak Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı’nın konuya el atması ile adalet sağlanacak hissi uyandırıyor.

Aksi halde bu dernek, oda ve borsa seçimlerinde bu liste krizleri ilelebet sürüp gidecek. Bizde maça 4-0 önde başlayan rakibi gerçek şampiyon takımın başkanı gibi alkışlamak zorunda kalacağız.

KİŞİYİ ÖZEL ASFALT

Bazen kendi kendime sorarım acaba bazı yazarlar köşelerinin sonunda “Biz ne zaman adam oluruz” u niye sorarlar diye. Laf olsun mu yoksa gerçekten mi sorarlar anlamazdım.

Türkiye’de hakikaten her daim bu soruyu ya kendimize ya da toplumun tüm kesimine sormamız gerekiyor. Hem de her konuda!

Sevgili dostlar, asıl “Biz ne zaman adam oluruz” sorusunun bugünkü cevap “Adamına göre muameleyi bıraktığımız zaman” olabilir. Veya “Kişiye özel hizmeti bıraktığımız zaman.”

Böyle bir konuya nereden geldik önce onu sizinle bir paylaşayım sonra düşüncelerimin haklı olup olmadığına siz karar verin.

Antalya’nın Döşemealtı ilçesine bağlı serinliği ile nam yapmış Bademağacı Mahallesi var. Burası Antalyalılar için yaz aylarında tatil imkanı buldukları bir yer.

Sıcaktan bunalanlar genelde soluğu Bademağacı’nda alıyor. Kimisi zengin, kimisi imtiyazlı birçok kişi var burada. Anlayacağınız çoğunluğu kalburüstü insanlar. Hepsi kelli felli.

Ancak içlerinde öyle biri var ki imtiyazlı mı imtiyazlı. Akpınar Caddesi üzerinde oturuyor bu zat-ı muhterem. Ne hikmetse belediyeler bir dediğini iki etmiyor. Gak deyince su, guk deyince asfalt!

Mahallede yıllardır asfalt sorunu var ama onun için bu sorun değil. Çünkü hatırlı ve imtiyazlı olduğu için KİŞİYE ÖZEL ASFALT yapılmış evinin önüne. Diğerlerinin ne hali varsa görsün.

Hatırlı kişinin kim olduğunu bilmiyorum ama hakikaten yapılan işin doğru olduğunu söyleyen biri varsa bende ona şapka çıkartayım. İşte bizim niye adam olmadığımızın açık ve net göstergesi bu olay.

Artık yıl 2022 ve Türkiye Cumhuriyeti 100. Kuruluş Yılını kutlamaya bir yıl kalmışken bu tür olayları bir kenara bırakıp herkese eşit hizmet götürmenin yoluna bakmalıyız. Yoksa biz SİTTİN SENE ADAM OLAMAYIZ.

ÜÇ KÖFTE BİR DENETİM

Yukarıdaki satırlara baktığınız zaman bu bölümdeki konuyu çok teferruatlı izah etmeme gerek yok sınarım. Çünkü bir birinin benzeri neredeyse. Sadece konu ve olaylar farklı. Asıl sorun İMTİYAZ meselesi!

Antalya’da herkesin bildiği bir şişçi var. Arapsuyu PTT binası ile Arapsuyu Mezarlığı’nın tam karşısında. Damak tadı ile ün yapmış amma çevresindeki komşularına AZAP çektirerek.

Bu meşhur şiş köfteci adaşım ilk zamanlar tüm kurallara uygun yapmış işlerini amma son zamanlarda işi zıvanadan çıkarmış. Sulu sistemi bırakıp bacalı kuru sisteme geçmiş.

Hal böyle olunca da etraf DUMANALTI olmuş. Mahalledeki tüm komşular ne kapı pencere açabiliyor ne de balkonda bir çay içebiliyormuş. Konyaaltı Belediyesi başta şikayet edilmedik yer bırakılmamış.

Sonuçta denetime gidenler KÖFTE YİYİP gitmiş. Raporlar NORMAL çıkmış. Alan memnun, veren memnun, denetlenen memnun, denetleyen memnun. Sonuç mahalleli perişan.

Yahu arkadaş bırakın İMTİYAZ işini de yapın şu görevinizi ADAM gibi. Yoksa vallahide billahi de BİZ ADAM OLAMAYIZ.